38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
08 May 2016 Sunday
Bir önceki yazımda ‘Bazı maçlar vardır bir sezona bedel. Trabzon-Fener maçı bunlardan biriydi. Ama olmadı ya da oldurulmadı.’ diyerek yazıya başlamıştım. Sezona bedel maç bizimkiler tarafından yanlış anlaşılmış galiba. Küme düşmemeye oynayan Rizespor’a bir sezonun faturasını kesti Trabzonspor. Bu yılın en farklı skoru olan 6-0 gibi çok net bir skorla haftayı galibiyetle kapadı.
Sadi Tekelioğlu bu gençleri yavaş yavaş oynatmaya başlamış, bu gençler geleceğin Trabzonspor’unun iskeletini oluşturacağının sinyalini vermişlerdi. Hami Hoca hem kendisine hem Trabzonspor’a bu kadar eziyet etmemeliydi. Havasını kaybetmiş, inancını yitirmiş futbolcularla çok zaman kaybetti. Hâlbuki aynı Hami Hoca bir önceki döneminde isimsiz ve yeteneği sınırlı futbolcularla çok güzel neticeler almış; takım, takım gibi oynamaya başlamıştı.
Yıllardır futboldan anlayan her Trabzonlu gibi ben de hep şunu söyledim: Altyapıdan bir iki futbolcu her yıl takıma kazandırılmalıydı. Eğer bu yapılsa takımın ana iskeleti çoktan oluşturulmuştu. Kulüp yapılan yanlış transferler yüzünden borç batağına sürüklenmez, futbolcuların alacaklarından dolayı FIFA, UEFA, TFF kapılarında sürünülmezdi.
Yıllardır yönetimler altyapıya önem verme yerine kolaycılığa kaçıp milyarlarca liralar harcayarak takıma katkı sağlamayan birçok futbolcuyu transfer ettiler. Gelinen nokta da ne başarı var nede orta da bir takım. Bu yıl sahaya çıkan futbolcuların sırtında bordo- mavi forma olmasa bu oyunla çoktan ligin dibindeydiler. Çünkü ligin en kötü futbol oynayan takımı Trabzonspor’du.
Mücadele ,hırs, azim , takım ruhu bu sezon Trabzon çevresine azcık sezon başı uğrar gibi olduysa da hakemlerle uzaklaştırıldı. Koskoca bir sezon da akılda futbol olarak Rizespor maçı kalacak galiba. Oysa Sadi hocanın açtığı yoldan Hami Mandıralı bu gençlerle devam etseydi çok farklı bir tablo karşımızda olabilirdi.
Bir maç kazanıldı diye bu gençlere övgü düzmüyorum. Trabzon Lisesi ve Erdoğdu Anadolu Lisesi bu altyapı gençleriyle Dünya şampiyonluğunu kazandılar. U kategorisinin bütün yaşlarında hep zirvede olan Trabzonspor’un gençleri A takım seviyesinde de başarılı olabilecek düzeydedirler. Yeter ki onlara şans verilsin. Şans verilince sahada nasıl mücadele edilir herkese gösteriyorlar.
Trabzonspor bu gençleri kesinlikle A takımda tutmalı, direkt oynayacak bir iki yıldız futbolcu transferi takviyesi ile zirveye oynanır. Olmaz mı diyorsunuz İngiltere ligine bakın bu yıl şampiyon olan kadrodan kaç kişi dünya çapında yıldızdı. Ama çok kaliteli ve hırslı bir teknik direktör şart.
İsimleri yazmayı en sona sakladım. Yusuf Yazıcı, Semih Karadeniz, Savaş Çakır, Melih Kabasakal, Muhammet Beşir, Ramazan Övüç ve henüz oynamaya başlamayan Türk Messi Abdulkadir. Bu isimler geleceğin Trabzonspor’udur herkes tarafından böyle biline. Yönetim ve sayın başkan ne olur bu çocukları harcamayın ve harcanmalarına müsaade etmeyin. Yıllarca bekledik şampiyonluğu, olduk ama kupamızı vermediler. Gerekirse bir yıl daha sabırla bekleriz ,bir sene sonra bu gençlerle bu iş olur.
Türkiye Kupası yarı finalisti Rizespor , komşu şehir takımı sen de kusura bakma. Bu gençler bu fırsatı bekliyorlardı sen olmasan başkası da olsa patlayacaklardı. Kısmet size imiş sizin fiyakanızı bozdular.
Son söz Trabzonspor geçleri ile bir başka güzel.
Bazı maçlar vardır bir sezona bedel. Trabzon-Fener maçı bunlardan biriydi.
Ama olmadı yada oldurulmadı. Hem de hep beraber el birliğiyle.
Önce en tepeden başlayalım. 3 Temmuz sürecinde taraflı tarafsız herkesin şike var dediği, Avrupalıların Fenerbahçe’yi cezalandırdığı bir ortamda biz ceza veremedik. Şike sahaya yansımadı diyerek Fenerbahçe’yi akladık. Trabzonspor’a hakkını teslim etmedik. Ondan sonra ki bütün Trabzon Fener maçları kavgayla bitti. Gerginlikler hep devam etti. Hatta gerginlik en çok Fenere yaradı Çünkü Trabzon maçlarını çok rahat kazandılar.
Bülent Yıldırım ile 2 sene önceki Avni Aker’deki maç yine yarıda kalmıştı. Hangi akıl yine aynı hakemi görevlendirdi. Doğrusu anlamak çok güç.
Trabzonspor yönetimi 6 aydır kaliteli bir hoca bulamazken Trabzonspor’un bu hallere düşmesinde en büyük katkıya sahip. Bari Sadi hocayla devam etselerdi. Şapkadan tavşan çıkarırcasına Hami Mandıralı ile anlaşıp yola devam etmeyi uygun gördüler. Hocalık kapasitesi ve kariyeri sınırlı olan Hami hoca çözümü her hafta şık giyinmede buldu. Futbolcularla olan iletişimi çok problemli görünüyor.
Hami hocanın sahaya sürdüğü ilk on biri Trabzon’da hiç kimse doğru bulmadı ve yenilginin fitili ateşlenmiş oldu. Derken goller art arda gelmeye başlayınca tribünleri dolduran seyircinin psikoloji bozuldu. Trabzon tarihinde kendi sahasında Fenere karşı ilk kez 4-0’lık mağlubiyetle tanıştı.
Fenerbahçe ’li futbolcuların alkışlandığı bir durumda ilk kez yaşanıyordu. Ama bir taraftarın oyundan çıkan Nani’nin formasını alması seyirciyi çileden iyice çıkardı. O seyirciyi hem dövdüler hem de formayı geri verdirdiler. Biz henüz ülke olarak rakibin formasını alan taraftara sempati ile bakmaya hazır değiliz. Aynı olay Galatasaray- Fenerbahçe maçında olsa belki daha fazla tepki olurdu.
İlk yarıda verilmeyen penaltı kararı bahanesiyle hakeme saldırı olunca olaylar tırmandı ve maç tatil edildi. O taraftarın yaptığı yanlışı taraftar grupları sosyal medyada destekliyorsa oturup bir değil bir kaç kez daha düşünmeliyiz. Adaleti sağlayamazsan insanlar kendi adaletlerini sağlamaya başlarlar.
Sadece Trabzon’da futbol terörü yok Türkiye’nin her tarafında var. Polis otolarını yakan ,Galatasaray şampiyonluk kupasını karanlık bir ortamda alırken Fenerliler Trabzonlulara centilmenlik ,sağ duyulu lük dersi vermesinler.
Ey Futbolu Yönetenler, Türk Futbolunu bu hale sizler getirdiniz şimdi bu durumu ya düzeltin yada oturup kına yakın. Çünkü ektiğinizi biçiyorsunuz. Yani hasat zamanı.
Bazı maçların hikayeleri vardır herkes tarafından akıllarda tutulan gelecek zamanlarda sohbetlere konu olan maçlar. Trabzonspor’un bu sezon ki maçlarının hikayesi hakem hatalarının olduğu maçlardı.
Başakşehir maçı da hikayesi olabilecek Avrupa kupalarına katılma adına futbolun üst düzeyde olduğu, mücadelenin , hırsın ,azmin , takım ruhunun üst düzeyde olacağı bir maç olabilirdi.
Bu maç için Ramazan Övüç öncesi ve sonrası iki takım seyrettik diyebiliriz. 50 dakika sahada kaldı sonra sakatlanıp çıktı. Çıkıncaya kadar top kapma , mücadele etme, takıma ruh üfleyen bir oyun anlayışıyla oynadı genç Ramazan. Ve gelecek adına bir kazanç gibi duruyor Trabzonspor için.
İlk yarı da Trabzonspor topla daha çok oynadı ve maç Başakşehir yarı sahasındaydı. Böyle maçlarda Cardozo oynamalıydı ama yedek kulübesindeydi Cardozo. Trabzonspor’un gole ihtiyacı olan dakikalarda sahneye defans oyuncusu Akokpo çıktı ve güzel bir ayak içi plase ile golü attı ve 1 puanı kurtardı.
Başakşehir takımı diri bir takım ilk yarı kontratak oynadılar bir çok gol pozisyonu da yakaladılar ancak kalesinde adeta devleşen Trabzonspor kalecisi Esteban’ı geçemediler.
İkinci yarı oyun Ramazan çıktıktan sonra tam tersine döndü. Trabzonspor ileride hiç çoğalamadı Muhammet Demir, Başakşehir’in iki stoperi arasında kaybolup gitti. Geriden destek gelmeyince ileri atılan bütün toplar duvara çarpıp geri dönercesine Başakşehir ataklarına dönüştü.
İlk yarı topla oynama %70 Trabzonspor lehine iken ikinci yarı bu oran dengelendi. İleri çıkmayan daha doğrusu çıkamayan Trabzonspor pozisyon vermedi de maç ilk yarı atılan karşılıklı iki golle berabere sonuçlandı.
Gelecek yıl planlanmasında olan Trabzonspor için kaleci Esteban ve Ramazan Övüç kazanç oldular. Onların dışında ön plana çıkan bir oyuncu olmaması futbolcular adına şanssızlıktı.
İngiltere’de şampiyonluğa oynayan Leicester City gibi takımı onatacak bir hocaya ihtiyacı var. Hami Hoca her maça ayrı bir kıyafetle çıkıp ne kadar modaya uyduğunu maçı seyredenlere göstermekten başka bir şey yapmıyor ki.
90 dakika mücadele edecek bir takım kurmak ve başına hırslı bir teknik adam bulmak kolay değil ama bu da yönetimin işi. Yoksa mücadele etmeyen takımların bu ligde şampiyonluk şansı hiç yok.
Sakat futbolcularının önemli bir kısmı takıma dönmüş. Cezalı oyuncun yok. Korku tüneli travmasını atlatmışsın. Gelecek adına planlar yapmaya başlamışsın. Stat ve göğüs reklamı konusunda önemli adımlar atmışsın. Takıma ve yönetime şehirden önemli destek almışsın. Rakibin inde düşme gibi bir derdi yok. Bu kadar olumlu bir atmosfer yakalamışsın çıkıp sahada adam gibi oynaman gerekmez mi ?
Ama nerede oyun takımın yürüyecek hali yok. Koşacak, mücadele edecek , topa basacak ,oyunu yönlendirecek derman yok takımda. En önemlisi de Hami hoca da hiçbir şey yok. 60.dakikada 1-0 öne geçmişsin rakip Gaziantep gelemiyor ama geliyor gibi görüntüde bizim futbol dâhisi Hami hoca Cardozo’yu çıkarıp 4-6-0 taktiğine geçiyor ve Antep o dakikadan sonra yani son yarım saat topuyla tüfeğiyle hücum etmeye başlıyor. Bu taktiği eskiden rakipler Trabzonspor’a karşı denerdi şimdi işler değişti. Galiba Hami hoca çoktan pes etti. Bence de şartları çok zorlamamak lazım.
Galip gelmiş bir 3 puan daha almış hatta ligin 9.’unculuğa kadar yükselmiş sin daha ne olsun. Diyecekler elbette vardır ama ben böyle galip gelmeyi istemiyorum. Koskoca 90 dakikada kalecinin üzerine giden iki şut ve bir serbest vuruş sonrası Mustafa Yumlu ile gelen gol. Beni ve eminim ki Trabzonspor taraftarını mutlu etmemiştir. Böyle oynanan maçlar da hiçbir zaman mutlu etmeyecektir.
El Clasico öncesi Barcelona ile Real Madrid U-11’lerinin maçından görüntüler düştü internete inanın o 11 yaşındaki çocukların maçı daha güzel ve heyecanlı idi. Tribünler dolu idi. Bizim ligimizdeki yöneticilerin futbolu nasıl izlenir hale getirebiliriz diye bir derdi var mı bilmiyorum ama varsa eğer U-11 maçını takip etmelerini ve o maçı oyuncularına seyrettirmelerini öneririm. Bir de futbolcu nasıl yetiştirilir bir görsünler o maçı izleyerek.
Trabzonspor adına Antep maçının en iyisi kaleci Esteban’dı. Çok olmasa da yine klasını konuşturdu Onur’u hiç aratmadı. Diğerleri için alternatif tıp yani Mesir macunu, değişik otlardan yapılacak güçlendirici macunlar öneriyorum(!). Çünkü takımın kondisyona , güce, dayanıklılığa ihtiyacı var. Kaç tane Hoca değişti ama takımın görüntüsü değişmedi.
Son çare ise Lincocin. Malum bizim başkan ve bazı yöneticilerimiz doktor. 30 yaşın üzerindekiler çok iyi bilirler her derde deva Lincocin iğnesini. Vücudunuzun hiç fark etmez herhangi bir yeri ağrıdığında akla ilk gelen ilaç Lincocin idi. Evet bu takıma toptan Lincocin yapmaktan başka çare yok galiba(!).
Korku tünelinden geçen haftaki Mersin maçıyla çıkan Trabzonspor hafta içi erteleme maçında Beşiktaş’a kaybedip bu maçta alttaki Sivas olunca kaybetme durumunda tekrar korku tüneline girme ihtimali vardı. Ancak korkulan olmadı Trabzonspor, kaleci Estaban’ın “Onur”laşıp Trabzon’un onurunu kurtardığı maçta 3 puan aldı. Ve tehlike bölgesinden iyice uzaklaştı.
Hami hocanın çok mazereti olabilir Futbolcuları maça konsantre etmede zorlanabilir, fazla sakat futbolcusu olabilir, cezalı oyuncularının fazlalığı olabilir , seyirci onu istifaya çağırmış olduğundan morali bozuk ta olabilir. Bunların hepsi geçerli mazerettir benim için ancak sahaya çıkardığı takım ve oynattığı futbol(!) pardon oynatamadığı futbol için mazereti olamaz.
Beşiktaş maçında Cardozo-Muhammet ikilisi 60 dakika iyi oynadı gereksiz yere Cardozo’yu dışarı alınca Beşiktaş golleri geldi ve maç kaybedildi. Bu ikili doğru bir ikili iken bu maçta ikiliyi bozup başka bir şey deniyorsun. Bulduğun doğrularda ısrar etmelisin Hami hocam. Yoksa yıllardır yap-boz tahtasına dönmüş takımla sen de oynayıp durma.
Cavanda’dan sağ açık yapıyorsun, Cardozo’nun oynadığı maçta Cardozo ile kontratak futbolu oynamayı deniyorsun ve Cardozo’ya uzun paslar attırıyorsun. Bu anlayışla büyük hoca olamazsın Hami hocam hiç kusura bakma.
İkinci yarı yaptığın hatadan az da olsa dönünce 3 puanı zar zor kurtardın Hami hocam. Ramazan Övüç oyuna girince orta sahadaki mücadele gücün artıyorsa o zaman Ramazan’la başlamalıydın. Cardozo bana böyle orta yapsanız golleri nasıl atarım dercesine ,size ders verircesine Özer’e orta kesti Özer atamadı ama Trabzonspor’un en önemli pozisyonu da o pozisyon idi. İlk yarı taraftar ıslıkladı haklılardı hem de çok haklılarda. Trabzonspor bu hallere düşmemeliydi. Rakibini yarı sahasına hapsedeceksin, onu beceremiyorsan mücadele edeceksin tabiri caizse savaşacaksın bak o zaman seyirci sana nasıl destek oluyor.Sonunu düşünen kahraman olamaz misali takımı cesaretli sahaya süreceksin. Gençlere daha fazla şans vereceksin.
Kendi sahanda küme düşmemeye oynayan bir takımla oynuyorsun ve maçın yıldızı yaptığı onca kurtarışla kalecin oluyorsa seyirci şimdilik hoca için böyle devam ederse de yönetim için ‘hadi gel köyümüze geri dönelim’ yada ‘ yar saçların lüle lüle ,yavrum sana güle güle’ türküleri hem söyler hem söylettirir.
Şimdilik vaziyeti idare edip bir süreliğine karizmayı kurtardınız. Bundan sonra futbolcusundan hocasından yöneticisine herkesin el ele verip düşülen bu vahim durumdan kurtulma adına mücadele etmesi lazım. Dünyaya mal olmuş bu forma sizi daha fazla kurtaramaz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.