40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
Fransa’da dini, toplum dışına iten gerici sekülerizmin aksine, İngiltere’de daha ılımlı ve kapsayıcı bir anlayış var. Bu bağlamda son yirmi yılda ciddi mesafe katedildi. İnsanlar resmî kurumlarda ibadet özgürlüğüne sahip. Başörtülü kadınlar hayatın her alanında çalışabiliyor. Örneğin; Lortlar Kamarası’nın her toplantısı İngiliz Kilisesi tarafından atanan 26 piskoposun duasıyla başlıyor. Bundan dolayı İngiltere devlet yapısında dinlere saygı esas alınıyor.
Müslümanların sosyal, kültürel ve hukuki anlamda dinlerini yaşayabilmesi için de kolaylıklar sağlanmış. Hukuki alanda problemlerini çözmek için kendi dinî kurumlarının açılması teşvik edilmiş. Örneğin; ‘Şeriat’ ve ‘Tahkim’ Konseyi diye İslam mahkemeleri kurulmuş. Şeriat Konseyleri yalnızca özel hukuk davalarına bakıyor. Evlilik, boşanma, mal bölüşümü gibi. Tahkim Konseyleri ise Müslümanlar arasındaki ticari anlaşmazlıklarda bir nevi arabuluculuk yapıyor.
Queen Mary Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’nden Dr. Sibel Safi, bu mahkemelerin avantajlarını ve dezavantajlarını şöyle açıklıyor: “Şeriat Konseyleri ve Tahkim Konseyleri aracılığıyla yürütülen davalar Müslümanların hukuki açıdan dinî hükümlere göre yargılanmaları için büyük avantaj. Bu kurumların hiçbir yaptırım gücü yok. Başvuran kişiler tamamen gönüllü olarak kararlara uyuyor. Yaklaşık 85 şeriat konseyi var.
Müslümanlar arasında bu konseylere başvurma oranı her geçen gün artıyor. Bunun sebebi Müslümanların kendi manevi ilkelerine karşılık bulması, davanın kısa sürede neticeleniyor olması ve İngiliz mahkemelerine göre daha az masraflı olması. Konseylerin gerçek bir yargılama sistemine sahip olup olmadığı tartışılsa da İngiliz hükümeti bunları pek önemsemiyor gibi. Hatta mahkemelerin yükünü azalttığı için hükümet bu kurulların varlığından memnun.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.