Bilinçli Anne ve Baba Mıyız?

Bilinçli Anne ve Baba Mıyız?

Dünyanın en değerli varlığı çocuklarımız olduğuna göre, en önemli işi de bu varlığın yetiştirilmesidir elbet. Allah’ın yarattığı varlıklardan farklı olan çocuklarımızın eğitimi bütün sanatlardan daha çok emek, çaba ve maharet ister. Sanatkâr ise elbette evde anne ve babadır.  Çocukları bir bahçıvan titizliği içinde yetiştirirsek güzel neticeler alabiliriz. Ülkemizde ekonomik sıkıntılar, eğitimsiz aileler, aile içi iletişim bozukluğu olan yuva çocukların solmasına sebep olmaktadır. Sanal ilgiler gerçek ilginin yerini tutmadığından sıkıntılar patlak vermeye başlar. Bu durumda aileler çocuklarından fert yanmaya başlarlar. Son zamanlarda anne baba eğitimine önem verilmeye başlayınca hasret çiçekleri tekrar eski kokularını, renklerini göstermeye başladılar.

Dünya bir bahçe olacaksa çocuklarımız çiçekleri, anne ve babalarda bahçıvan ruhlu olmalı. Çiçek nasıl yetiştirilir, öğrenmeli anne ve babalar… Bahçıvan kendinde bu enerjiyi hissetmeli, önce kendini eğitmeli sonra da hislerini yansıtabilmeli. Eğri cetvel ile doğru çizgi çizilemeyeceğini bilmeli. Bu konuda aileler kendilerini yetiştirmek için gayret sarf etmeli. Carl Weiss’e aile hakkında; “Aile toplumun en küçük birimi olmasına rağmen, toplumu ayakta tutan temel güç ve iradeye sahiptir. En azından aile toplumu yenileyen bir enerji kaynağıdır.”

Çocuk eğitiminde 0–6 yaş dönemi çok önemlidir. Hayat boyu sergileyecekleri davranışların önemli bir bölümünü çocuklar okul öncesi dönemde ailesinin yanında geçirmektedir. Aile çocuğun ilk okuludur.  Çocukların ilk öğrenmesi taklitten ibarettir.  Hz. Ali’nin: “Çocuğun kendi küçük ama dünyası büyük” sözü asla unutulmamalı. Çocukların bu yaşlarda öğrendikleri taşın üzerine kazılarak yazılan yazı gibidir. Uzmanlar kişilik özelliklerinin % 75’e yakınının bu dönemde şekillendiğini söylemektedirler. Geriye ne kalıyor iyi hesap etmek gerek.  Çocuk hamur misali kendisine şekil verecek usta elleri beklemektedir. Çocuk bu dönemde su, aile ise kap.  Çocuk ailenin şeklini almaya başlar. Çocuk bir toprak gibidir hangi tohum atılırsa en iyi şekilde büyür. Bu nedenle iyilikler ve güzellikler ekilmeli ki, sonuçta onlar biçilebilsin. Çocuğun içinde bulunduğu ortam karakterinin oluşmasında etkilidir. Çocuğa iyi model olabilen aileler onun iyi bir insan olmasının temel taşlarıdır. Küçük yaşta telkinler önemlidir.

Çocuğa güzel terbiye ebeveynin tutumuna bağlıdır. Bu açıdan aileler sabırlı ve çok hassas olmalılar. Telafisi mümkün olmayan bir ürün yetiştirdiklerinin farkına varmalıdırlar. Hiçbir şey bedelsiz olmaz. Çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenmeyen velilerin başarı beklemeleri ne derece doğru olur?

Bu dönemde “O çocuktur ne bilsin. O çocuktur bir şey anlamaz. Çocuk değil mi?” gibi cahilane kullanılan felsefik cümlelerle altın yaşlar dediğimiz çağ geçiştirilmeye çalışılmaktadır.

Çocuğu yeni doğmuş bir anne profesöre giderek: “Çocuğumu eğitmeye ne zaman başlamalıyım?” diye sorunca profesör “Geç kalmışsınız” diyor. Demek ki, çocukla ilgilenmeden geçirilmeyecek bir zamanın olmadığını vurguluyor. Öğrenmenin anne karnında başladığı düşünülürse kaybedilecek zamanın olmadığı ortadadır. Çocukla hemhal olunmalı, onun kapasitesi değerlendirilirken, yeteneklerinin de üstü teker teker açılmalı. Dünyanın en zeki insanı olarak gösterilen Prof. Dr. Nadia Camukova, çocukların beyin gelişiminin 5 yaşına kadar tamamlandığına dikkat çekerek “ 3 yaşında iken sigaranın zararlarını anlattığınız çocuk hayat boyu sigara içmez.” tespitinde bulunuyor. Bizler çocuk büyüsün eğitimi o zaman verelim diye eğitimi büyümesine bağlamışız. Hâlbuki hata yaptığımız alenen ortada.  Rusya’da 3 yaşında müzik eğitimi verilmeye başlanmasının ve Mezhep imamımızın 4 yaşında Kur’an-ı Kerim’i ezberlemesinin hikmetlerini şimdi daha iyi anlıyoruz. Ülkemizde yapılan bir araştırmada % 58.7 oranında ailenin çocuğuna karşı ilgisiz olduğu acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İlgiden maksadı çoğu aile bilememektedir. İleriki zamanlarda çocuğuyla ilgilenen aileler mutlu, ilgilenmeyenler dert küpü olurlar. Şu olay konumuza ışık tutacaktır umarım.

Adam, hanımın kulaklarının duymadığına inanır. Doktora danışır ve: “Doktor bey, benim hanımın kulakları duymuyor, ne yapabilirsiniz?” der. Doktor: “Ne derece sağır olduğunu öğrenmek için eve gittiğinizde kapıdan seslenin. Duymadığı takdirde devamlı yanına yaklaşın ve seslenin. Adam evine gider hanım mutfaktadır. Mutfak kapısından seslenir: “ Hanım… ne pişiriyorsun?” cevap yok. Yaklaşır tekrar seslenir. “Hanım… ne pişiriyorsun?” kadın sinirli bir şekilde döner ve bağırarak : “Üç defadır köfte pişiriyorum dedim ya bey!” der. Çocuk yetiştirme konusunda kusuru kendimizde aramaktan çekinmemeliyiz. Yukarıda anlattıklarımıza göre çocuğunu yetiştirmeye çalışan ailelerin çocukları, okul hayatında başarılı oldukları hep göze çarpacaktır.

Geleceğin sağlıklı neslini yetiştirmek elimizde bu nedenle anne ve babaların daha duyarlı olmaları yeterli. Yarınların direklerinin bugünün temelleri  üzerine atılacağını unutmamak gerek…

 

Ali KARA( ali.kara@bedirhaber.com )

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.