DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a
  • Bedir Haber
  • GÜNCEL
  • Cumhuriyet, Din ve Diyanet: Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Perspektifinden Bir Okuma

Cumhuriyet, Din ve Diyanet: Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Perspektifinden Bir Okuma

Cumhuriyet, Din ve Diyanet: Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Perspektifinden Bir Okuma
0

BEĞENDİM

Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Cumhuriyet’in dinle ilişkisini “varoluşsal bir ilişki” olarak tanımlıyor. Bu ifade tek başına iddialı: Çünkü hem laiklik tartışmasını hem de Cumhuriyet’in kuruluş ideolojisine yönelik yaygın kabulleri yeniden okumayı öneriyor. Görmez’e göre Cumhuriyet ile din arasında bir gerilim değil, kurucu bir etkileşim vardır. Bu çerçeve, Diyanet’in tarihsel rolünü de sadece bir “devlet kurumu” olmaktan çıkarıp, toplumsal bir güvence olarak konumlandırıyor.

Bu makalede Görmez’in üç ana görüşünü inceliyoruz:

  1. Cumhuriyet’in kurucu kadrolarıyla din arasındaki ilişki, göründüğünden daha organiktir.
  2. Diyanet’in varlığı, din özgürlüğünün teminatı olarak düşünülmelidir.
  3. Diyanet’in siyaset üstü konumu ve kapsayıcı misyonu, Cumhuriyet projesinin devamı açısından stratejiktir.

1. “Cumhuriyetin dinle ilişkisi varoluşsal bir ilişkidir”

Görmez, Cumhuriyet’in dinle ilişkisini sadece “tarihsel olarak yan yana durmak zorunda kalan iki olgu” olarak görmüyor. Ona göre bu ilişki, Cumhuriyet’in kendisini kurma biçiminin bir parçasıdır. Bunu temellendirirken iki noktaya yaslanıyor:

  • Kurucu kadroların dindarlığı: Görmez, dikkatle bakıldığında Cumhuriyeti kuran kadroların dindar insanlar olduklarının görüleceğini söylüyor. Burada, laiklik üzerinden üretilen “dinsizleştirme projesi” eleştirisine ince bir mesafe alıyor. Cumhuriyet’i kuran zihin dünyasını sekülerleşme iradesiyle tanımlamak yerine, dinle bağı olan ama dini devletle özdeş kılmak istemeyen bir kadro olarak okuyor.

Bu vurgu, aslında şu soruyu gündeme getiriyor: Cumhuriyet’in laiklik ilkesi dine karşı bir tehdit miydi, yoksa dinin alanını siyasetçilikten koruma çabası mıydı? Görmez ikinci şıkkı savunuyor.

  • Varoluşsal bağ iddiası: “Varoluşsal” kelimesi önemli. Bu, Cumhuriyet’in dini tümüyle dışlayarak değil, onu belirli bir kurumsal forma çekerek ayakta kalabileceği anlamına geliyor. Yani din-siyaset ilişkisi kontrolsüz kaldığında, Cumhuriyet de zarar görür; din de zarar görür. Bu düşünce, Osmanlı’nın son dönemindeki siyasallaşmış/araçsallaştırılmış din pratiğine zıt bir model öneriyor.

Dolayısıyla Görmez’e göre, Cumhuriyet’in dinle ilişkisi zorunlu mesafelenme değil, bilinçli biçimlendirme.

2. Diyanet’in kuruluş felsefesi: Ne modernist, ne pozitivist, ne literalist

Görmez, Diyanet’in dini yaklaşımını tarif ederken hem dışarıdan yöneltilen modernleşme eleştirilerine hem de içeriden gelen muhafazakâr eleştirilere aynı anda cevap veriyor. Bunu yaparken şu denge cümlelerini kuruyor:

  • “Biz rasyonalist değiliz, ancak aklın verilerini sonuna kadar kullanmayı Allah’ın emri biliriz.”
  • “Biz bilimci pozitivist değiliz, ancak bilimin verilerini Allah’ın yeryüzündeki kanunlarının bir parçası olarak görürüz.”
  • “Biz modernist değiliz ama modernizmin farkında olmayı, çağı okumayı dindarlığımızı bu asra taşımanın bir yolu olarak görürüz.”

Bu üçlü ifade şunu anlatıyor:
Diyanet ne kör modernizasyonu savunuyor (“dinin hakikatini çağa uydurmak” eleştiriliyor), ne de çağdan kopuk bir din dili öneriyor (“çağın ruhunu okumak dini doğru okumanın yoludur” deniliyor). Yani pozisyon şu: Metin değişmez, ama muhatap değişir. Bu yüzden üslup, dil, yöntem güncellenmelidir.

Bu yaklaşım Türkiye bağlamında kritik, çünkü iki uç söylemle hesaplaşıyor:

  • Bir yandan “Diyanet modernleşmiş/sekülerleştirilmiş bir din dili üretiyor” diyen gelenekçi eleştiriyi yumuşatıyor.
  • Diğer yandan “Diyanet çağın gerisinde kaldı” diyen seküler eleştiriyi reddediyor ve kurumun çağ izleyiciliğini meşrulaştırıyor.

Görmez’in burada altını çizdiği başka bir şey daha var: Dini metinleri “kanun metni gibi” okumak. Ona göre bu hatalıdır çünkü böyle bir okuma metni dondurur, maksadını ve gayesini koparır, hayatla bağını keser ve “çok farklı bir din anlayışı” üretir. Bu cümle aslında iki cepheye mesajdır: hem hukukileştirilmiş din dili (her şey fetva/ceza üzerinden), hem de sloganik-dogmatik siyasal İslamcılık eleştiriliyor. Yani dinin amacı ve ahlaki gayesi merkeze alındığında, metinle hayat arasında akışkan bir ilişki kurulabilir.

Bu; “metin sabit, yorum yaşayan” tezinin kurumsal ifadesidir.


3. Diyanet’in tarihsel rolü: Din özgürlüğünün güvencesi

Görmez’in en çarpıcı iddialarından biri şu:
Diyanet sadece hutbe okuyan bir kurum değil, aslında toplumun dini inancının özgür yaşayabilmesinin devletteki teminatıdır.

Onun anlatımına göre Cumhuriyet devleti, Diyanet’i kurarken topluma şu taahhüdü verdi:

  • Devlet, siyaset, hükümet; dinin ibadet ve ahlak alanına müdahale etmeyecek.
  • Bu alanı kurumsal olarak Diyanet yönetecek; sahih dini bilgiyi üretecek, hizmete dönüştürecek.

Yani, Görmez’e göre Diyanet şöyle işlev görüyor: “Siyaset, dinin ibadet-ahlak alanına girmesin diye araya konmuş bir kalkan.”
Bu, özellikle laik eleştiri açısından ilginç. Çünkü yaygın eleştiride Diyanet “devletin dini kontrol etme mekanizması” olarak anlatılır. Görmez bunu tersine çeviriyor: Ona göre Diyanet, dinin siyasetten korunma zırhıdır. Bu okumada laiklik bir yasaklama tekniği olmaktan çıkıp, “din alanını parti çıkarlarından uzak tutma güvencesi”ne dönüşüyor.

Ancak Görmez aynı zamanda bu ideal modelin her zaman işlemediğini de kabul ediyor. Özellikle 1930–1940 arası dönemi bir kırılma olarak sunuyor:

  • Yönetim erkinin (yani devletin siyasi gücünün), “diyani alan”a müdahale etmeye yöneldiğini,
  • Diyanet’in buna direndiğini,
  • Bu direnişin sonucunda Diyanet’in cezalandırıldığını belirtiyor.

Somut olarak şunları hatırlatıyor:

  • Diyanet’in yaklaşık dört bin personeli Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne kaydırıldı.
  • İmam hatip okulları ve ilahiyat fakülteleri kapatıldı.

Bu anlatı, iki şeyi aynı anda yapıyor:

  1. Cumhuriyet’in ilk yıllarını olumlayıp “en mesut dönem” olarak tanımlıyor (özellikle ilk beş yıl).
  2. Fakat 1930’ların otoriterleşme hamlelerini eleştirerek “siyaset bazen Diyanet’in alanına girdi ve bu dine de devlete de zarar verdi” diyor.

Burada Cumhuriyet anlatısı kesintisiz bir ilerleme değil, zikzaklı bir mücadele hattı gibi okunuyor. Cumhuriyet iyi niyetle başladı, sonra gerilimler yaşandı, sonra denge tekrar kuruldu. Yani kurumsal özerklik idealinin sürekli savunulması gereken bir şey olduğu mesajı var.


4. Siyasal üst konum ve kurumsal kimlik

Görmez, Diyanet’in “değişmeyecek tek özelliği”nin siyaset üstü konumunun kurumsallaşması olduğunu söylüyor. Yani müdürler, başkanlar, birimler değişebilir; bu normaldir. Ama kurumun siyaset üstülüğü kalıcı hale gelmelidir.

Bunu iki gerekçeyle savunuyor:

  • Toplumsal kapsayıcılık iddiası:
    “Diyanet İşleri Başkanlığı 72 milyonun diyanetidir.”
    Bu cümle, Diyanet’in yalnızca belli bir mezhebin, tarikatın veya ideolojik grubun değil; ülkedeki bütün vatandaşların (neredeyse dinî çoğulculuk alanı gibi düşünülmüş bir ‘kamusal din hizmeti’nin) kurumu olduğu iddiasıdır. Burada “kuşatıcılık” ve “hoşgörü” kavramlarını özellikle öne çıkarıyor. Osmanlı Şeyhülislamlık kurumunu da kısaca hatırlatarak, farklı yorumlara tahammül mekanizmalarının tarihsel köküne işaret ediyor; mutlak tekelci bir din yorumunun doğru olmadığını ima ediyor.
  • Birleştirme ve bütünleştirme görevi:
    Görmez, 1965’te yasaya giren “toplumu birleştirmek ve bütünleştirmek” görevini hatırlatıyor. Bu, din hizmetini sadece ibadet anlatımı olmaktan çıkarıp, toplumsal barış ve birlik üretme mekanizması olarak çerçeveliyor. Yani Diyanet’in misyonu bireysel maneviyatla sınırlı değil; toplumsal bütünlüğün de aktörü.

Bu söylem, din hizmetini kamusal birlik aracı olarak kodluyor. Bu da siyaset üstüyüm iddiasını güçlendiriyor: Eğer kurum “milletin birliğini” temsil ettiğini söylüyorsa, herhangi bir partiye angaje olması meşruiyet krizine yol açar.


5. Diyanet’in evrimi: 1924’ten 1965’e ve bugüne

Görmez, Diyanet’in görev tanımının tarihsel dönüşümünü şöyle özetliyor:

  • 1924: Diyanet’e verilen temel görev; iman, itikad ve ibadet konularını düzenlemekti.
  • 1950’ler: Dini hayatın kamusal alanda yeniden görünürlüğü artmaya başladı. (Bu dönemi bir normalleşme / toparlanma evresi gibi okuyor.)
  • 1960’lar ve özellikle 1965: Diyanet yasal zeminini güçlendirdi. Görev alanına “ahlak” girdi. Ayrıca “toplumu din görevleri konusunda aydınlatma” sorumluluğu tanımlandı. Bu, kurumu pasif bir fetva kurumu olmaktan çıkarıp aktif bir rehberlik otoritesi haline getirdi. Aynı zamanda “toplumu birleştirmek ve bütünleştirmek” görevi eklendi.

Bu kronoloji aslında şu mesajı taşıyor: Diyanet statik bir yapı değil; Cumhuriyet’in geçirdiği her büyük siyasal/manevi kırılmada yeniden tanımlandı. Her yeni kırılma anında “din-devlet-toplum” üçgeninde yeni bir denge kuruldu.

Dolayısıyla Görmez’in okumasında Diyanet, Cumhuriyet’in dinle ilişkisinin canlı hafızası.


6. Bugünün sorusu: Diyanet nasıl konuşmalı?

Görmez bugüne dair özellikle iki noktaya dikkat çekiyor:

  1. Dil/üslup meselesi:
    “Bu çağın insanına yeni bir dil ve üslupla hizmet götürmek zorundayız.”
    Burada iki tespit var:

    • Kuşak farkı artık sadece babayla oğul arasında değil, neredeyse ardışık iki kardeş arasında bile oluşuyor. Yani kültürel dönüşümün hızı çok yüksek.
    • Bu hız manevi boşluk üretiyor. Diyanet’in görevi bu boşluğu dolduracak şekilde hikmetli, kapsayıcı, yargılamayan, çağın algısına hitap eden bir üslup kurmak.

    Bu, klasik vaaz diliyle yetinemeyeceğimiz anlamına geliyor. Aynı zamanda bu, dijital alanı, gençliği, sekülerleşmiş gündelik dili, bireysel anlam arayışını ciddiye alma çağrısıdır.

  2. Hizmeti camiyle sınırlamama çağrısı:
    Görmez “Diyanet’in hizmetlerini sadece cami ile sınırlandırmak doğru değildir” diyerek din hizmetinin mekânsallaştırılmış (cami merkezli) modelden çıkarılması gerektiğini söylüyor. Din artık sadece namaz mekânı üzerinden tanımlanmamalı; aile, gençlik, eğitim, sosyal psikoloji, ahlaki rehberlik, toplumsal dayanışma gibi geniş bir alanda düşünülmeli.

    Burada Diyanet’in sadece ibadet düzenleyen değil, toplumsal/ruhsal destek kurumu gibi konumlandığını görüyoruz.


7. Kurumsal statü tartışması

Görmez ayrıca Diyanet’in yeniden yapılandırılmasıyla birlikte kurumsal seviyesinin “müsteşarlık düzeyine” çıkarıldığını belirtiyor. Şunu özellikle söylüyor:

  • Bu sadece bir protokol yarışı değil.
  • Esas beklenti, din görevlilerinin niteliğinin artması, yani hizmet kalitesinin yükselmesi.

Bu söylem iki hedefe birden oynuyor:

  • Seküler eleştiriyi sakinleştirmek (“Derdi protokol değil.”)
  • Teşkilatın iç motivasyonunu yükseltmek (“Artık daha güçlü bir yetişmiş kadro, daha nitelikli din hizmeti.”)

Sonuç: Görmez’in Cumhuriyet Yorumu Ne Söylüyor?

Prof. Dr. Mehmet Görmez’in çerçevesi, klasik “laiklik vs din” ikilemini reddediyor. Onun yerine şu modeli öneriyor:

  1. Cumhuriyet ile din rakip değil; aynı tarihsel zeminin iki birlikte-yaşama projesi.
  2. Diyanet, devletin dini kontrol etmesi için değil, dinin siyasal müdahaleden korunması için var (ideal model).
  3. Bu kurumun meşruiyeti, kapsayıcılığına ve siyaset üstü kalabilmesine bağlı.
  4. Din dili, metnin özünü koruyarak çağın insanına ulaşacak şekilde yenilenmek zorunda.

Bu perspektif, hem Cumhuriyetçi hem dindar hem de kurumsalcı bir tutum üretmeye çalışıyor. Bir yandan “Cumhuriyet bizimdir” diyor, bir yandan da “Bu toplumun dinini taşıyan kurumsal hafıza biziz” diyor.

Eleştirel olarak bakarsak:

  • Bu model Diyanet’i tarafsız, kapsayıcı, herkesin kurumu olarak idealize ediyor. Oysa pratikte Türkiye’de mezhepsel temsil, farklı dini cemaatlere yaklaşım, Alevi yurttaşların talepleri gibi alanlar hep tartışıldı ve tartışılıyor. Bu, Görmez’in öne sürdüğü “72 milyonun Diyaneti” iddiasının sınandığı yer.
  • Öte yandan, Görmez’in “dini alanı siyasetten koruma” tezi, eğer gerçekten uygulanırsa, dinin günlük parti polemiklerine malzeme olmasını ahlaken yanlış gören hem dindar hem seküler geniş bir kesime hitap ediyor.

Kısaca söyleyecek olursak:
Görmez, Cumhuriyet’i din karşıtı bir kopuş olarak değil, dinin siyasal araçsallaştırılmasını sınırlayarak hem devleti hem dini korumak isteyen bir yeniden kuruluş olarak okuyor. Ve Diyanet’i de bu dengenin sigortası olarak konumluyor. Bu, Cumhuriyet tartışmasını “din mi laiklik mi?” ikiliğinden çıkarıp “din-siyaset mesafesi doğru kurulursa devlet de din de kazanır” çizgisine taşıyan bir okumadır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

porno porno izle porno doeda ramadabet girişsloticaleograndslotdayvenombetdeobetritzbetexonbet girişbetwildradissonbetpashagamingpalacebetmaxwinspinco girişbetsinbetsalvadorpalazzobetroyalbetPalacebetcasinofastslotica girişpalacebetdeobetpalazzobetcasinofastTürk İfşaAltyazılı Porno

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

bursa escort görükle eskort görükle escort bayan bursa görükle escort bursa escort bursa escort bayan