Thomas Edison bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve “Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi”. dedi.
Annesi kağıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: “Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin”. Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison’un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı. Kağıtta “Oğlunuz “şaşkın” (akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz…” yazılıydı. Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı:
Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dahisi haline getirilmiş, “şaşkın” bir çocuktu.

Evet muhterem kardeşlerim insan istedikten sonra her şeyi başarabilir. Allah’ü teala sınırsız bir beyin kapasitesi vermiştir. Ama biz kendimiz o kapasiteyi köreltmekte çok mahiriz. EN’ÂM-32: Bu dünya hayatı, bir oyundan, eğlenceden ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir. Ama ahiret hayatı, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için çok daha güzeldir. Öyleyse hala akıllanmayacak mısınız? Ayetin ifade ettiği gibi şu azıcık ömrümüzü oyun eğlence ve boş işlerle heba ediyoruz. Hiç akıllancak durumumuzda yok. Halk tabakasının bunu yapması normal gözükebilir ama diyanet camiasındaki arkadaşlar bile bazen boş işler peşinde koşuyor ve görünce üzülüyoruz. Nefsimi aklayacak durumum yok elinden gelse boş işler müdürü olacak. Bir yerde durup düşünüp ben ne yapıyorum yahu! Dünyaya ben niye geldim. Yaratılış amacıma uygun niye haraket etmiyorum diye kendimizi sorgulayıp,tefekkür edip kendimize çekidüzen vermemiz lazım.

YÛNUS-100: (Allah’ın izni olmadıkça hiç kimse inanamaz. O, aklını kullanmayanlara kötü bir azap verir. Ve pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine koyar), ayeti bize aklımızı kullanmamız gerektiğini yoksa başımıza gelmeyen kalmaz bilgisini veriyor. Yukarıda bahsettiğim Edison Müslüman değildi. Ama bu ayeti sanki bizden daha iyi anlamış gibi gözüküyor. Keşke bu buluşları Müslümanlar yapsaydı da büyük sevaplara nail olsaydı.

Araştırmalar gösteriyor ki bütün insanların beyni yaratılış olarak aynı düzeyde fakat kişinin çalışması ve ortam beyni geliştiriyor. Dünya ülkelerinde % 3 beyin gelişimi varken Danimarka ve İsraillilerde %30 civarında. Niye böyle diye araştırılıyor. Çok kitap okuma ve yenilikçi tek düze olmayan hayat tarzı bunu sağlıyormuş.

Almanya vize başvuru Amaçları

Gaflet terimi bunun tam tersi demek,yani tek düze monoton bir yaşayış ülfet ünsiyet oluşumu ve sonuç gaflet. Müslüman olan bizler bunu yenmek zorundayız. Peygamber efendimiz (sav) “iki günü eşit olan zarardadır”.buyurmuşlardır. Madem dinimiz bunu emrediyor o zaman çok okuyup günlük düzenli yaşantımıza heyecan verici değişik eylemler ekleyip gafletten kurtulup güçlü bir iman ve zihne sahip olup dünya ve ahirette başarıya erişenlerden olacağız inşallah. Allah (cc) cümlemize nasip etsin inşallah.