40,0159$% 0.07
47,0701€% 0.4
54,6515£% 0.41
4.287,68%-0,03
3.335,16%-0,04
10.107,68%-1,64
İşte Ahmet Karataş hocanın “Boks yapmak haram mı? Boks dışında sadece yüze değil başka yerlere vurulan sporlar örneğin tekvando, karate, kickboks’ta mı haram mı? Haram ise savunma amaçlı ögrenilebilir mi? ” sorusuna cevabı:
Vücudun dinç ve zinde olması Cenâb-ı Allâh’ın dilediğine verdiği dilemediklerine ise vermediği büyük bir nimetidir. Allâh Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem güçlü mümini zayıf müminden daha üstün tutmuştur. Bu güçlü olma hem iman ve amel bakımından hem vücut sağlığı ve zindeliği açısından hem de maddi bakımdandır. Bir müslümanın helâl olan sporlarla ilgilenmesi önemlidir. Çünkü hem bedeni güçlü, zinde ve sağlık tutar, hem de bir Müslümanın namaz, hac-umre ve Allâh yolunda cihad yapma gibi ibadetlerini güzel bir şekilde yapmasına fırsat verir. Bundan dolayı Allâh Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem hem kendisi spor yapmış, spor yarışmalarına katılmış hem de sahabeleri spor yapmaya teşvik etmiştir.
Öyleyse bir Müslüman’ın boks, judo, tekvando, karate, kickboks gibi dövüş sporlarını öğrenmesindeki maksadı ibadet ve cihad için zinde olmak ve kuvvet kazanmak olmalıdır. Bu sporların bu niyetle yapılması müstehaptır ve bir müslümana ibadet sevabı kazandırır.
Herhangi bir müslümana gelebilecek bir tehlikeyi savuşturmak ya da onlara faydalı olabilmek için bunların öğrenilmesi de müstehap ve kişiye ibadet sevabı kazandırır. İbadet ve cihada katkısı olan tüm sporlar bu kategoride değerlendirilmektedir (Mevsilî, İhtiyar, c.4, s.694-695). Bu sporların savunma amacıyla ya da geçimini temin etme düşüncesiyle yapılması da caizdir. Çünkü, Allâh Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem kişinin emeği ile kazandığını en hayırlı kazanç olarak ifade etmektedir. Boks, judo, tekvando, karate, kickboks gibi dövüş sporları da emek gerektiren sporlardır.
Öyleyse bu sporları insanlara öğretmek hem onlara faydalı olmaya hem de kazancını temin etmeye vesile olur. Bu da caizdir (Mevsilî, İhtiyar, c.4, s.696-697). (Bu kazançtan kastım müsabaka yaparak para kazanma değildir. Spor salonlarında gençlere bu sporu öğreterek kazanç elde etmeyi kastediyorum.) Ancak her iki durumda da bu sporların icrası esnasında, avret yerlerinin açılması gibi, Cenâb-ı Allâh’ın haram kıldığı şeylerden uzak durulması gerekir. **Bu sporların yapılması esnasında avret yerlerinin açılması caiz değildir. Ayrıca bu sporlarla uğraşan sporcuların gururlanma ve zorbalık gibi diğer müslümanların üzerinde tahakküme girmeleri de caiz değil haramdır.Bu sporların, ister resmi ister gayrıresmi olarak düzenlenen müsabakalarına katılmak caiz değildir.** Çünkü, bu sporların müsabakalarında ya zarar verme ya da zarara uğrama vardır. Bilerek zarara girme veya isteyerek başkasına zarar verme kesinlikle caiz değil haramdır. Gerek âyet-i kerimeler gerekse hadis-i şerifler müslümanların bilerek zarara girmelerini ve ya başkalarına zarar vermelerini yasaklamaktadır. Hatta Haccetme veya umre yapma esnasında öpülmesi sünnet olan hacer-i esvedi öpme sırasında insanlara zarar verme söz konusu olursa bunun öpülmesi dahi caiz olmaz (Mevsilî, İhtiyar, c.1, s.149). Öyleyse ya zarar verme ya da zarara uğramanın kesin olduğu bu sporların müsabakalarının yapılması caiz değildir.
**İnsanların sağlığı açısından bu sporların en tehlikelisi bokstur. Çünkü beyne veya karaciğere anlam darbeler insanlarda ölümle sonuçlanabilecek kalıcı hasarlar verebilmektedir.** Boksun bu zararları sebebiyle nörologlar, boksun olimpiyat sporlarından çıkarılması ve açık gösteriminin yasaklanması yönünde görüşler belirtmektedirler. Boksun, beyinde hasara yol açtığını belirtmektedirler. Kafatasına alınan darbe sonucunda beyin dokusunda meydana gelebilecek bozulmalar olarak tanımlanan travmatik beyin hasarına sebep olmaktadır. Ayrıca yakın geçmişte müsabakalar esnasında karaciğerine aldığı darbeler sonucu bir boksörümüzün genç yaşta vefat etmesi bu sporun ölümcül olabildiğinin en önemli göstergelerinden birisidir. Bu gerekçelerden dolayı boks, judo, tekvando, karate, kickboks gibi dövüş sporlarının müsabakalarının düzenlenmesi ve dini hassasiyeti olan gençlerimizin bu müsabakalara katılmaları caiz değildir. Ancak bu sporların zinde ve sağlıklı olmak veya ibadetlerin rahat bir şekilde eda edilebilmesi için öğrenilmesi müstehaptır.
**Kendisini tehlikelere karşı savunma veya diğer müslümanlara faydasının dokunması ya da gençlere öğreterek geçimini temin etmek için öğrenilmesi ise caizdir.**
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.