38,0415$% 0.04
41,4051€% -0.51
48,9072£% -0.53
3.678,08%-0,64
3.023,48%-0,67
9.044,64%-7,81
حُفَّتِ الْجَنَّةُ بِالْمَكَارِهِ وَحُفَّتِ النَّارُ بِالشَّهَوَاتِ
“Cennet, hoşlanılmayan şeylerle; cehennem ise şehvetlerle (nefsin hoşuna giden tutkularla) çevrilmiştir.”
(Buhârî, Rikâk, 27; Müslim, Cennet, 1)
Efendimiz bu hadisiyle, cennet ve cehennemin insan hayatındaki konumunu veciz bir şekilde ifade etmiştir. Cennet, nefsin zorlandığı ibadetler, fedakârlıklar ve çilelerle; cehennem ise bedeni arzuları tatmin eden, kolay ve cazip görünen tutkularla çevrilmiştir. Bu, insanın iradesine sunulan büyük bir imtihanın özetidir.
Cehennem, şehvetler mozaiğiyle örülü, göz alıcı fakat aldatıcı bir atmosferde sunulmuştur. Bu atmosfer; yeme, içme, zevk alma ve nefsin arzuladığı dünyevî hazlarla süslenmiştir. İnsan, bu cazibenin etkisine kapılarak adeta bir pervane gibi ateşe koşabilir. Ancak bu yolun sonu, içten içe yıkım ve azaptır. Şehvetlerin perdesi, cehennemin gerçek yüzünü gizleyerek insanı aldatır.
Cennet ise zorluklar ve fedakârlıklarla kuşatılmıştır. Abdest almak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve cihad etmek gibi ibadetler; nefse zor gelir ve sabır gerektirir. Aynı zamanda, adaletsizliklere maruz kalmak, sürgün edilmek, işkence görmek ve Allah yolunda mücadele etmek gibi durumlar, cennetin kapılarını aralayan meşakkatlerdir. Dıştan bakıldığında bu yollar cazip görünmese de, sonuçta erişilen mükâfat sonsuz mutluluktur.
İnsanın hayat yolculuğunda karşısına çıkan bu iki seçenek, iradesini sınar. İsteyen cennetin zorluklarına talip olur, isteyen ise cehennemin cazibesine kapılır. Cehennem, nefsi gıdıklayan tutkularla insanları kendine çekerken; cennet, sabır ve gayret isteyen fedakârlıklarla ulaşılabilir kılınmıştır. Bu durum, insanların çoğunu cehenneme yönlendirirken, cennete talip olanları azınlıkta bırakır.
Zira birçok insan, günlük ibadetlerin zahmetine takılır. Beş vakit namazın yükü, orucun açlığı, zekâtın maldan ayrılışı ve cihadın fedakârlığı gözlerinde büyür. Ancak bu zorluklara sabredenler, cennetin kapılarına yaklaşır. Cehennem yolunda ise zevklerin kolaylığı, nefsin rehavetini besler ve insanları şehvetin tuzağına düşürür. Bu yolun sonu, kalıcı bir azaba çıkar.
Cennetin zorlu yollarına sabredenler, kalplerinde bir cennet tohumu taşırlar. Bu tohum, imanla büyür ve dünyada dahi huzur sağlar. Diğer yandan, cehennem yolunu seçenler, içlerinde bir azap tohumu taşırlar ve bu, dünyada dahi ruhlarını daraltır. Her iki tohum, ahirette tam anlamıyla ortaya çıkacak ve nihai hakikati gösterecektir.
Efendimiz’in hadisi, cennet ve cehennemi tasvir ederken, insanın iradesine düşen büyük sorumluluğu vurgulamaktadır. Cennet, zahiren nahoş görünen fedakârlıklarla çevrilidir; cehennem ise dıştan cazip fakat içten yıkıcı tutkularla sarılıdır. İnsanın bu iki yol arasında yapacağı seçim, ebedî akıbetini belirleyecektir.
Bu bağlamda, mü’minler cennet yolundaki zorluklara rağmen sabır ve gayretle ilerlemelidir. Cennet, güzellikler diyarıdır ve ona ulaşmak için gösterilen fedakârlıklar, paha biçilmez bir ödülün anahtarlarıdır. Cehennem ise süslenmiş bir tuzaktır ve insanları fark ettirmeden içine çeker. İnsan, akıl ve imanla bu tuzaklardan korunmalı ve cennete yönelmelidir.
Sonuç olarak, bu hadisin bize sunduğu mesaj, hayat yolunda iradeyi doğru kullanma gerekliliğini vurgular. Cennet, zahiren zorlu bir yolun sonunda; cehennem ise zahiren kolay bir yolun ardında gizlenmiştir. İnsanın imanı ve iradesi, bu yollar arasında doğru seçimi yapmasını sağlar. Efendimiz’in bu veciz sözü, her zaman hatırlanması gereken bir rehber olarak kalacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.