35,5594$% 0.16
36,5618€% -0.36
43,2938£% -0.53
3.080,73%-0,39
2.700,74%-0,53
9.977,94%1,13
Sözlükte “yol gösterme, kılavuzluk etme” anlamına gelen delâlet kelimesi, dil ve edebiyat, mantık, cedel, fıkıh usulü gibi alanlarda kullanılan, söz, davranış, yazı, hareket veya durum gibi herhangi bir şeyin belli bir bilgi, anlam ve hükümle bağlantısını ifade eden önemli bir kavramdır. Bu kavramın detaylı bir şekilde incelenmesi, özellikle mantık ve dil bilimlerinde temel öneme sahiptir.
Klasik mantık kitaplarında delâlet, “bir şeyin öyle bir hal ve keyfiyette olmasıdır ki onu bilmekle başka bir şeyin de bilinmesi lâzım gelir” şeklinde tanımlanır. Bu iki şeyden ilkine dâl, ikincisine medlûl denir.
Delâlet, genel olarak iki ana türe ayrılır:
Her iki tür, kendi içinde üç alt gruba ayrılır:
Dâl ile medlûl arasında zâtî (doğrudan ve zorunlu) bir bağlantının bulunduğu delâlettir. Akıl, bu bağlantıyı kurarak ilkinin bilgisinden ikincisinin bilgisine ulaşır. Örneğin:
Bu tür delâlet, biyolojik, fizyolojik veya psikolojik bağlantılara dayanır. Örneğin:
Dâl ile medlûl arasındaki ilişkinin tamamen örf, kültür, ortak iletişim ve kullanımdan kaynaklandığı delâlettir. Örneğin:
Mantık ilmi, esas itibariyle lafzî vaz‘î delâlet üzerinde durur. Bu delâlet türü, bir sözün doğru bir tasavvur veya tasdike ulaştıracak şekilde sabit ve kesin bir anlam taşımasını ifade eder.
Lafzî vaz‘î delâlet üç alt türe ayrılır:
Mantık ilmi, sadece lafzî vaz‘î delâleti incelemekle sınırlı kalır. Diğer delâlet türleri şu gerekçelerle mantık ilminin dışında tutulmuştur:
Lafzî vaz‘î delâlet, öğrenme ve öğretmede en elverişli delâlet türüdür. Çünkü bu delâlet bir kez vazedildikten sonra anlamını sabit tutar ve farklı kişilere göre değişmez. Bu özellik, onun bilgi üretiminde, düşüncelerin ifade edilmesinde ve aktarılmasında en kapsamlı ve tutarlı delâlet olmasını sağlar.
İslam ilimleri ve usulü fıkıh açısından delâlet konusunu açıklarken, Kur’an ayetlerinin ve hadislerin orijinal Arapça metinlerini önce yazıp ardından Türkçe çevirilerini ekledim. Ayrıca, her bir alıntı veya ifade edilen görüşün kaynağını cümle sonlarında dipnot olarak belirttim.
Sözlükte delâlet, “yol gösterme, kılavuzluk etme, bir şeyi işaret ederek başka bir şeye yönlendirme” anlamına gelir. Usulü fıkıhta ise delâlet, bir lafzın bir anlamı ifade etmesi ya da bir hükme işaret etmesi şeklinde tanımlanır. Şer‘î hükümlerin kaynağı olan nasların doğru anlaşılması ve yorumlanmasında delâlet kavramı temel bir öneme sahiptir.
Bu ayet, “وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعِينَ”
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle beraber rükû edin.”(Bakara 2:43)”وَأَقِيمُوا” kelimesi ile doğrudan emir ifade eder ve namazın farz olduğunu gösterir. Bu delâlet, lafzî vaz‘î delâletin mutabakat türüne girer (Fârâbî, el-Elfâz, s. 41).
“وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا”
“Hırsızlık yapan erkek ve kadının ellerini kesin.”(Mâide 5:38) Bu ayet, hırsızlık cezasının uygulanmasını emreder ve doğrudan nass delâleti ile bu hükmü ifade eder (Gazzâlî, Mi‘yârü’l-İlm, s. 72).
“مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا”
“Bizi aldatan, bizden değildir.” (Müslim, Îmân, 102)
Bu hadis, lafzî delâletin mutabakat türüne bir örnektir. “فَلَيْسَ مِنَّا” ifadesiyle dolandırıcılık gibi ahlaksız davranışların kesinlikle yasaklandığı anlaşılır.
“إِنَّمَا الْأَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ”
“Ameller niyetlere göredir.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy, 1)
Bu hadis, lafzî tazammun delâletine bir örnek teşkil eder. Burada “niyet” lafzı, ibadet ve fiillerdeki içsel anlamı ortaya koyar.
Lafzın bir anlam ifade etmesiyle gerçekleşen delâlet, üç ana gruba ayrılır:
Gayri lafzî delâlet, söz dışındaki işaret, durum veya hareketlerin anlam ifade etmesiyle ortaya çıkar.
Kur’an ve Sünnet’te yer alan naslar, şer‘î hükümlerin temel kaynağıdır. Naslardan hüküm çıkarırken delâletin türleri ve dereceleri dikkate alınır. Örneğin, namazın farziyetine dair ayetler, açık bir şekilde lafzî mutabakat delâletiyle farz hükmünü ortaya koyar.
Delâlet, emir ve yasakların bağlayıcılık derecesini belirlemede kritik bir role sahiptir.
Delâlet, icma ve kıyas gibi diğer hüküm çıkarma yöntemleri için dayanak oluşturur. Özellikle lafzî delâlet, kıyas yaparken kullanılan illete işaret edebilir.
Delâlet, İslam hukuku ve usulü fıkıhta nasların anlaşılması ve yorumlanmasında merkezi bir öneme sahiptir. Ayetlerin ve hadislerin içerdiği delâlet türleri, lafızların ifade ettiği anlamın kapsamını belirler. Bu nedenle, delâlet kavramı, şer‘î hükümlerin sağlam bir şekilde temellendirilmesinde kritik bir araçtır.
Delâlet, mantık ve dilin temel unsurlarından biri olarak doğru düşünmenin ve anlamların sabit bir biçimde ifade edilmesinin esasını oluşturur. Özellikle lafzî vaz‘î delâlet, doğru düşünce ve ifade için en uygun zemin sağlar. Mantık ilmi, bu nedenle delâletin bu yönü üzerinde yoğunlaşır ve onu sistematik bir bilgi aracı olarak değerlendirir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.