39,5851$% -0.32
45,6681€% -0.99
53,6762£% -0.71
4.322,05%1,03
3.427,88%1,36
9.311,88%-2,19
28 November 2015 Saturday
Yarının hiçbir farkı yoktu senin için, dünden.güneş doğacaktı dün asılı kalacaktı mazinin bir köşesinde.
Sen dünü yaşamış kadar emindin yarını yaşayacağından.Ölüm soğuk bir gerçekti ama sen henüz üşümedin ölümle.
Belki bazen çok yaklaştı sana.Kalbinin tik takları arasında dolaştı.Bazen çok andın ölümü.En sevdiklerin en gerçek hakikatle tanıştı.O zaman sende uzaktan tanıştın ölümle.Ama henüz yol arkadaşın olmadı.
Hep hatırlattı sana kendini.Bazen cenaze yeşiliyle, bazen ezan sesiyle, bazen nefesini kesen bir gidişle…
Ölüm:Uzak yolculukların son durağıydı.Oysa sen henüz yola bile çıkmamıştın. Çünkü hayaller hayatlar vardı. Mutluluk hep yarındaydı. Yarına bu kadar umut bağlamışken, nasıl birden yok sayılırdı.
Başkalarının kaderiydi ölüm.Senin de sadece kederindi.Başkaları bekliyordu sanki.Çünkü her ölümün bir soyadı vardı.Her ölüm soyadıyla anılırdı.Hasta, yaşlı…
Ölümün adını unuturdu herkes.Ya da unutmak isterdi bir süreliğine.Ne gerek vardı ki kader demeye.Zaten kahrı çekilmedimi günlerdir.Bir de ölümün gerçekliğini ve bir gün geleceğini hatırlamaya ne gerek vardı.
Uğurlandı soyadıyla yolcu.O andı nefesleri sıkan.Ölümün soğukluğuyla yürekleri ürperenler o an’daydı.
Yine güneş doğmak üzere battı.Bir daha geldiğinde bir eksikti.Eksik olan güneşin yokluğunu hissetmedi.
Güneş de onun gidişini.Ölüm:gerçekti, şüphesizdi, kesindi.Ölümlü cümleler benceyle senceyle başlamazdı.
Ölümün yanına başka bir kelime de yakışmazdı.Ölüm:Soğuk bir gerçekti.
İnsan! Günahlarla ah eder, yaralar açılır, tüm kirler yarınlara saçılır. Vicdan azabı her doğan günde sıkar nefesleri.
Yürekten bir aff huzur buluştur, gecenin nuruna düşen gözyaşı belki bir kurtuluştur. Fakat yapılanlar aşınca haddi, kalpteki kara lekelerde unutturur tüm hakikati.
Evet, insanda bazı lâtifeler vardır ki, bir ihmal ya da hata neticesi sönebilir. Söndükten sonra da bazen “Kellâ bel râne alâ kulûbihim mâ kânû yeksibûn – Hayır, gerçek şu ki, yapageldikleri kötü işler onların kalblerini paslandırmıştır.” Hakikatinde olduğu gibi paslanan kalp, hissetmez hissetmediğini de hissettiremez.
Her bir **günah **içinde küfre gidecek bir yol vardır. Günahlar masumdur önce. Hatta **günah **değeri bile taşımaz. ’’Hayatın kanunudur bu, yapılmadan da olmaz’’ Şeytanın avutmasıdır, masum kalpleri.
Yürekler ürpermeli, şüphe duyulan her halden. Kalpler titremeli günah olma ihtimalinden. Geceler karartmalı, dünyalık zevkleri. Belki kalbin karalığını da, aydınlatır ıslak **seccade**ler. Bir günahın izi, bir hayatın serzenişi olmalı.Yemek içmek haram, uyumakta başka bir günah sayılmalı. Öyle dilin ucundaki aff! Ne kalbi huzara kavuşturur, ne de **Yaradan **katında affolunmuşluktur.
“Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma… Bir **Müslaman**’ın hassas yaşayışı, günaha nefes aldırmamalıdır. Günah, yaşayacak bir zemin, hayat olacak bir fıtrat bulamamalıdır.
Bir hata karşısında ürpermeyen kalp, ağlamayan göz insanı bir yokluğa sürükler. Günahın izleri yol olup rehberlik yaparsa, sonu kocaman bir eyvah olur. Dünyada aff olmayan günah, **cehennem**de kor olur.
Yasak meyveler, tatlı gelir nefse. Oysa ki her yasakta bir **cennet **müjdelenmiştir. Peşin lezzetler veresiyeden daha caziptir her daim. Oysa **Yaratan**’nın fıtratı üzerine bir yaşam sürmeye çalışmanın mükafatı, insan aklını aşar. Bu yüzden de insanoğlu hep yanlış yollara sapar.
Sadece mükafat ötelerde değildir esasında.Günahın izinden gitmeyenlerin cennetidir dünya. Yada affedilmek için mücadele edenlerin hassasiyetle misafir edildikleri konaklarıdır. **Günah**, **Müslüman**’da barınmaz. İzleride gözyaşlarıyla temizlenir, iki alem bir **günah **için yok sayılmaz.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.