40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
02:00
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun, geçmişteki gibi olmadığını ve daha farklı ilerlediğini kaydeden DEM partili Ahmet Türk, Abdullah Öcalan ile ilk görüşmelerinde de ne kadar samimi şekilde barışı istediğini gördüğünü söyledi. ‘İçinde bulunduğumuz süreç toplumumuzun halkların ortak demokratik değerlerde buluşma projesidir’ diyen Türk, bunun için de hukuki zeminin sağlanması gerektiğini belirtti. Tuba Kalçık‘a önemli açıklamalarda bulunan Ahmet Türk, “Bir ulusalcı kesim var, bunlar sürecin barışa evrilmesinden rahatsız olduğunu görüyoruz, televizyon programlarına çıkardıkları aktörlerden bunu rahat fark ediyoruz” dedi. Türk, kendine sosyal-demokratım diyen anamuhalefet partisinin toplumsal barışın sağlanmasında aktif bir rol oynaması gerektiğini söyledi. “Özgür Özel, tabanına göre daha iyi bir yerde duruyor, Babacan bu konuda demokrat bir tavır sergiliyor, Davutoğlu çözüm yönünde ön açıcı bir irade sergiliyor” diyen Türk, süreci eleştirenlerin de çıktığını ancak bu sürecin desteklenmesi gerektiğini söyledi.

● “Neler yaşandığının farkında değiller”
“Bu projeyi sadece PKK‘nın silah bırakması olarak görmemek gerekir, bir Türk-Kürt kardeşliğinin ötesinde Ortadoğu’nun demokratikleşmesinin önünü açacak büyük bir proje olarak görülmesi gerekir” diyen Türk, Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye‘nin Ortadoğu’nun demokratikleşmesine çok büyük katkı sağlayacağını söyledi. “Çözüm sürecini büyük bir fotoğraf olarak bakmak lazım, hangi düşüncede olursanız olsun ama çözüm sürecine katkı sağlamak gerekiyor” diyen Türk, Türkiye’de apolitik bir kesim olduğunu ve bunların hala Kürtler yoktur dediğini belirtti. “Neler yaşandığının farkında değiller, süreci bu kesime de anlatmak lazım” diyen Türk, bu sürecin sadece Kürtlerle ilgili bir süreç olmadığını bir Ortadoğu süreci olduğunu iyi anlatmak gerektiğini belirtti.
● “Erdoğan’a önemli görev düşüyor”
Kürt meselesi yüz yıllık bir sorun, böyle bir sorunu devletin tüm kurumlarında hakimiyeti sağlayan bir lider çözebilir diyen Türk, bu anlamda Sayın Erdoğan‘ın hakimiyetinin olduğunu söyledi. İki dönem CHP‘de vekillik de yaptım. CHP’yi bir bütün olarak değerlendirmek doğru değil. Parti için süreci destekleyen dostlarımız, arkadaşlarımız var. Ama sanki süreç başarıya ulaşınca bizim bir yere angaje olacağız gibi düşünen insanlar da var. Bu bir yanılgı. Sürecin başarıya ulaşmasını istemeyenler var. Özgür Özel sürecin başarıya ulaşmasını isteyen biri. Özgür Özel’in tutumunu yapıcı buluyorum.

● “Türkiye çok önemli bir sürece girdi”
Türk, “Yıllardan beri demokratik siyasetin güçlenmesini silahın yerine demokratik siyasetin büyümesi konusunda hep çaba gösterdik. 12 Eylül’ü, 90’ları yaşadık. Ben yıllardır ‘bizimle konuşabileceğimiz son kuşağız, bizim kuşakta ortadan kalkarsa bu konuşabilecek kimseyi bulamazsınız’ dedim. Yıllardan beri toplumsal barışın sağlanması için çaba gösterdik, hiçbir zaman buna inancımızı da kaybetmedik. Kardeşliğin, barışın olacağına olan umudumuz bizi ayakta tuttu. Çünkü inanç olduğu zaman her türlü çabanın içinde olursunuz, beslersiniz, fedakârlık yaparsınız, büyütürsünüz. Geçmişi, yaşananları bilmeyenler ise ne bu fedakarlığı yapar ne de geçmişi doğru biçimde günümüze aktarabilir. Çok değerli arkadaşlarımızla birlikte barış için mücadeleyi sürdürdüğümüz. Daha önceki çözüm sürecinde de MİT Başkanı ve İçişleri Bakanımızla görüşmüştük. Yani o sürecin sancısız geçmesi için çaba sarf etmiştik ama sonuca ulaşmamıştı” diye konuştu.
● Daha önceki çözüm sürecinin başarıya ulaşmamasında cemaatin etkisi olduğunu düşünüyorum. Gülen cemaati o dönemde devletin birçok kademesine sızmıştı. KCK Davasında bu çok açık şekilde ortaya çıktı. Davalara bakan yargıçların, savcıların çoğunun Gülen cemaati gruplarından geldiği ortaya çıktı. O dönemde hükümet de hazır değildi. Şimdi süreç geçmişteki gibi değil. Daha farklı ilerliyor. Zaten Öcalan ile ilk görüşmemizde de ne kadar samimi şekilde barışı istediğini gördük.

ÖFKELERİ BAĞIŞLAYALIM
● Trabzon’daki annenin de Şırnak’taki annenin de acıları yüreğimizi yakıyor. Her ölen insan büyük bir kayıptır. 40 binden fazla insanın can verdiği bir soruna iki taraflı bakmak lazım. Ölen herkes bizim kaybımız. Evladını yitirmiş, kardeşini yitirmiş insanların acılarını anlamak lazım. Meseleye dengeli şekilde bakmamız gerekiyor. Yarım asırdır kan ve gözyaşı Türkiye’nin hangi bir karış toprağına dökülmedi ki.Ama lütfen artık hepimiz kırgınlıklarımızı ve öfkelerimizi barışa bağışlayalım.
DEVLET BEY SAHİPLENİYOR
● Devlet Bahçeli’nin sürece yönelik kararlı bir tavrı var. Devlet bey çok saygı duyduğum bir lider. Bu süreçte dimdik duran ve sürece sahip çıkan bir insan. Bir devlet aklıdır bu duruş. Süleymaniye gittiğimizde arayıp teşekkür etti. Kendisi ile ilk cezaevinden çıktıktan sonra havalimanında karşılaşmıştım. Kendisini ziyarete gidememiştim ama kendisine teşekkür telefonu etmiştim. Kendisi ile aynı okuldanız. Devlet beyi yakın zamanda ziyaret etmek istiyorum.

MUSTAFA KEMAL’DEN SONRAKİ EN ETKİLİ LİDER ERDOĞAN
● Ahmet Türk, “Cumhurbaşkanı bu süreci desteklediği için süreç ilerliyor. Her şeyi hesaplıyor, gelebilecek eleştirileri bile göz önünde bulunduruyor. Sürecin başında bu komuyla ilgili düşüncelerini çok fazla kamuoyuyla paylaşmadı ama son zamanlarda süreci sonuna kadar destekleyeceğini açıkça ifade etti” dedi.
● “Bugüne kadar Mustafa Kemal dışında devletin bütün kurumlarında etkin gücü olan Sayın Erdoğan oldu’ diyen Türk, devletin içinde eskiden çok daha farklı düşünen odakların olduğunu ama şimdi hem iç nedenler hem dış faktörler nedeniyle çözümüm zaruri olduğunu düşünen devlet içinde güçlü bir eğilim olduğunu söyledi. “Güçlü bir siyasi konsensüs var” diyen Türk, burada da yürütme erkinin başında olan Sayın Erdoğan’a önemli bir görev düştüğünü söyledi.
● Türk, “Cumhurbaşkanımız DEM heyetiyle görüştü. Ben de özellikle Suriye konusunda kendisiyle konuşmak istiyorum. Bölgede büyük bir Ortadoğu projesi var. Bu Türkiye’nin lehine proje. Başka ülkelerin müdahalesi yerine Türkler ve Kürtlerin bir araya gelerek, neler yapılabilirinin kararını vermeli. Türkiye, oradaki Kürtlerle de görüşmeli. Ahmet Şara ile görüşülsün ama oradaki Kürtler’le de görüşülüp fikri alınmalı bana göre” diye konuştu.

AKİL İNSANLAR LİNÇ EDİLMİŞTİ…
● Ne yazık ki her zaman savaştan yararlanan kesimler de çıkıyor. Sadece Türkiye’de değil bu durum. Mesela silah tüccarları savaştan besleniyor Amerika’da. Çözüm sürecini büyük bir fotoğraf olarak bakmak lazım. Hangi düşüncede olursanız olsun ama çözüm sürecine katkı sağlamak gerekiyor. Türkiye’de apolitik bir kesim var, bunlar hala Kürtler yoktur diyor. Neler yaşandığının farkında değiller. Bu sürecin sadece Kürtlerle ilgili bir süreç olmadığını bir Ortadoğu süreci olduğunu iyi anlatmak gerekiyor.
DUYGUSAL ANLAR YAŞANDI
● PKK’nın silahların yakılması töreninde duygusal bir an yaşadım. Öcalan’ın bu sürecin başında bunu herkesin sahiplenmesi gerektiğini ortaya koyması çok önemli bir andı benim için. PKK’nın silahların yakılması töreninde duygusal bir an yaşadım. Silahların bırakılmasını talep eden bizdik. Silahlı mücadelenin artık yerini demokratik siyasete bırakması gerektiğini düşünüyorduk. Beni en fazla sevindiren ve heyecanlandıran buradan giden heyetlerin coşkuyla karşılanmasıydı. Duygusal anlar yaşandı.

SIRRI’YI ASLA UNUTMAYACAĞIZ
● Sırrı Süreyya Önder’i yakın zamanda kaybettik. Bizim için büyük bir kayıp. Hizmetlerini, çabalarını asla unutmayacağız. Bugün herkes biliyor ki, Sırrı sadece bu ülkenin barışını, demokratik geleceğini esas alan bir insandı. Bizim için çok değerliydi, Türkiye halkı için çok değerliydi. Cenazesinde de Türkiye’nin birçok kesiminden insan var. Buna baktığımızda bile Sırrı’nın barışçıl bir aktör olduğu ortaya çıkıyor.

SAĞLIĞIM İYİYE GİDİYOR
● Sağlığımız nasıl? Kanser tedaviniz devam ediyor değil mi? Evet, tedavim iyi gidiyor şükür. İmmünoterapi toplandı, 21 günde bir serum veriyorlar.
1
İslam’a Göre Kıyametin Alametleri…
74274 kez okundu
2
Ara Güler vefat etti! Ara Güler’in hayatı ve fotoğrafları
28059 kez okundu
3
Eğitim arttıkça şiddetin kalitesi artıyor!.. Başdanışman’dan şok sözler.
16719 kez okundu
4
Siyaset Bilimci Edgar Şar iktidarın değişmesinin tek yolunu açıkladı
16132 kez okundu
5
Dünya 5’ten büyüktür’ şarkı oldu klip sosyal medyanın dilinde
15371 kez okundu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
bursa escort görükle eskort görükle escort bayan bursa görükle escort bursa escort bursa escort bayan
🕊️ “Ahenk mi, Adalet mi?” Ahmet Türk, uzun yıllar boyunca Kürt siyasetinin en ağır bedellerini ödemiş bir isim. Kuşkusuz bu ülkenin en sakin, en dirayetli figürlerinden biri. Ancak bazen tarih, yorgun bir bilgelik öpücüğü altında, bizi yeniden aynı hataya çağırır: birilerinin iyi niyetine göre çalışır. Bugün Sayın Türk’ün sözlerine dair, sanki o hatırayı yeniden dinliyoruz: “Devletle ahenk içindeyiz, Erdoğan’sınız, süreç ilerliyor.” Ne kadar bilinen bir melodi, değil mi?Oysa biz bu melodiyi 2013’te de duyduk. Aynı “umut tınıları” arasında, Dolmabahçe’de güller okunur, meydanlarda “barış” türküsü söyleniyordu. Ve sonra bir sabah ansızın, her şey sustu. Kürt illerinde evler yıkıldı, kayıpları azaldı, anneler yine ağıt yaktı. O “ahenkli devlet” bir gecede eski haline döndü; Kürt yine hedef, barış yine “tehdit” oldu.🔹 “Erdoğan evli” demek, yeter mi?Ahmet Türk diyor ki: “Cumhurbaşkanı Erdoğan bu süreç için süreç ilerliyor.” Ama sormak gerekir: Bir ülkenin barışı, bir kişinin ruh haline mi bağlı? Erdoğan süresi boyunca barış, desteklemediği gün savaş mı olacak? Barış bir lütuf değil, bir hak tır. Hak, kimsenin inisiyatifine bırakılamaz. Eğer Kürt meselesi “Erdoğan’ın parçası” olarak adlandırılan noktadaysa, bu zaten çözülmemiş – sadece ertelenmiştir.Bir liderin “etkisi” değil, bir toplumsal adalet talebi barışı kalıcı olarak sunar. Barışı bireye değil, halkların ortak değişimine yaşama süresi boyunca, bugün “çözüm süreci” dediğimiz şey yaşadığı bir kontrol süreci ne dönüşüme dönüştü. Barış, tepeden bana bir proje değil; aşağıdan yukarı, halkın nefesinden doğan bir dönüşümdür.🔹 “Devlet aklı devrede” mi, yoksa aynı devlet mi?Ahmet Türk, “Bu süreç farklı, devlet aklı devrede” diyor. Peki hangi devlet aklındaydı? Kürtçe konuştuğu için çocukların okuldan atıldığı, sanatçının şarkısından dolayı yargılandığı, binlerce siyasetçinin zindanda tutulduğu bir devletten mi söz ediyoruz? Bu mu yeni akıl?Devlet aklındaydı, eğer hayattaysa inkarın, asimilasyonun ve güvenlik siyasetinin içinde debeleniyorsa, adı değişse de özünde aynı. O nedenle mesele “devletin ahenk içinde olması” değil; belgenin adaleti içindedir.Kürtlerle devlet arasındaki sorun “ahenk” sorunu değil, özgürlük sorunudur. Bir ulusun diğer dili, kültürü, iradesini tanımıyorsa, orada uyum değil; sessizlik olur. Ve unutmayalım: Sessizlik, barışın değil, korkunun sesidir.🔹 “Devlet Bahçeli sürece sahip çıkıyor” mu?Türk’ün “Devlet Bahçeli sürece sahip çıkıyor” sözü ise tarihin ironisiyle yazılmış bir cümle gibi. Barış Bahçeli’nin sahip olduğu bir tablo, ya gerçekten yeni bir Türkiye’dir ya da biz mevcut eski oyunun yeni perdesindeyiz. Çünkü Bahçeli’nin siyasi çizgisinde “barış” idaresi hep idare bekası cümlesinin yanına eklenmiştir; halkların kardeşliği değil, ulusal birliğin disiplinidir. Bu da barış değil, itaat etmektir.🔹 “Ulusalcılar rahatsız” demek kolay, peki ya derin devlet?Ahmet Türk, “Bir ulusalcı kesim sürecinin barışa evrilmesinden rahatsız” diyor. Doğru, rahatsızlar. Ama sadece ulusalcılar mı? Bu ülkelerde rahatsız olan çok daha büyük bir yapı var: Savaş ekonomisinden beslenen sermaye, stratejinin içinde gizli kalan klikler, “terör”ün toplayan medya patronları ile reyting yapması… Barışı istemeyenler sadece ideolojik değil, ekonomik olarak da güçlü. Silahın susması, onların cebinin boşalması demek. Bunu görmeden barış konuşmak, karanlık bir odada mumla güneş aramaktır.🔹 “Atatürk’ten sonra en etkili lider Erdoğan”Ahmet Türk’ün “Mustafa Kemal’den sonra en etkili lider Erdoğan’dır” sözleri, bir tespitten çok bir teslimiyet gibi. Evet, Erdoğan etkili olabilir. Ama etkili olan her şey faydalı değil. Fırtına da etkileyicidir, ama geçtiği yerde hiçbir şey yeşermez. Kürt nüfusu etkilenmek değil; eşitlenmek istiyor. Bir liderin kudretinde erimek değil, kendi kimliğiyle onurlu yaşamak biçiminde istiyor. Bu nedenle barış, “güçlü liderin izniyle” değil, güçlülerin iradesiyle mümkündür.🔹 “Öcalan barışmak istiyor” kısmı…Kimse Öcalan’ın barış niyetini sorgulamıyor. Ama Mesele artık “Öcalan ne istiyor?” değil; toplum neye hazır? Toplumun, özellikle Türk kamuoyunun bu süreçte nasıl baktığı, nasıl ikna edildiği konuşulmadan “barış” olmaz. Bir kez daha insanlar dışlayan, sadece elitler arasında yürüyen bir diyalog süreci, kısa süreli umut yaratır ama uzun süreli derin bir kırılma meydana gelir. Dolmabahçe mutabakatını hatırlayalım: Halktan gizlenen her şey, sonunda halkın önünde dağılır.🔹 “Öfkeleri barışa bağışlayalım” demişsiniz…Ne güzel cümle. Ama öfkenin durumu yerindeyken, nasıl bağışlanacak? Adalet olmadan, hakikat ortaya çıkmadan, yüzleşmeden öfke bağışlaması değil, reddedilmesi olur. Kürtlerin öfkesi nefret değil; adaletsizliğin işkencesidir. Barış, bu öfkeyi unutturmak değil; onun evinden çıkarılmasıdır. Bir annenin gözyaşını silmek için önce o acıyı döktüren bir hesap oluşturmak gerekir.🔹 Sonuç: Barış, sarayda değil, halkta başlarAhmet Türk, iyi niyetli bir şekilde konuşuyor, bu konuda hiç şüphe yok. Ama henüz iyi niyetli değilim. Çünkü barış, yalnızca iyi insanların duasıyla değil; cesur insanların iradesiyle gelir. Ve bugün cesur olmak, iktidara “evet” demek değil; “hayır” diyebilmektir. Biz “devletle ahenk” değil, halkla dayanışmak istiyoruz. Biz “liderlerin projesi” değil, halkların sürecinin olmasını istiyoruz. Ve bunlar ki: Barış, bir imza değil, bir toplumsal hafızadır. Unutturulan onun deneyimini, bizi yeniden aynı sarmala çağırır. Eğer geçmişteki konuları unutursanız, bugünün gücündeki hayran kitleleri, gelecekte yine suskun olur.Ahmet Türk’ün dediği gibi “hepimiz öfkelerimizi barışa bağışlayalım” — ama önce adalete bağlanalım. Çünkü adalet olmadan barışır, sadece uzun bir sessizliktir.
yorumunuz sert ama yine de yayınladık
hayır olsun
hayırlı olsun