Bedir Haber

Bir Pazar Sabahı Cennet Mekân Abdülhamid’e Uyanmak

Bir Pazar Sabahı Cennet Mekân Abdülhamid’e Uyanmak
Mert Yalçın( mert.yalcin@bedirhaber.com )
223 views
14 Ekim 2015 - 7:30

Islak bir pazar sabahında, gözlerimi karanlıktan ıssız bir yalnızlığa açıyorum… Sabaha doğru uyumanın daha doğrusu uyuyamamanın vermiş olduğu ağır yük vücudumda birikiyor, mızmızlanıyorum kedi yavrusu gibi.
Nedense belirli bir zaman dilimine bir program koymuş yâda birisini bekliyorsam içim rahat etmez bir türlü. Onun bedensel işkencesini uykumdan feragat ederek ödüyorum. Hazırlanıyorum pür acele, umutlarımı ham olan, buluğa ermemiş sarımtırak hayallerimi ceplerime doldurup çıkıyorum evden.
Beklediğim misafir gece yolculuğundan sonra varmıştı sabah sözleştiğimiz yerden karşılıyorum onu. Hafif çiseleyen yağmur eşliğinde tebessümle yürüyoruz ıslak kaldırımlarda, kabanlarımızın yakalarını rüzgâr bir hışımla kaldırıyor, hava ılık görünse de rüzgâr içten içe omuriliğimizi soğutuyor. Gideceğimiz yer belliydi, tramvaydan iniyoruz, İstanbul Çemberlitaş’taydık.
Zamanın ve mekânın lal olup sustuğu önünden günde yüz binlerce kişinin geçtiği ülkeye gelen turistler haricinde fazlaca rağbet görülmeyen, yüce kutsi seslerin, nefeslerin birikmiş olduğu, siyasetiyle, kişiliğiyle, düşünce biçimiyle, 33 sene Avrupa’da Hasta adam olarak nitelendirilen Osmanlı imparatorluğunu layıkıyla yönetmiş ‘2.ci Abdülhamid’in huzuruna varmaktaydım. Heyecanlıydım… Bir o kadarda hüzünlüydüm.
Acele etmiyordum, onlarca mezar arasından başımı kaldırmıyor, etrafa bile bakmıyordum. Nihayet vardım gözlerimin feri kesilmiş gibi hissettim bir an, beynimde düşünce helezonları oluk oluk, akmaya başladı, hangi suale kendimin cevap vereceğini kestiremedim. Ya da kimin sorularıma muhatap olup bir damla huzuru yüreğime serpiştireceğini. Hemen 2.Mahmud’un sol yanındaki mezarda yatıyordu. Abdülhamid’in türbesine, makamına baktım, hiç bir ayrıntıyı kaçırmak istemiyordum. Demir korkuluklarındaki harflerden açıklayıcı, yararlı bilgileri okumaya başladım.
Tuhaftı, ilginçti ama hoştu. Değişik duygular kaplıyor içimi, belli bir süre düşünüyorum, bekliyorum öylesine ayakta… Mermer sütuna oturuyorum, baktıkça dalıyorum yaşantısına ve haşmetli hükümdarın iç yıkılışına. Dahi bir padişahtı devrindeki en önemli İstihbaratı olan kendine bağlı yıldız teşkilatını kurmuştu. İmparatorluğun o sancılı yıllarında, herkesin birbirini jurnallediği bir dönemde, güçsüzdü, zayıftı otoriteler, ama siyasi dehası sayesinde düşmanları bile kendine hizmet ettirebilecek seviyede kullanmasını bilmişti.
Büyük bir hayranlığım vardı. Ama gel gör ki düşmandan beklediğimiz hareket, içten gelen bir harekete dönüşmüş, kendi bacağımızı kendimiz kesmesini iyi becermiştik, bir nevi ‘’Sende mi Brütüs’’ olayı… İçerliyorum…
Abdülhamid hakkında bildiğim o kadar bilgi vardır ki nedense içime gelip oturanlar o an aklıma gelmişti.
Koca hükümdarı tahtan derdest etmeye gelen kişiler hep içimde kanayan bir ok gibi kalmıştır. Yahudi Emanuel Karasu bunların başını çekmiştir. Sonra Alaeddin köşküne Selanik’e sürgüne gitmesi, dönmesi ve hayata gözlerini yumması…
İdareyi alan zihniyetin yıllar sonra pişmanlığını şiirlere dökmesi, ağzımı ekşiten, istemediğim bir beyin jimnastiğine götürüyor beni. İrkiliyorum… Düşüncelerden sıyrılmaya çalışıp etrafıma bakıyorum, kendime gelmeye çalışıyorum ellerimi açıp dua etmeye başlıyorum…
Ruhumun sonsuzluğa ermesi gibi kemer besteyi ubudiyet içinde yakarışta bulunuyorum içten içe… Çıkıyorum huzurundan girdiğimde dikkat etmediğim mezarlara bakmak niyetim. Gözüme Ziya Gökalp’ın mezarı takılıyor. Az berisinde çaprazında son Osmanlı, yıllarca Amerika’da sürgünde olan Ertuğrul Efendinin mezarı…
Şarkılara adı şiirle işlenen İdamlık Şeyh Bedrettin’in mezarı da orda şaşırıyorum. Tarih kitaplarından okuduğumuz bir o kadar tarihe yön vermiş insanların küçük bir alan içerisinde toplanmaları üzüyor nedense. Tarihe seyahat etmek aslında kendi içimize doğru yapılan en anlamlı seyahattir. Kendini özünü bilmek, geçmişini bilmeyenlerin geleceğini bilmemesi gibi…
Yağmur halen çiseliyor. Üstüme değil de sanki yüreğime düşüyor her damlası… Şiir tadında ayrılıyorum, huzurlu bir o kadarda incinmiş bir şekilde…

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno