DOLAR

38,2552$% 0.34

EURO

43,8333% 0.15

STERLİN

51,0885£% 0.12

GRAM ALTIN

4.075,24%0,33

ONS

3.326,81%0,01

BİST100

9.317,24%-0,84

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 11°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Avrupa’da Cadı Avının Ulaştığı Korkunç Boyut

Avrupa’da Cadı Avının Ulaştığı Korkunç Boyut
0

BEĞENDİM

Cadı kelimesi çok anlamlıdır; bilinen en eski kelime anlamı Eski Yüksek Almanca (“Althochdeutsch”) “hagazussa” kelimesinden gelir. Cadı, çocukları öldüren, insan yiyen, geceleri dolaşan dişi hayalet’tir. Bu hayaletin zarar veren sihir/büyü (maleficium) ile ilgisi yoktur, kısmen insana benzeyen bir varlıktır. Haydar Akın ise Avrupa’nın kuzeyinde ve Almanca konuşulan bölgelerden halk dilinde “cadı” kelimesi tüm diğer büyücü-demon tanımlarını kapsayacak bir ‘üst anlam’ a sahip olduğunu vurgular.

**
Avrupa’nın En Karanlık Dönemi**

Cadıların varlığı çok eskiye dayansa da, yok edilmesi gereken bir düşman olarak algılanmaları daha sonraki dönemlere rastlar. En karanlık batıl inançların bile ötesinde sayılabilecek sapkın teolojik düşünce ile beslenen cadı avı, Avrupa’nın en karanlık dönemi olarak tarihe geçer. Hâlbuki cadı avlarının gerçekleştiği bu zamanda Amerika keşfedilmiş, Rene Descartes, Francis Bacon, Galileo Galilei yaşamıştır. 

Cadıların özellikle kadınlarla ilişkilendirildiğinin altı çizilmelidir. Kadınların, cadı dolayısıyla düşman olduklarını destekleyen görüşler arasında özellikle “haşeratı yok etme” veya “köküne kadar kurutma” deyimleri sıkça kullanılmıştır. Kadının, bu şekilde “düşman”, “kötü” ve “yok edilmesi gereken” olarak ötekileştirilmesi ve kadına yönelik, uygulanan şiddet dolu yöntemler daha sonra Yahudilere veya farklı etnik ve dini gruplara da aynı şekilde yaklaşılmasına zemin hazırlanmıştır.

**300 Yıl Hayal ile Gerçek Arasındaki Sınır Ortadan Kalktı**

Genelde, cadı takibinin ve avcılığının kökenine bakıldığında cadı takibi ve avcılığı halkın folklorik inancında yaygın olan efsane, mit, masalların, özellikle Roma-Katolik Kilisesi’nin egemen olduğu bölgelerde ve günlük hayat içindeki beslenir. Cadı avcılığının temeli ortaçağ ruhbanlığı tarafından oluşturularak desteklenmiş ve cadı avları 300 yıl kadar devam etmiştir.

Bir hayal ürünü ve onun yansımalarından oluşan cadı imgesi zaman içersinde değişime uğramıştır. Bu değişim hayal ile gerçek arasındaki sınır ortadan kalktıktan sonra korkunç bir felakete dönüşmüştür. Avrupalı erkekler, ruhban sınıfına ait din adamları, kendi yarattıkları hayale inanarak ve cadıların varlığını kanıtlamaya ve onları düşmana dönüştürerek yok etmeye çalışırlar. Silvia Bovenschen’e göre en kötüsü ise, kendi yarattıkları cadıdan korkup, yaşayan gerçek kadınları yakıp öldürmüş olmalarıdır. Kadınların yakalanmalarına, sorgulanıp işkence görmelerine ve sonunda öldürülmelerine neden olan kişiler, cadı avcıları, aslında iyilik yaptıklarını ve masum insanları koruduklarına inanıyorlardı.

**Osmanlı da cadı avı var mıydı?**

Wilhelm G. Soldan ve Heinrich Heppe’ye göre cadı avı ulusal bir oluşum değildir, Hristiyanlığın hâkim olduğu yerlerde, özellikle Roma-Katolik Kilisesi’nin egemen olduğu bölgelerde oluşmuş, buna göre de ne tek bir millet ne de tek bir sınır ile kısıtlanmıştır. Bu görüş ne Afrika’daki Hristiyan topluluklarda (Kiptiler, Habeşler)’ne Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Hristiyanlarda (Maruniler, Ermeniler) ne de Yunan-Ortodoks Kilisesi’nin hâkim olduğu Hristiyan bölgelerde cadı avcılığı yapıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmaması ile de desteklenmektedir. Bu konu hakkında geniş çaplı araştırması olan Haydar Akın da Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içersinde bir cadı avı olduğuna dair hiçbir belgenin ve bilginin bulunmadığına işaret eder.

Cadı avı ile ilgili tarihsel verilere bakıldığında kurban olarak seçilen kadınların sayısındaki değişkenlik dikkat çekmektedir. Net bir rakam verilmemekle birlikte çeşitli kaynaklarda kurbanların takribi yüz bin ile bir milyon arası (çoğunluğu kadın olmak üzere) değişmektedir, fakat o zamanınnüfusu göz önünde bulundurulduğunda yüz bin rakamı daha mantıklı gelmektedir. Bu sayının yarısının bugün Almanya olarak bilinen bölgede gerçekleşmiş olması tarihi açıdan çok ilgi çekicidir. Tarihçiler neredeyse her köyde bir yakılma alanının kurulduğuna dikkat çekmektedir.

http://www.egeweb2.ege.edu.tr/tid/dosyalar/XXVIII-2_2013/TIDXXVIII-2-2013-03.pdf

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.