38,2552$% 0.34
43,8333€% 0.15
51,0885£% 0.12
4.075,24%0,33
3.326,81%0,01
9.317,24%-0,84
**BEDİRHABER- **Cumhuriyet gazetesi yazarlarından **Bedri Baykam** bugün kaleme aldığı yazısında son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarının sorumlusu olarak AK Parti hükümetini ve **Diyanet İşleri Başkanlığı**’nı gösterdi.
‘Devlet Zirvesi ve Diyanet’in Şiddet Tahriklerinin Sonuçları’ başlıklı yazsında “Ülkemizde kadına yönelik şiddet AKP iktidarı döneminde 10 misli arttıysa, bu tabii ki tesadüf değil.” diyen Bedri Baykam, hükümetin polis tahrik etmesiyle sokaklarda faşist yasaların şiddeti artmasına zemin hazırlayanın **Diyanet İşleri Başkanlığı** olduğunu iddia etti. **İslam din**inin yasaklarını **Diyanet**’in yasağıymış gibi göstermeye çalışan Baykam’ın inanan her** Müslüman**’ın günah olduğunu bildiği dövme yaptırma, nikah bağı olmayan çiftlerin el ele tutuşması gibi davranışları doğruymuş gibi lanse etmeye çalışıyor olması anlaşılır gibi değil.
Dinimizde heklal haram kaynağı Kur’an ve sünnettir. Hiçbir kişi yada kurumun helali haram, haramı helal kılma yetkisi yoktur. Böyle olmasına rağmen Diyanet’in verdiği fetvaları sanki kurumun görüşleriymiş gibi anlatan Bedri Baykam’ın çarpık dini yorumlarının yer aldığı ilgili yazısından kesitler:
Yobazların sanata yaptıkları saldırının hedefi, bu kez Daire Sanat’tı. Bahane yine hazırdı. Sergiye gelenler arasında bir çift, galerinin önünde “affedersiniz” öpüşmüştü! Birbirlerine bıçak çekseler, ağız burun dağıtsalar, ana avrat düz gitseler sorun yoktu. Ama işte o ikili, utanmaz sevgililerdi! Aynen televizyonlardan istendiği gibi: Tabancaları ağıza sokabilir, birbirinizin karnını deşebilir ama kesinlikle koklaşamazsınız! İlki sert erkek tezahürüdür, ikincisi utanmazlık ve zinadır!
Daire Sanat’ta önce kapının önünde kargaşa ile başlamış her şey. Galeri sahibi Selin Söl herkesi içeriye alıp kapıyı kapatmış. Ardından “Verin onları bize!” naraları atılmış… Herhalde “Mahalle baskısı yetmez, dayak ya da linç ne güne duruyor?” şeklinde düşünüyorlardı! Bu arada kimileri kapıyı tutuyor, kimileri içeri dalıp resimlerini çekenlerin telefonlarından zorla kendi görüntülerini siliyorlarmış.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet AKP iktidarı döneminde 10 misli arttıysa, bu tabii ki tesadüf değil. Yalnız kadınlara yönelik olan da değil. Genç gazeteci arkadaşımız Nuh Köklü’nün suçu kartopu muydu, yoksa düşen arkadaşını gözü dönmüş bıçaklı esnaftan korumak mı? Kimisi palalı, kimisi bıçaklı, kimisi tabancalı, sürekli tırmanan bu şiddet sarmalında maganda artık sokakta.“Esnaf gerektiğinde alperendir, polistir” koruması tedavülde nasıl olsa!
Ege Üniversitesi’nde yaşanan olay da, bu noktalarda artık alışmamız beklenen “it dalaşı” havasının, nasıl cinayete dönüşebileceğini göstermesi açısından ibretlikti. İşin acı tarafı, Fırat Çakıroğlu’nun isim verilerek tehdit edilmiş bir hedef olarak seçilip yok edilmesi.
Gelelim işin en kaldırılamaz bölümüne: Açık açık devlet ve polis tahrikiyle, ağır faşist yasalarla sokağa indirilen bu şiddete, **Diyanet İşleri Başkanlığı** akıl almaz şekilde zemin hazırlıyor. Bu ülke yeterince bölünmemiş gibi, yaşam tarzları üstünden affedilemez şekilde sokak olaylarını provoke eden sorumsuz demeçler veriyor: Dövme, küpe vs. gibi çağdaş simgelerin sorumsuzca **günah **ilan edilmesinin ardından, iş daha da ileri gitti, “nişanlıların el ele tutuşmasının da dinen caiz olmadığı” fetvası geçen günlerde medyada yerini buldu. Kullanılan dil şu ağır tonda: “Dövme, **din**imizce yasaklanmıştır. Vücudunda dövme bulunan bir kimse, bunu ortadan kaldırmalıdır. Bu mümkün olmazsa, **Allah**’tan bağışlama dilemesi, yaptığından pişman olması gerekir.” Gerçekten insaf! Meşhur “**imam**-cemaat” atasözlerimizi biliyorsunuz! **Diyanet**’in bu fetvalarıyla yarın başka öpüşen gençler, dövmeli veya küpeliler, el ele tutuşanlar üzerine o mahalle baskısının şiddeti yöneldiğinde, bunun bedelini kim ödeyecek?
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.