34,8007$% 0.33
36,9556€% 0.38
44,5776£% 0.49
2.948,95%0,50
2.635,86%0,17
10.079,42%1,44
Başbakan Ahmet Davutoğlu, iki günlük resmi ziyaret için Azerbaycan’da. Başbakan, önceki gece Ankara’dan Bakü’ye giderken, TC-TUR uçağında gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
**”BİRİLERİ ‘YEZİDİLERE YARDIM YAPILMIYOR’ PROPAGANDASI YAPIYOR”**
Sınırda bir operasyonel hazırlıktan söz ediliyor. Tampon bölge ile bunu ilişkilendirmek mümkün mü?
Sınırda yardım eskiden de yaptığımız bir şeydi. Suriye sınırında yüz binlere yardım ettik ve o sayede bir ara sayıyı belli bir yerde tutmak mümkün olabildi. Aynı durum Kobani’de, Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde söz konusu olursa sınır illerimizdeki valilerimize talimat verildi. İnsani yardım amacıyla her türlü çalışma yapılacak. Çok ciddi bir güvenlik problemi cereyan eder ve onlar da sığınmak için gelirse durum farklılaşır tabii. Yezidilere de yardım yaptık. Önce dışarıda karşıladık sonra şu anda 35 bini aşan Yezidi var içeride. Birileri, “Yezidilere yardım yapılmıyor” propagandası yapıyor.
**”TAMPON BÖLGE, ASKERİ DEĞİL İNSANİ YARDIM AMAÇLI OLMALI”**
Tampon bölge ve uçuşa yasak bölge konuları çözülebilecek gibi görünüyor mu?
Biz sınırda yardım yapacağız. Tampon bölge ve uçuşa yasak bölge bizim eskiden beri söylediğimiz bir şey. Tampon bölgeyi insani gerekçelerle söylüyoruz. Yani bir askeri tampon bölge değil. Öyle bir yer olsun ki, BM güvencesi altında insanlar oraya sığınabilsinler ve o insanlar bizim sınırımızdan içeriye bir baskı oluşturmasın. Türkiye’nin çevresinde 30 kilometrelik böyle bir tampon bölge olsaydı ve mültecileri biz orada ağırlamış olsaydık, Suriye halkı, ‘memleketimi terk ettim’ psikolojisine girmezdi. Suriye’nin geleceği ile ilgili ümidini kaybetmezdi. Toprakların bir yerinden diğerine iç göç her zaman telafi edilebilir ama dış göç onulmaz yaralar açar. Biz sürekli güvenli bölge diyoruz. Bu güvenli bölgede insan barınacak. Bu olmuş olsaydı 1 buçuk milyon Suriyeli, sınır boyunda olurdu. Biz de yine aynı yardımı yapardık. Şimdi Kürtler için de aynı şey. IŞİD baskısıyla kaçtıklarında kendi topraklarında korunmaları önemli. Tampon bölge talebi, Kürt, Arap, Türkmen, o bölgede yaşayan herkesin menfaatine. İnsani bir şey.
**”BİZİ DİNLESELERDİ, IŞİD GÜÇLENEMEZDİ”**
Uçuşa yasak bölge stratejik ve insani bir taleptir. Eğer biz söylediğimizde Suriye’de uçuşa yasak bölge ilan edilseydi, IŞİD bu kadar geniş alana yayılamazdı. Şöyle ki… IŞİD’in 2013 yazına kadar Suriye topraklarında ciddi bir hakimiyeti yoktu. O arada, 2012 Ocak ayından itibaren Scud füzeleri atılmaya başlandı, 2013’te Rusya ve İran’ın verdiği desteklerle ciddi hava operasyonları başladı. Rejim bombalayınca muhalefet de çekilmek zorunda kalıyor, hava bombardımanından kaçıp daha emin yerlere çekiliyor. İşte onların boşalttığı yere IŞİD girdi ve burada, IŞİD ile Suriye rejimi arasında taktiksel bir koalisyon doğdu. IŞİD’i büyüten bu. Eğer ‘no fly zone’ (uçuşa yasak bölge) olsaydı ve hava operasyonu olmasaydı Özgür Suriye Ordusu alanda çok rahat ilerleyebilir, kendisini koruyabilir ve belki de yeni bir yönetimin önü açılırdı. Güvenli bölge o gün Sünni Araplara, daha çok Türkmenler’e lazımdı, bakın bugün Kürtlere lazım. Yarın da belki Nusayrilere lazım olacak.
**”ESAD’LA İŞBİRLİĞİ, IŞİD’İ DAHA DA BÜYÜTÜR”**
IŞİD meselesi sizce nasıl çözülür?
Bakın, NATO toplantısında bir iki ülke “IŞİD’e karşı Suriye rejimi ile işbirliği yapalım” demiş. Rejimle işbirliği yapalım” demiş. “rejimle!Ö” yani IŞİd’e karşı Suriye rejimiyleÖ Ben de, “Böyle bir şeyin yapılması ne demek biliyor musunuz” dedim, rejimle işbirliği yapıldığı anda bütün Sünniler, ‘Bu savaş Sünnilere karşı’ deyip, IŞİD’in yanında yer alacaklar. IŞİD’i büyütmek istiyorsanız rejimle işbirliği yapın. 25 milyon Sünni zaten yıllardır cezalandırılmış, kendini yalnız hisseden bir kitle. IŞİD, “Ben buradayım, ben senin sahibinim” diyor. Bu mesele sadece askeri operasyonlarla çözülecek bir mesele değil. Radikalleşmenin ilacı içselleştirmedir. Sünni kitleler için de yeni bir kanal açılması ve eşitlikçi bir şekilde herkesin siyasal sistemden, ekonomiden pay alması sağlanmalı.
**”TEZKERELERİN İÇERİĞİ DEĞİŞECEK”**
Ekimde yenilenecek Suriye ve Irak tezkerelerinin çerçevesi değişecek mi?
Olabilir. Var olan tezkereler yenilenecek. Ama muhteva değişikliği olabilir. Irak tezkeresinin çıktığı 2007’den sonra şartlar çok değişmediği için genelde aynı kaldı ama şu anda tehdit algısı değişti. Suriye için de değişiklikler var. Dolayısıyla Türkiye’nin ulusal güvenliği neyi gerektiriyorsa, TSK güvenliği sağlamak için neye ihtiyaç duyuyorsa o yönde değişiklikler yapılacak.
Bu değişiklikte İncirlik’in yeri ne olur?
Tezkerede İncirlik ile ilgili bir boyut yok.
Vatan
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.