Kelime manası ne yapacağını şaşırmak, kararsız kalmak, zorlanmak, rüzgârla sürüklenmek, karşılaşılmamış yeni bir duruma ayak uydurma süreci olarak manalandırabiliriz.
İblis, insanlara şaşkınlık sırasında sağ tarafından yavaşça musallat oluyor. Âdem safiyullah babamıza, Havva anamıza da tam bu noktada o haram meyve dediklerinden yedittirdi, cenneti aladan uzaklaştırıldılar. İşte o nokta dediğimiz, iblisin sağ taraftan insana musallat olduğu şaşkınlık anımızdır. Âdem(as)in evlatlarına da kararsızlık anında musallat oluyor.iblisi lanet.
Allah(c.c)emretti: ‘‘Verdiklerimden Allah için verin.’’Çünkü bizi yaratan, bize verilenden nasıl verdiğimize bakar. Ama Habil, Kabil şaşkındı. Bocaladılar ve zorlandılar. Habil meseleyi doğru anladı. Allahın verdiğinin en iyisini verdi. Kabil şaşkınlığını gideremedi en cılızını verdi. Allah(c.c) Kuran-ı Kerimde şöyle buyuruyor: ‘‘Ey insanlar! Allahtan korkun ve sadıklarla beraber olun.’’(Tevbe 119)
İşte bu noktada Habil sadıklardan oldu. Kabil ise kendini toparlayamadı. İblisin rüzgârında sürüklendi. İnsanlık ikiye ayrıldı: Habil zihniyetliler, Kabil zihniyetliler. İnsanlığın ikinci atası Nuh(a.s) her çiftten bir çift gemiye aldı. Oğlu bocaladı, gemiye binmedi. Lut’un (a.s) karısı bocaladı, karasız kaldı, tabi olamadı. Hayatta kararsız kalmak kadar kötü bir şey yok. Haramla iştikal etmiş bir ailede yetişen çoluk çocuk hayata atıldığında çok şaşırıyor. Bir müddet karşılaşılmamış yeni bir sürece ayak uyduramıyor. Ne zaman bulunduğu ortama hâkim olursa, o zaman şaşkınlığı bitiyor. Eğer sadıklardan olursa helal daireyi yüceltiyor. Nefis, şeytan ikilisinin tamahlarına uyup rüzgârlarında sürüklenirse haram daireyi yüceltiyor. Nasıl ki vücut zayıfladığında mikroplar vücudu tasallutu altına alıyorsa Allah’dan(c.c) korkmayan, hitabına uymayan(sadık olmayı istemeyen) insanlar, Kabil soyundan olduğunu kıskançlıklarıyla belli ediyor ve elini kana buluyor. Bu tip insanlar toplumlaştı mı, milletleşti mi artık hep istekleri silah, kan tecavüz, tahakkum oluyor. İşte bu işin temelinde helal haram lokma vardır. Allah için malından en iyisini verenler lokmayı helalleştiriyor. Meşru daire keyfe kafi oluyor. Veremeyenler lokmayı haramlaştırıyor. Bocalama ve şaşkınlık içinden çıkamıyorlar. İnsanlığın başına bela oluyor.
Bir de Melekleri şaşkınlığa uğratan ‘‘La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin’’ diyen Yunus(a.s)ın iman ve tevekkülü herkese şart. İbrahim (a.s) Allaha dayandı. Ateşin içinde bile bocalamadı. Onun tevekkülü ateşi söndürdü. Peygamberimiz(sav) miraca çıktı. Rabbi ile konuştu ama bocalamadı. İnsanların içine ‘La ilahe illallah’ davasını anlatmak için geri döndü. İşte peygamber niyetli insanlar zorba insanların meydana getirdikleri kan göllerini, peygamberlerden aldıkları tevekkülle kurutacaklar. Silahları çürütecekler.
Habillerin hedefi bu; Kabillereise acilen izan ver rabbim.
Neticesinde seni kaybedeceğimiz bir muhavvakiyet verme Allah’ım.

Almanya vize başvuru Amaçları