Dünya cazibesi ve dünya sevdası bir virüs gibidir. Bazen bizleri çepe çevre sarar ve ondan kurtulmak nerdeyse imkansız hale gelir. Bizler bazen dünya’ya dalmak istemesekte ondan kurtulmak için elimizden geleni yapamaya biliyoruz. Çünkü önümüze çıkan fırsatlar,ilk etapta hoşumuza gider ve devamında alışkanlık yapar. Bu alışkanlıklarımızdan da kurtulmak çok zor olur. Örneğin TV’lerde iflas edip intihar eden iş adamlarına bakacak olursak.

Çoğu insan, alıştıkları o düzeni kaybetmek istemediklerinden ve yeni yaşama ayak uydurmanın zor olacağını zan ettiklerinden dolayı, canına kıymayı daha uygun bulurlar ve intihar ederler. Oysa kalbimizde iman olunca dünya malını, vereninde alanında Allah olduğunu tastik edip,tevekkül ile bekleriz. Durum öyle olmayınca ve imani açıdan da zayıf kalınca ilk çare olarak kurtuluşun intihar olduğunu zan ediyoruz. Aslında kalbimizde Allah sevgisi olsa dünya’dan uzaklaşacağız ve başka sevdaya yer ayırmayacağız. Çünkü kalpte sadece bir savda olabilir eğer ikincisine yer açacak olursak diğer sevdamız azalmaya başlar ve zamanla biri diğerini yok edip içimizde tek sevdamız kalır.

İnsanoğlu sadece dünya malına değil bazen de evlat, eş veya anne,baba aşkını gereğinden fazla abartıp, Allah sevgisinin önüne alabilir. Bu durumlar bizi hem imandan, hemde Allah’ın sevgisinden uzaklaştırır. Gitgide kalbimiz tamamen kararıp içinde imani nur adına hiç bir şey kalmaya bilir. Unutmayalım ki, tek kalbe tek sevgi sığar ikincisine kesinlikle yer yoktur. İkisini de içimizde inatla barındırmak istersek bazen ikisinden de uzaklaşa biliriz.

Bir gün ibrahim bin ethem hazretleri hacca gider. Orada aşk ve şevk ile rabbi ile baş başa tavaf ederken,çok uzun yıllar önce ayrılıp,göremediği oğlu ile karşı karşıya gelir. İkisi de öyle bir sevinirler ki büyük bir hasretle kucaklaşırlar. Sevinçlerinden tavaf yaptıklarını unutup sadece birbirleri ile ilgilenmeye başlarlar. Ama o sarılma anında ibrahim bin ethem hazretlerinin aklına “kendisinin Allah’ın huzurunda olduğunu ve rabbi ile arasında ki muhabbete, oğlunun engel olduğunu düşünür.’’ Orada ellerini semaya kaldırarak ; ya rabbi, yıllardır oğlumu göremedim o yüzden çok özledim. Fakat senin ve benim aramdaki sevgiye engel oluyorsa, bu sevgiyi kaldır.’’ Daha ellerini yere bırakmadan oğlu oracıkta yere yığılır ve ruhunu rahmana teslim eder. Belki yapılacak en zor duayı yapmıştır. Fakat hiç bir sevginin Allah ile aramızdaki sevgiyi geçmemesi gerektiğini göstermiş oluyor. Onun için öyle bir dua yapmayı uygun görmüş daha sonra da yine Rabbi ile baş başa kalıp dua ve niyazlarına devam etmiştir.

Almanya vize başvuru Amaçları

Değerli okurlarım; bir baba için en zor durumlardan birisi, çocuğunun ölmesidir. Hele ki söz konusu olan, yıllarca görmediğimiz bir evladımız ise, ona kıyamayız ve yüreğimizin içine sokmaya çalışırız. Ama eğer bu sevgi Allah sevgisinin önüne geçiyorsa bu durum bizi dünya’ya bağlar ve Allah sevgisinden uzaklaştırır. O yüzden ne olursa olsun bizi hiç bir şey rızayı ilahiden ayırmaması gerekiyor. Kendi kendimizi avutup ‘’ bir şey olmaz ben dünyalık kazanırım ama Allah’ı unutmam dememeliyiz. Nice ebu salebeler gelip geçti. İstisnasız hepsinin son nefeslerinde, kalpleri ve dilleri dünya dünya diyerek ölmüşlerdir. Dualarımızda Allah’a yalvarıp’’ yarrabi dünya malı elimde bulunsun ama kalbimde bulunmasın.’’ Diye dua etmek lazım. Aksi halde hazin bir son ile karşılaşabiliriz. Son olarak Hz Ömer efendimizin o güzel sözünü hatırlatıp yazımızı noktalayalım. “Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekiniz.’’