DOLAR

38,5056$% 0.04

EURO

44,1242% 0.17

STERLİN

51,6309£% -0.19

GRAM ALTIN

4.097,73%-0,17

ONS

3.307,95%-0,27

BİST100

9.224,84%-0,88

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a
Bünyamin koca

Bünyamin koca

07 April 2022 Thursday

RAMAZAN-I ŞERİF VE ORUÇ İBADETİ

0

BEĞENDİM

Ramazan sözcüğü, Kur’an’da bir kere geçmiş ve onda da Ramazan ayı kastedilmiştir. Bu ay Kur’an’da ismi açıkça geçen ve değer verilen tek aydır:

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.
İslamın binasını teşkil eden temel esaslarından ve en büyük erkanından birisi de Ramazan orucudur.
Ramazan:  Hicrî takvime göre 9. ay ve İslam dininin inancına göre Muhammed’ e Kuran-ı Kerim ayetlerinin inmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca oruç tutulmaya başlanılan aydır.
Oruç da namaz gibi bedenî ibâdettir.
Bu ibâdetin en başta gelen özelliği, insanları kötülüklerden alıkoyması, nefsin azgın istek ve arzûlarını gemlemesidir.
Oruç sadece Allah’ın rızası için imsak vaktinden güneş batıncaya (iftar vaktine) kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Akıllı, buluğ çağına erişmiş Müslüman’ın Ramazan orucunu tutması farzdır.
Orucun insanı kötü meyillerden koruması sebebiyledir ki, Resûlüllah Efendimiz ( s.a.v ) bekâr gençlere, şehevî hislerin baskısından kurtulmak için oruç tutmalarını tavsiye etmiştir. Orucun şehevî duyguları teskîn ettiği, bugün ilmen de kabûl edilen bir gerçektir.
Oruç gizli yapılan ve pek faziletli olan bir ibadettir.Orucun sevabi her türlü ölçülerin üstündedir.
 
Orucun vücut sağlığı açısından taşıdığı önemi Peygamberimiz hadîs-i şerîflerinde şu şekilde beyan buyurmuşlardır:
 
Oruç tutun! Vücudunuz sağlam (ve sıhhatli) olsun.
Her şey’in bir zekâtı vardır. Vücudun zekâtı da oruçtur.
Yani, zekâtı vermek, nasıl malı ve malın pisliğini giderip temizliyorsa, oruç da vücudu temizleyip vücuttaki zehirleri, fazlalıkları bertaraf eder; insanı hastalıklardan kurtarır.
Oruç tutmak, İslâm’ın dayandığı 5 temel esastan birisidir.
Aynı zamanda, İslâm şeâirlerinin de büyüklerindendir. Medine’de hicretten 1.5 yıl sonra, Şaban ayının 10. günü farz kılınmıştır. Farziyyeti, Kitab, Sünnet ve İcma’ ile sâbittir.
Kuran’ı kerimde 12 ayette oruç zikredilmistir.
Ramazan ayında oruç tutma emri ve onunla ilgili hükümlerin çoğu, Bakara suresinde zikredilmiştir.
Allah’u Teala Hazretleri oruçla ilgili ayetlerde Şöyle buyrulmaktadır.  
 
Bakara Suresi, 183. ayet:
Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.
 
Bakara Suresi, 184. ayet:
(Oruç) Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır). Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç tutmanız, -eğer bilirseniz-sizin için daha hayırlıdır.
 
Bakara Suresi ,185.ayet: 
O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır.
Artık sizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa,başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola iletmesine karşı Allah’ın ululuğunu dile getirmeniz ve umulur ki şükredersiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
 
Bakara Suresi, 187. ayet :
 Oruc gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı.
Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için  yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın.
Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın.
Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.
Resulullah ( S.A.V ) Efendimiz de Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardir:
Kim mazeretsiz olarak Ramazan’dan bir gün oruç yerse, ebediyyen oruç tutsa da onu ( hakkıyla ) kaza etmiş olmaz. [ Tirmizi ]
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah (sav) buyurdular ki:
Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennem ateşinden kurtuluştur. (Camiussağir – 2818)
Oruçlu bir kimse, mükafat olarak Allah-u Teala’nin rahmeti ile karşı karşıya gelmekle vadolunmustur.
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir.
Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir.
Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir.
Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur.
Cehennemden azat olur.
O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Diğer bir hadîs-i kudsîde ise şöyle buyurulur:
Her iyiliğe karşı, 10 mislinden 700 misline kadar mükâfat vardır.
Ancak orucun mükâfatı bu ölçünün dışındadır.
Çünkü  Ademoglunun işlediği her is kendisinindir,
Fakat oruç benimdir, onun mükafatını ben vereceğim.
[ Buhari ]
Bu ifadelerden anlaşılıyor ki, her hayır ve ibâdet için 10 haseneden 700 haseneye kadar belli bir sevab takdir edildiği halde, oruç için sevab miktarı hudutsuz tutulmuştur.
Onun mükâfatını takdir etmeyi de,
Allah Teâlâ meleklerine bırakmayıp kendi Zât-ı Akdesine saklamıştır.
Bu yüzden mü’minler kıyâmet günü, tutmuş oldukları oruca karşılık, hiç ummadıkları miktarda büyük sevaplar ile karşılaşabileceklerdir.
 
Oruç tutan kimselerin nâil oldukları yüksek fazilet ve şerefli mevki bâzı hadîslerde şu şekilde işâret buyurulur:
Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyâmet gününde (Cennete) yalnız oruçlular girerler.
Onlardan başka hiçbir kimse giremez.
(Kıyâmet gününde)
Oruçlular nerede? diye nidâ edilir.
Oruçlular kalkıp girerler. Oruçlular girdikten sonra da kapı kapanır, artık hiç kimse o kapıdan içeri giremez.
Sevgili Peygamberimizden Orucun fazileti ile ilgili birçok hadis bizlere ulaşmıştır.
Dünya ve ahiret hayatı için bizlere birçok müjdeler içeren bu hadislerden birkaçını sizlerle paylaşmak isterim.
Oruclunun iki sevinci vardir:
Iftar ettiği zamanki sevinci, bir de Rabbine kavuştuğu zamanki sevinci.
[ Müslim ]
 
Ramazan-ı şerif’in girmesiyle rahmet için cennet kapıları açıldığı ve yasaklardan sakinma sebebiyle cehennem kapıları kapandığı gibi şeytanlarda zincir ile bağlı ve hapsolunurlar. [ Buhari – Müslim ]
Şurası da açıklanmalıdır ki bu sayılan faziletler oruçlarini islami emirlere uygun olarak tutanlar içindir.
Yoksa nefse köle olanlar ıçin değil, Velev ki seytanlari mahpus olsun yine hayra mazhar olamazlar.
 
Selman-ı Farisiden nakledilen hadisin tamamı şöyledir:
Rasulullah aleyhissalatü vesselam Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:
– Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istemiştir.
Bu ay sabır ayıdır.
Sabrın sevabı ise, cennettir.
Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır.
Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur.
(Sahabiler) dediler ki:
– Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler bulamayabiliriz?
Aleyhissalatü vesselam Efendimiz buyurdu ki:
– Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir.
Bu ayda dört hasleti çoğaltın: Bunlardan iki tanesiyle Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır.
Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmeniz ve ondan af dilemeniz (istiğfar etmeniz)dir.
Hep muhtaç olduğunuz iki haslet ise, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız.
Hz. Resulullah (s.a.s) Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor.
Her kim  yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa ,
Allah onun yemesini, içmesini bırakmasına değer vermez.
Bu konuda; İmam Gazali oruç tutanları üç mertebeye ayırmıştır.
Avamın Orucu: Bu oruç, mide ve tenâsül uzvunu şehvetlerden sakındırmaktır. Yani yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmaktan sakınmaktır.
Havass Orucu: Kulak, göz, dil, el, ayak ve sâir âzaları günahlardan uzak tutmaktan ibarettir.
Ahass’ul-Havass’ın Orucu: Kalbi, dünyevî düşüncelerden tamamen arındırıp Allah’tan başka herşeyi kalpten uzaklaştırmaktır.(9)
 Diğer bir hadîs-i kudsîde ise şöyle buyurulur:

Ramazan ayının orucu, on ay oruç tutmaya, ondan sonraki altı gün orucu da iki ay oruç tutmaya bedeldir.İşte bu, senelik oruç gibidir. [ Ahmed bin Hanbel ]

Hadis-i şerifte Ramazan orucundan sonra tutulması tavsiye edilen altı günlük oruç, Şevval orucudur.

Ramazanda nefsimizi terbiye etmek ve Ramazan ayını  güzel bir şekilde değerlendirmek  için manevi bir  programın ana unsurları;

Evimizde üç şeye çeki düzen vereceğiz:
📍Televizyona
📍İnternete
📍Telefona 

Evimizde üç şeyi yasaklayacağız:

📍Gıybet

📍Tartışma

📍Küskünlük

Evimizde üç şeye devam edeceğiz:
📍Cemaatle namaza
📍Kur’an tilavetine
📍Haftalık sohbete
Evimizde üç şeyi çoğaltacağız:
📍Dua
📍İstiğfar
📍Zikir 

Evimizde üç şeyi azaltacağız:

📍Çok yemeyi

📍Çok uyumayı

📍Çok konuşmayı

Evimizde üç huyu terk edeceğiz:

  📍Kınamayı

  📍 Eleştiriyi

  📍İğnelemeyi

Evimizde üç huyu kazanacağız:

📍Yumuşak huyluluk

📍Kolaylaştırıcılık

📍Bağışlayıcılık

Evimizde üç şeyden kaçınacağız:

📍Kalp kırmaktan

📍Ayıp araştırmaktan

📍Kul hakkına girmekten

Evimizde üç şeyi ihmal etmeyeceğiz:

📍Helalleşmeyi
📍Özür dilemeyi
📍Teşekkür etmeyi 

Evimizde üç bağlantıyı kesmeyeceğiz:

📍Akrabalarla
📍Komşularla
📍Gariplerle 

Evimize üç şeyi sokmayacağız:

📍Faizi

📍Haksız kazancı

📍Haram katkılı gıda maddelerini

Evimize üç duanın girmesine gayret edeceğiz:

📍Anne ve babalarımızın duası,
📍Gariplerin duası
📍Salihlerin duası 

Evimizde üç şeyi teşvik edeceğiz:

📍Sabrı

📍Şükrü

📍Kanaati

Evimizde üç şeyi bırakmayacağız:

📍Okumayı

📍Öğrendiklerimizle amel etmeyi

📍Anladiklarimizi anlatmayı

Ellerin semaya, dillerin duaya gönüllerin Mevla’ya yönеldiği bu mübarek Ramazan Ayı’nın hayırlara vesile olmasını dilerim.
Hoşgeldin Ya Şеhr-i Ramazan.
Bünyamin KOCA
Selam ve dua ile
Devamını Oku

HER YER KERBELA 

0

BEĞENDİM

“Kerbela’ԁan binlerce kilometre öteԁe ve on ԁört asır uzakta, serin bir kış mevsimi başlangıcı akşamınԁa Kerbela Уalnızının уolunu sürmeуe, izini takip etmeуe çalışanlarԁan biri olarak acılara ve уenilgilere gark olmuş şekilԁe Kerbela Уalnızını anıуor. Onu ve onun уolunԁa giԁenlere selam eԁiуor, ona kasteԁenlere ve aуnı zihniуete sahip olanlara ise acıуorum.
Araԁan asırlar geçmiş, binlerce kilometre uzaklara ԁüşmüşüz, farklı iklim ve farklı kültür ortamınԁaуız. On ԁört asır geçmiş, binlerce kilometre uzaklara savrulmuşuz, aԁını ԁahi bilmeԁiğimiz coğrafуalarԁa уaşaуan halklarla karԁeş olmuş, ԁillerini öğrenmişiz; meԁeniуet gelişmiş insanlık уol almış, teknoloji akıl almaz boуutta уine ԁe ԁeğişen bir şeу уok aslınԁa.
Değişen bir şeу уok.
Hz. Hüseуin’in kesilen başınԁan kan akmaуa ԁevam eԁiуor. Celal Abbas ok уemeуe ԁevam eԁiуor. Ali Asker’in boğazına saplanan ok уerli уerinԁe ԁuruуor.
Değişen bir şeу уok.
Çünkü Уezit ve Emevi anlaуışı ve zihniуeti hâkimiуetini kurmuş, kurumlaştırmış ve kalıcı hale getirmiş. Görüntüԁe kimse Уeziԁin уolunԁaуız ԁemiуor. Ancak söуlem fark olsa ԁahi eуlemler уezitçe уapılıуor.
Hep böуle sürmeуecek elbette. Mehԁi –sahibi zaman- elbette zuhura gelecek, уerуüzü gerçek anlamıуla aԁaletli olacaktır. Kısa çöp-uzun çöp hesabı уapılacak, ak ile kara bir birinԁen aуrılacaktır. Bu inançtır, bu bilinçtir hala bizleri уaşatan.
Kerbela çölünün Уalnızı gibi başımızı sonsuz gökуüzüne kalԁırıp sonsuzluğu ve sınırsızlığı bir kez ԁaha уaşaуarak başta içimizԁeki уezit olmak üzere cümle уezitlerin üzerine уürüуelim.”
“Kerbela çölünԁe insani olanla insani olmaуanın mücaԁelesini verԁi saуgıԁeğer İmam.
Biçimԁe kaуbetse ԁe özԁe mücaԁeleуi kazanmıştır.
Eğer İmam Hüseуin Уeziԁ’e biat etseуԁi ve bunun sonucunԁa Уezit tarafınԁan heԁiуelere boğulup iltifatlar görseуԁi, o vakit İmam Hüseуin kaуbeԁerԁi.
Ancak İmam Hüseуin, “Уeziԁ’e biat etmektense onurluca şehit olurum” ԁiуerek biçimԁe bir kaуbeԁişin ama özԁe bir kazanımın sahibi olmuştur.
Bu kazanım İmam Hüseуin ve уolԁaşlarının şahsınԁa bütün haksızlığa, zalimliğe, sömürüуe, talana, уobazlığa uğraуanların kazanımıԁır.
Bunun için ԁiуoruz ki; kaуbeԁen Уezit ve cümle zalimler, kazananlarsa Hüseуin ve cümle mazlumlarԁır.”
İnsanlık var oldukça İmam Hüseуin var olacaktır.”
“Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir.
“Kerbela hak aramanın ve özgürlüğün destanıdır.
Sabrın, teslimiyetin ve adanmışlığın azametidir.
Kerbela bir kıyamdır; zulme, zalime, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı onurlu bir kıyam!
Dünya döndükçe Kerbela unutulmayacak.”
Hz. Hüseyin adalete adanmış, bu yolda canını ortaya koymuş bir Hak aşığı, garipler yoldaşıdır.
İmam Hüseуin, Hakkın ve hakkaniуetin
temsilcisiԁir.
İmam Hüseуin; ԁoğruluğu, ԁürüstlüğü, mazlumluğu, feԁakârlığı, haklılığı, aԁaleti, ԁostluğu, bağlılığı, hakkaniуeti temsil eԁiуor. Уeziԁ ise; gücü, iktiԁarı, zalimliği, saltanatı, уıkıcılığı, namertliği, haksızlığı, sömürüуü temsil eԁiуor.
Dünya döndükçe hak ve adalet mücadelesi için rehber olacaktır.
Onun mücadelesi gerçekten idrâk edilmiş olsaydı, Müslüman alemi bu hâlde olmazdı.
“Yezidlerin bitmediği şu dünyada, bir yanımız kanıyor, bir yanımız ağlıyor, bir yanımız da sabrediyor.
Hala ağlamaуa ԁevam eԁiуor Kerbela’nın уetim çocukları, anaların figanları, başta Zeуnep ana olmak üzere semaуı уarmaуa ԁevam eԁiуor.
İmam Hüseуin’e gözуaşı ԁökmek, onun için ağıtlar ver mersiуeler okumak cümle mazlumların, haksızlığa uğramışların, zalimlerin rüzgârlarınԁan ԁalları kırılmış olan cümle varlıklara gözуaşı ԁökmektir.
Ona ağlamak bütün mazlum ve mahzunlara ağlamaktır.
İmam Hüseуin’e ağlamak, zalim ve kötü olanı lanetlemek, haklı ve mazlumu уüceltmektir.
Ne mutlu mazlumların safınԁa уer alıp zalimi lanetleуenlere.”
“Gözуaşları onun şahsınԁa cümle mazlum ve haklıların, Hak уolunu savunup sahiplenenlerin çektiği acılar, уaşaԁıkları zulümler için akar. Bu akıtılan gözуaşlarınԁa riуa уoktur. Уapmacıklık, уüzeуsellik, çıkarcılık, beklenti уoktur. Samimiуetle, içtenlikle, уalnızca уaşaуanların bilebilԁikleri ԁaha başka güçlü ԁuуgu ve ԁüşüncelerle akar gözуaşları.
İmam Hüseуin’e gözуaşı ԁökmelerinin birԁen fazla neԁeni var. Bunlarԁan bazıları şunlarԁır: İmam Hüseуin, çok acımasız bir şekilԁe katleԁilmiştir. Ailesine ve soуuna çok büуük zulümler уapılmıştır.
Bunların ԁışınԁa gözуaşlarımız İmam Hüseуin için akarken bir noktaԁa kenԁimiz içinԁe akıуor. Çünkü her birimizin haуatınԁa уığınla gözуaşı ԁökecek kaԁar çelişkisi var. Bu çelişkiler gözуaşlarıуla bir уerԁe ԁışa vuruуor ve ruhumuzu arıtıp temizletiуor.
İmam Hüseуin’e ԁökülen уaşlar, İmam Hüseуin’in şahsınԁa cümle iуilikleri, hakkaniуeti, güzellikleri sahiplenip içselleştirmenin, уüceltmenin sembolüԁür. Ve уine cümle уanlışları, haksızlıkları, zulümleri lanetlemenin, mahkûm ve reԁԁetmenin sembolüԁür.
“İmam Hüseуin’i anlamak, tanımak, sevmek, mazlumluğuna gözуaşı ԁökmek, ԁirencine ve iԁeallerine olan bağlılığına haуran kalmak, son nefesine ԁeğin Hakkı ve hakkaniуeti sarsılmaz bir şekilԁe savunuşunun takipçisi olmaуa çalışmak…
İmam Hüseуin mazlumԁur.
Aуnı zamanԁa tüm mazlumların temsilcisi, savunucusuԁur.
Göbekleri haramla ԁolmuş olan, beуinleri уalana ve üçkâğıtçılığa programlanmış olan, nefesleri kin ve kibir ile heba olanların karşısınԁa olanԁır İmam Hüseуin…
İmam Hüseуin, mazlumluğunu уaşamıуla ortaуa koуmuş, kenԁi şahsınԁa bütün mazlumların nasıl bir tavır almaları gerektiğini her çağın mazlumlarına göstermiştir.
Kerbela tüm yönleri ile düşünülmesi gereken bir olaydır.
Müslümanların ԁönüm noktalarınԁan biriԁir.
Oraԁaki her kişi, ister İmam Hüseуin’le beraber isterse Hz. Hüseуin’in karşısınԁa olsun: o meуԁanԁaki her kişinin başlı başına incelenmesi gerekiуor.”
O gün Kerbelâ’ԁa İmam Hüseуin’in karşısına çıkıp onu ve ailesini уok eԁenlerin ԁüşünce ve iԁrak уapıları ne ise, günümüzԁe ԁe çokça kişi aуnı ԁurumԁaԁır.
O gün İmam Hüseуin’in şahaԁetini öğrenip saçlarını başlarını уolanların ԁuуgu ve zihin уapıları ne ise, günümüzԁe ԁe İmam Hüseуin’i ağıtlarla, mersiуelerle Muharrem aуınԁa ananların ԁurumu aуnıԁır.
“Birçok kere belirtildiği gibi Hz. Hüseyin, tıpkı dedesi, babası, annesi, abisi gibi komple, dört dörtlük bir insandır.
Elbette İmam Hüseyin peygamber değildir.
Ancak İmam Hüseyin, yaşamın bütün anlamına sahiptir.
Günümüzde dahi İmam Hüseyin’e bunca ilgi, bağlılık, sevgi, saygı varsa bu sadece İmam Hüseyin’in Kerbela da şehit edilmesiyle açıklanamaz.
Bu yüce şahsiyetler sözle-davranışı, teori ile pratiği bütünleştiren şahsiyetlerdir.
Bu konuda Kerbela şehidi İmam Hüseyin’in bütün insanlığa hitap eden şu sözleri iyi birer kanıttır. Şöyle sesleniyor İmam Hüseyin insanlığa: “Şereflice ölmek, şerefsizce, onursuzca yaşamaktan iyidir.”
Hz Hüseyin dünya malına köle olanlara ve yaşamlarını çıkar üstüne kuranlara şöyle diyor:
 “Günesin üzerine doğduğu her şey tüm dünya ve onda bulunanlar, ondaki deniz, kara, dağ ve çöl,
Allah’ı dost edinen ve ilahi yüceliği idrak eden,
Allah’ın hakkını tanıyan marifet ehli olan birinin yanında bir gölge gibidir.
Dünyaya ve ondakilere değer vermeyen bir özgür insan yok mudur..?
Ömür çok kısadır.
Eğer madde köle ediyorsa insanı,
bu karşı olunması gerekendir.
İnsan maddenin emrinde değil, madde insanın emrinde olmalıdır.
Madde amaç değil, araç olmalıdır.
Ne yazık ki insanlar maddeyi amaç haline getirmişler.
Yanlış olan budur.
Saygıdeğer İmamın sözleri böylesi insanlar içindir.
Hz. Hüseyin sözlerine şöyle devam ediyor:
“Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”.
İmam Hüseyin ‘kendinizi satmayınız’ diyor. Ne yazık ki insanlar öyle bir hale gelmiş ki bedenleri ile beraber ruhlarını da satıyorlar.
Değer yargıları, sevgileri, dostları, aşkları…
Kısacası her şeylerini maddi hesaplar belirliyor.
Böуlesi insanların yönlendirdiği bir toplulukta İmam Hüseуin’in göklere ulaşan ama duуmak, bilmek, görmek istemeуen insanlara ulaşmaуan gür sesi уankılanmaуa devam edecektir.
Ta ki insanlar duуana, bilene, görene kadar.”
“Duyabilenler için seslenmekte Kerbela:
 “Bende okuduğun bizzat sensin, unutma..!
Lanet okumak istersen ölüp gitmiş Yezid’i bırak, kendi nefsine bak..!
Ve sendeki aklı düşün..!
Sadece kendi çıkarlarını gözetip pervasızlıklarına türlü gerekçeler buluyorsan dün Hüseyin’i terk edenleri kınama..!
Yaşasaydın sen de onlardan biri olacaktın.
Aska şahitsen ve aşkın içinԁeуsen sen ԁe her ԁem ԁiri kaIanIarԁansın.
HatırIa..!
Kişi sevԁikIeriуIe beraberԁir..”
“İmam Hüseуin sadece уaşantısıуla değil, şahadetiуle bütün insanlığa bir mesaj vermiştir.
İmam Hüseуin bir semboldür.
Уiğitliğin, fedakârlığın, mazlum olmanın sembolü İmam Hüseуin, verdiği mesajda sonu ne olursa olsun asla ama asla Уezid’e, dolaуısıуla zalime ve onun zulmüne boуun eğmeуeceğini bütün dünуaуa şehadetiуle kanıtlamıştır.
SÖMÜRÜCÜLERE ,
EZENLERE,
DECCALLARA ,
DESPOTLARA,
ZALiMLERE ve
GÜNÜMÜZÜN
YEZİDLERİNE
karşı İmam Hüseуin ve уolԁaşları gibi olunmalıԁır…”
Onlar Allah yolunda verdiği hak ve adalet mücadelesi bir zamana ve mekâna sığmayacak kadar büyük ve evrenseldir.
Bizim yolumuz “Ben yola çıkmasam korkarım ki benden sonra kimse adaletsizliğe, zulme, haksızlığa başkaldırmaz.” diyen Hz. Hüseyin’in yoludur.
Hak bildiğimiz yolda, Hz. Hüseyin’ce (r.a.) yürümeyi, Şerefimizle ölmeyi nasip et Allah’ım..!
“Aşûra günü ve Kerbela hem bir derstir hem de derin bir derttir. 
Dersten örnek, dertten ibret alınmalı. Örnek alan, örnek olur.
İbret almayan başkalarına ibret olur.
Hz. Hüseyin Efendimizi ve Kerbela şehitlerini rahmetle anıyorum.
Selam ve dua ile..
Devamını Oku

 Yine Hüzünlü bir bayram

0

BEĞENDİM

Can Yücel bir şiirinde, insan için her gün bayramdır diyor.
“Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan…
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık…
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni
kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek…
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.”
Değerini, vakti zamanında anlayamadığımız her şey ama her şey…
Yaşadığımız o ‘an’da bizim için bir bayram imiş aslında…
Örnek mi?
Özgürlük…
Meğer ne kıymetli bir nimetmiş..
Yüzbinlerce mazlumun ve mağdurun çektiği ızdırap kulaklarımda yankılanıyor.
Yıllardır zulüm altında inleyen mahkumların, mağdurların, mazlumların özgürlüğüne kavuştuğu gündür.
Karakolda, ter kokulu nezarethanede bir gram temiz havayı teneffüs edebilmektir bayram…
Beton zeminde günlerce bekletildikten sonra sımsıcak bir battaniyeye sarılabilmektir.
Ağır işkence altında aç susuz kaldıktan sonra bir yudum suyu yudumlayabilmektir.
Hapishanenin kuytu köşelerinde masum yavrusunu ağlaya ağlaya emzirebilmektir Bayram.
Bayram geldi.
Hoş sefa geldiğini söylüyorlar.
Sevinciyle, neşesiyle, güleryüzüyle; yani kendi havasıyla geldi.
Evlere konuk oldu. En değerli misafir gibi karşılandı. Şimdi en baş köşe onundur. Gönüllerin en güzel yeri sadece ona ayrıldı.
O yaşlıların yüreğine geldi. Gençlerin yüreğine geldi.
Çocukların yüzüne doğdu ay gibi. Şimdi bu bayrama inanan hangi çocuğun yüzüne baksanız bayramı görürsünüz. Satır satır, kelime kelime okuyabilirsiniz bayramın sayfasını o temiz yüzlerde. Bayramın haberlerini duyabilirsiniz o saf çehrelerde.
Bayram geldi de, ne yazık ki benim beklediklerim gelmedi.
Daha doğrusu beklemeyi unuttuğum, ‘sizi bekliyorum’ bile demeye cesaret edemediğim beklediklerim gelmedi.
Gelmediler, ya da gelemediler.
Ne bileyim, nasıl diyeyim.
Gelmediler işte..
Asıl gelmesi gerekenler gelmedi…
Yani onlar, yani dava ve yol arkadaşlarım, gelmediler…
Gelmeleri en uygun olanlar…
Bu kaçıncı bayram onlarsız geçirdiğimiz?
Bu kaçıncı bayram ki hep hüzün getirir, hep gözyaşı hediye eder?
Bu kaçıncı bayram ki hiç gülemem, sevinemem, tanıdıkların, dostların çoşkusuna katılamam?
Yoksa bu bayram değil mi?
Yoksa bu günlar matem günleri de insanlar mahsustan mı bayram diyorlar?
Yoksa bayramların adımı mı, şekli mi değişti?
Bu nasıl şey? Bu nasıl bir gerçek ki rüyada bile görülemeyecek bir hayale dönüştü içimde?
Bu nasıl bir hüzündür ki,
Aylardır seni merak eden hüzünlü gözlerle ilk karşılaşma vaktidir bayram…
Hapishane köşelerinde bekliyor.
Nezarethanede bekliyor.
İşkencehanede bekliyor.
Adliye koridorlarında bekliyor.
Saklandığı, gizlendiği dört duvarın arkasında bekliyor.
Hicret ettiği hüzünlü gurbette bekliyor.
Vatan toprağından binlerce kilometre uzakta yaban ellerde bekliyor.
Rutubetli zindanlarda gökyüzünü bir an için görebilmektir bayram…
Sevdiklerinin sesini duyabilmek ve
Sevdikleriyle kucaklaştığı andır bayram…
Bu zaman dilimini yaşamak için sabırla bekleyen o kadar çok insan var ki…
Ramazan ve Kurban Bayramı’nı bekler gibi dört gözle kendi bayramlarını bekliyorlar.
Buna rağmen bayrama bakıyorum, bayram ziyareti yapanlara bakıyorum, şenlenen evlere bakıyorum, canlanan sokağa bakıyorum; bir umut sarıyor içimi.
Yeniden ümitleniyorum. Yüreğim bazen heyecandan sarsılıyor. Bir köşesinde bir ses uyanıyor ve bana bir umut fısıldıyor.
“Kendini boşluğa, umutsuzluğa, karanlık düşüncelere bırakma; belki gelirler. Hiç olmazsa biri bakarsın çaldı kapıyı.”
Bu nasıl  bayramdır ki ben üzülüyor, ağlıyor, bekliyor ve umudu kırılmış bir halde köşeye sıkışıyorum?
Bu nasıl bir haldir ki beni aradı, buldu?
Acaba başkaları da böyle mi? Onların da bayramda gelmeyen bekledikleri oluyor mu?
Acaba onlar da bayramda hüzün mü giyiniyorlar yeni elbise yerine?
Birbirlerine bayram tatlısı, bayram yemeği, bayram tebriği yerine üzüntü ikram ediyorlar?
Ne oldu, bilemiyorum?
Ne şiddetli bir hüzün var bugün üzerimizde.
Şimdi hüzünlüyüz,
Boynumuz bükük,
Kalplerimiz buruk,
Canımız yanıyor!
Bitmeyecek bu hüzün!
Kalbim buruk kalmaya devam edecek,
Tüm suçsuzlar serbest kalana kadar,
Ümmet olarak başımıza yağan bombalar durana kadar,
Her yerde silahlar susana kadar,
Bu zulümleri yapanlardan hesaplar sorulana kadar,
Zalimlerin ciğerine kor ateşler düşene kadar…
Ben başımıza gelen bu olay da  hadislerin deyimiyle şöyle bir hikmet gördüm;
Asıl musibet ve zararlı musibet, imanımıza, Müslümanlığımıza, ahlakımıza gelen musibettir.
Bu musibetlerden her zaman Allah’a sığınmamız ve ağlayıp sızlanmamız gerekir.
(Tirmizî, Deavât: 79)
Fakat dini olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bunların bir kısmı Allah’ın bir ikazı ve uyarısıdır; bir kısmı günahlara kefarettir; hastalık gibi bir kısmı ise, Allah’ın bir iltifatıdır, bir temizliktir.
( Buhâri, Îman: 39, Müslim, Birr: 52)
Hz. Peygamber (asm) şöyle buyuruyor:
Mü’minin işi hayrete şayandır. Zira işinin hepsi onun için hayırlıdır.
Bu özellik yalnız mü’mine özgüdür.
Zira sevinirse şükreder.
Bu ise onun için hayırlıdır.
Başına belâ gelirse sabreder.Bu da onun için hayırlıdır. (Riyâzü’s-Sâlihin, I/54).
Çünkü biliyoruz ki hak yolda başa gelen her musibet günahlara kefarettir, mertebe yükselmesidir ve dahi şereftir.
Şimdi bunu bir kez daha söylüyorum:
Ümmetin, milletimizin acısını tattırdı Rabbim bize,
Biz bu bayramı ya hep beraber yaparız ya da hiç yapmayız!
Tüm din kardeşlerimle ya hep beraber güleriz ya da hiç gülmeyiz!
Yüreklerimiz zulme uğrayan herkes ile birlikte soğumayacaksa asla soğumasın!
Diyeceksiniz “zaten öyle değil miydi?”
Evet, öyle ama önceden ilme’l yakîn ile biliyorduk, şimdi ayne’l yakîne ulaştık, hatta bazılarımız hakka’l yakîn ile anladı ümmetin halini …
Selam ve Dua ile…
Devamını Oku

CANIM YANIYOR EY KUDÜS 

0

BEĞENDİM

Yine zulüm
Yine işkence
Yine kan
Yine kaos
Yine vahşet
Yine gaddarlik diz boyu,
Yine hüzünlü bir bayram
Şimdi hüzünlüyüz,
Boynumuz bükük,
Kalplerimiz buruk,
Canımız yanıyor
Kudusun sokaklarında
Yine Gönüllerimiz mahzundu, gözlerimiz yaşlıydı.
Bayramın sevincini yüreğimizin derinliklerinde hissedemedik.
Ramazanın manevi iklimini tam anlamıyla yaşayamadık.
Bayramin heyecanını doyasıya tadamadık.
Zira bir taraftan İslam coğrafyasındaki kısır çekişmeler, şiddet ve çatışmalar, bizleri üzmeye devam ediyor.
Diğer taraftansa Arakanda, Filistinde ve  Dünyanin her yerinde kardeşlerimizin maruz kaldığı baskı, zulüm, vahşet ve katliamlar yüreğimizi dağlıyor.
Masum ve mazlumların uzak diyarlardan yükselen çığlıkları bizleri derinden yaralıyor.
Bugün Müslümanların maruz kaldığı haksızlıklar, asılsız ithamlar, şiddet ve zulümler hepimizi sarsmaktadır.
Lakin bundan daha acısı ise bütün bu yanlışlıklar karşısında büyük ölçüde insanlığın sergilediği duyarsızlıktır.
Varlık amacı yeryüzünde kötülüğü, zulmü, haksızlığı önlemek olan kuruluşların sessizliğidir.
Mazlum ve masumların arşı titreten feryatlarına dünyanın kör ve sağır kesilmesidir.
Karaya vuran bir balina için seferber olunurken, kıyıya vuran cansız minik bedenlerin görmezden gelinmesidir.
İnsanların açlıktan hayatını kaybetmesi; çocuk, kadın, yaşlı demeden evinden, yurdundan sürülmesi karşısında insaf ve vicdanın yitirilmesidir.
Müslümanların maruz kaldığı katliamlara farklı dünyaların, gözünü kapamasıdır.
Dünyanın neresinde acı varsa, kalbimizi oraya taşımalıyız.
Bizim derdimiz medeniyet şuurunda toparlanmak olmalı.
Hiç bir zaman bu tur zulüm ve musibetler karsısındaki yeise düşmedik.
Hep ümitle sabrettik, ve sabredeceğiz.
İnancımız gereği asla ümitsizliğe kapılamayız.
Çünkü biliyoruz ki hak yolda başa gelen her musibet günahlara kefarettir, mertebe yükselmesidir ve dahi şereftir.
Bizler inanıyoruz ki zalimler er ya da geç hak ettikleri cezayı göreceklerdir.
Bizler biliyoruz ki bütün bu olumsuzluklar elbette son bulacaktır.
Yeter ki, insanlığa tarih boyunca umut olmuş bir milletin evlatları olarak bizler, birlik ruhuyla mazluma, masuma ve mahruma el uzatmaya devam edelim.
Dil, din, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin geçmişte olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım.
Yalnız kalsak da en büyük yardımcımızın Rabbimiz olduğu inancıyla zulmün her türlüsüne karşı duralım.
Şer odakları topyekûn üzerimize gelse de en büyük gücümüzün mazlumların duası olduğu şuuruyla her daim hakkı ve haklıyı savunalım.
Mazlum ve mağdurun sesine, ses olmak için,
Haksızlıklar karşısında asla
susmayalım.
Hadisin tabiriyle ; Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
dilsiz şeytan olmamak için ve Hz Ali (r.a)’nin deyimiyle;
Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.
Hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybetmemek için yapılan bunca zulme, duyarsız kalmayın.
 “Rahmetli Necmettin Erbakan’ın vakti zamanında şu sözleri kulaklarımda çınlıyor; “8 milyonluk İsrail için 1,5 milyar Müslüman Ebabil bekliyorsa, Ebabiller gelse İsrail’i değil, bizi taşlar.”
Ya Ebabiller bizi taşlarsa!..
 “Müslümanların haline duyarsız kalan kimse onlardan değildir.”[4] hadisi gereği kardeşliğimize sahip çıkalım. Sevincimizi ve üzüntümüzü, varlığımızı ve yokluğumuzu kardeşlerimizle paylaşalım.
İşte Necip Fazıl Kısaküreğin dilinden
İSRAİL ;
Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim!
Koca bir devleti yıktılar
Türlü oyun ile savaş ile
Ve sonra bir devlet kurdular
Kan ile zulüm ile..
Ecdadımın gölgesinde
Kendinizi gizlediniz
Ne kadar kanı bozuk
Ne kadar da zalimmişsiniz
Yıkılasın İsrail
Enkazını göreyim
Sana ülke diyenin
Yüzüne tüküreyim!
Kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden
Kurşunlar yağdırır can alır düşünmeden
Elbet senin de bir sonun olacak eminim
Göreceğiz İnşaAllah Azraile
Can vermeden…
Yıkılasın İsrail
Enkazını göreyim
Sana ülke diyenin
Yüzüne tüküreyim!
Bunca zulüm yanınıza kâr
kalır mı sanırsınız?
Ey Firavun’un çocukları
kendinizi ne sanırsınız?
Bu Ümmetin çocukları
elbet uyanacak bir gün
İşte o zaman kaçacak yer ararsınız
Yıkılasın Ey İsrail
Enkazını göreyim
Sana ülke diyenin
Yüzüne Tüküreyim!
EY İSRAİL
EY DESPOTLAR
EY GADDARLAR
EY DECCALLAR
EY YEZİDLER
EY ZALİMLER Topluluğu…!
Allah sizede böyle bir kaos yaşatsın.
Allah sizi kahru perişan etsin.
Size Allah’ın Âyetiyle sesleniyorum;
Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma..!
Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağız bir güne erteliyor.
{ İbrâhim  Suresi 42. }
Allah ihmal etmez, Allah imhal eder.
Yani, Allah unutmaz, Allah erteler.
InşaAllah zalimin ve zulmün son bulduğu,
Mazlum ve mağdurun iniltilerin kesildiği son bir bayram olacaktır.
Ramazan bayramınız mübarek ve hayırlara vesile olması dileğiyle.
Selam ve dua ile..
Devamını Oku

VAKİT, DUA VAKTİ  

VAKİT, DUA VAKTİ  
0

BEĞENDİM

Elhamdü lillahi rabbil âlemin.
Vel âkibetü lil müttakin.
Velâ udvane illa alez zalimin.
Vessalâtu vesselâmu alâ resülinâ muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihî ecmeîn.
Ey dualara icabet eden, bize şahdamarımızdan daha yakın olan, esirgeyen, bağışlayan, lütfeden ALLAH’ım.
Ey yerleri ve gökleri yaratan, gizli ve açık her şeyi hakkıyla bilen, mülkün ve saltanatın ve bütün varlıkların sahibi, gözden uzak gönle yakın, her şeye kadir olan yüce ALLAH’ım.
Ey hesap gününün sahibi, rahmeti gazabından çok, insan ve cinleri ancak ibadet etsin diye yaratan, ilk emri “oku” olan, âlemlerin RABBİ ALLAH’ım.
Ey yalnızların en yakını, tek başına kalanların dostu, çaresizlerin yardımcısı, fakirlerin sonsuz serveti, zayıfların kuvveti, gariplerin şikayet merci’i olan yüce RABBİMİZ.
Ey geceyi gündüze, gündüzü geceye katan, azameti ve yüceliği olan, ihsanı bol, rahmeti bol olan RABBİMİZ.
Bütün hamd ü senalar sanadır. Övgü ve şükürler sanadır, dua ve niyazlar, yalvarış ve yakarışlar, dile getirdiğimiz getiremediğimiz her türlü eşsiz hamd ve sena ancak sana mahsustur ALLAH’ım.
Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz, ancak senin için namaz kılar ve ancak sana secde ederiz, yalnız sana yalvarır, ancak sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız.
Böylece biz, huzuruna geldik, boynumuzu büktük, ellerimizi sana açtık.
Ey Kerim ve Rahim olan RABBİMİZ!
Kendimizi senin uçsuz bucaksız inayetine, yardımına, affına, lütfuna, rahmetine, keremine bıraktık. Senden yardım bekliyoruz.
Biliyoruz, layık değiliz, yüzümüz yok, hakkımız değil, ancak biliyor ve ikrar ediyoruz ki senden başka gidecek yolumuz yok, senden başka tutunacak ipimiz yok, senden başka sığınacak kapımız yok, senden başka kimsemiz yok. Biz seni istiyoruz, maksudumuz sensin, bütün istediğimiz senin bizden razı olmandır, bize yar ve yardımcı olmandır.
Ey “ol” emriyle bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen sayısız âlemleri yaratan ve “yok ol” emriyle de her şeyi bir anda yok etme gücüne sahip olan, Rahman ve Rahim olan ALLAH’ım. Gerçek olarak biliriz ve bildiririz ki, senden başka ilah yoktur.
“Ya Rab, sen kimsesizlerin sahibi, mazlumların sığınağısın, bizlere rahmet, merhamet ve nusret eyle. Sen bizim Mevlamızsın, zalimlere karşı bize yardım eyle.
Şu mübarek gün ve geceler hürmetine, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı ve Peygamberler şehri Kudüs’ü zalimlerin işgalinden kurtar Allah’ım.
Ya Rab. Miracın basamağı Mescid-i Aksa’yı korumayı bu uğurda mücadele etmeyi yeryüzündeki bütün Müslümanlara ve bizlere nasip eyle Allah’ım.
Evlerinden yurtlarından kovulan, öz vatanlarında garip kalan mazlum bütün Müslümanlara kurtuluşlar nasip eyle Allah’ım. Mazlumların umudu, gariplerin yurdu cennet vatanımızı ve aziz milletimizi her türlü tehlikeden koru Allah’ım.”
YA RAB..!
Dünyanın neresinde olursa olsun açlık ve sıkıntı çeken,ezilen ve zülme uğrayan Müslüman kardeşlerimizede yardim eyle.
En kısa zamanda bu sıkıntılardan kurtulmalarını nasibu müesser eyle.
Ya Rabbi! Cümlemize vicdan genişliği lutfet.
Kalplerimize inşirah bahşet.
Bizleri kollektif şuura sahip kullarından kıl,
Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!
Ey yüceler yücesi olan Allahım !
Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider.
Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver.
Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle.
EY KORUYUP KOLLAYAN YÜCELER YÜCESİ..!
Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlardan dolayı bize azap etme..
Şu aciz kullarına, gazabının önüne geçmiş o engin rahmetinle ve fazlınla
Muâmele eyle..
Bizi dünyevî afet ve rezaletlerden,
Ahiret azabından,
Kalbleri fenalığa esir düşmüş kötü insanların şerlerinden,
Fâcir kimselerin komplolarından,
Düzenbazların hîle ve tecavüzlerinden,
Bozguncuların kırıp dökmelerinden
Ve Bu devirdeki bütün;
FİRAVUNLARIN,
NEMRUTLARİN,
YEZİDLERİN,
DECCALLARIN,
ZALİMLERİN, ve
DESPOTLARIN
zulmünden,
Sen bizleri, ülkemizi
ümmeti Muhammed’i ve tüm mağdur ve mazlum olanlari
Muhafaza buyur ya Rabbi!
Ya Rabbi ülkemize ve islam alemine birlik ve düzen bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle.
Ey yüceler yücesi, var ve bir olan ALLAH’ım!
‘’Bana dua edin,duanızı kabul edeyim.’’ ‘’Duanız olmasa neyinize kıymet edeyim.’’ buyuruyorsun.
Bizim şu âcizane, hâlisane duamıza icabet eyle,
Bizi zatına kul, habibine ümmet olanlardan eyle,
En güzel isimlerinle bize tecelli eyle ya Rabbi.
Bizi, hakkı bilip hakka tabi olanlardan; batılı da batıl bilip, batıldan kaçanlardan eyle.
Bizi, rızanı kazananlardan, rahmet-i Rahman’a kavuşanlardan eyle.
Bizi, zikrinle dolup taşanlardan, senin yolunda koşanlardan eyle.
Bizi, cennetine girenlerden, cehenneminden azad olanlardan eyle.
Yalvarıyoruz, bizi cemalini görenlerden eyle YA RABBİ.
ALLAHIM;
Sevgili Peygamberimize salat-ü selam, vesile, üstünlük ve yüksek dereceler ikram eyle.
O’nu vaat ettiğin makam-ı mahmud’a nail eyle.
Şüphesiz sen vaadinden dönmesin.
Ehl’i beytini, ashabını ve O’nun izinde yürüyenleri her türlü ihtirama ve muhabbete nail eyle.
Bizi, iki cihan güneşinin sünneti seniyyelerini yaşayanlardan eyle.
Livaü’l-hamd sancağı altında toplananlardan, O’na komşu olanlardan eyle.
O’nu derdimizin dermanı, karanlık gecemizin meşalesi eyle.
Gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru eyle.
Bizi, O’nun yolunda şaşırmadan yürüyenlerden eyle.
Fahr-i kâinat mefhari mevcudat olan peygamberimizin şefaatine bizi de nail eyle.
Bizi, O’na yakın eyle, bizi O’na muhtaç eyle.
Bizi, O’na ümmet olma şeref ve şuurunu taşıyanlardan eyle YA RABBİ.
ALLAHIM;
Sen affedicisin, affı seversin, bizi ve bütün inanları affeyle.
Hatayla işlemiş olduğumuz bütün günahları affeyle.
Bize rahmetinle, şerefinle, bereketinle muamele eyle.
Bize kereminle, ihsanınla, fazlınla ikram eyle.
Bizi bağışlayarak bize merhamet eyle.
Bize nasuh bir tevbe ve hidayet ihsan eyle.
Tevbemizi kabul edip bizi mağfiret eyle.
ALLAHIM;
Kur’an-ı Kerim hürmetine, O’nun bereketiyle bizi affeyle.
Bizi, Kur’an-ı Kerim’i okuyanlardan, anlayanlardan, yaşayanlardan eyle.
Kur’an-ı Kerim’i dünyada arkadaş, kabirde yoldaş, nuruyla ahirette şefaatçi eyle
.
Bize, Kur’an-ı Kerim’in saadetini, selametini nail eyle.
Bizi, Kur’an-ı Kerim’in kerametiyle mükerrem eyle YA RABBİ.
ALLAHIM;
Bizi kötülükten uzaklaştıran ve kendisi de kötülükten uzak duranlardan eyle. Bize daima helal olan şeyleri nasib et ki, harama düşmeyelim. İbadet ve taatınla meşgul olmayı nasib et ki, günah ve isyana düşmeyelim. Lütuf ve ihsanını esirgeme ki, senden başkasına muhtaç olmayalım ya Rabbi.
Bizi, son nefesimizde, iman ile İslam ile Kur’an ile, göçenlerden eyle.
Kelime-i şehadeti söyleyerek ruhlarını teslim edenlerden eyle.
Dar-ı bekâya aşk ile vecd ile heyecan ile neşe ile gidenlerden eyle.
Bize ve sevdiklerimize güzel ölümler lütfeyle.
Bizi, ölmeden önce ölenlerden eyle YA RABBİ.
ALLAHIM;
Yaptığımız bütün ibadetlerimizi kabul eyle.
Hoşnutluğunu kazandıracak, kusursuz kullukta bulunma imkânlarını lütfeyle.
Bizi, rızanı kazanmak için acele edenlerden, amel-i sâlih işleyenlerden eyle.
Hakiki iman edenlerden, yoluna yönelenlerden, emrine kulak verenlerden eyle.
Birbirine karşı hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden, seni zikredenlerden ve sana şükredenlerden eyle.
İyilik ve güzellikten yana olan, hayır ve hizmetten geri durmayanlardan eyle.
Bahtiyar kullarının amellerini işleyenlerden, muradına nail olanlardan eyle.
Böylece bizi, razı olduğun sevgili ve seçkin kullarından eyle YA RABBİ.
ALLAHIM;
Bizi, nefsimizin çılgın istek ve arzularından muhafaza eyle.
Bizi, iyilik yaptığında sevinen, kötülük işlediğinde pişman olup af dileyenlerden eyle.
Bizi, nimetlerin karşısında nankörlük edenlerden değil, bol bol hamd edenlerden eyle.
Bizi, hidayete erenlerden, muttaki, muvahhid, mücahid olan güzel kullarından eyle.
Bizi, senin yolunda malıyla, canıyla, ilmiyle, her şeyiyle cihad eden; son nefesinde şehadet şerbeti içen kullarından eyle.
Bizi, huzurundan boş çevirme, lütfunu nail eyle YA RABBİ.
ALLAHIM..!
Hastalarımıza,hastalıklarımıza şifalar ihsan eyle, Dertlilerimize devalar ihsan eyle,Borçlularımıza da helal yollarda ödeme imkanları nasip eyle,Ümmeti Muhammedi görünüp, görünmez kazalardan,belalardan ve musibetlerden muhafaza eyle,Amellerimizi makbul eyle,Ticaret erbabı kardeşlerimizin kasalarına,keselerine ve ömürlerine bereketler ihsan eyle. Helal yollardan kazanıp,senin razı olduğun yollarda harcamayı hepimize nasibu müesser eyle.                                                        Her türlü zararlardan,fitnelerden,fesatlardan,kem sözlerden,nazarlardan,şeytanın şerrinden,şeytanlaşmış insanların şerrinden hepimizi ve ümmeti Muhammedi hıfsu iman eyle.
ALLAHIM;
Bize, küfre açık kapı bırakmayan bir iman nasip eyle.
Bize, hayırlı ve huzurlu ömürler ihsan eyle.
Umduklarımıza nail eyle, korktuklarımızdan emin eyle.
Ayıplarımızı ört, kalplerimizi pak eyle.
Hayırları feth eyle, şerleri def eyle, sonumuzu hayr eyle.
Sana hakkıyla kulluk edenlerden, affına erenlerden eyle.
Doğruyu söyleyenlerden, yanlışa düşmeyenlerden eyle.
Hakikatten şaşmayanlardan, doğru yoldan sapmayanlardan eyle.
YA RAB..!
Dualarımızın özü şudur ki ; Sevgili peygamberimiz senden hangi hayırları murad etmişse bizde onları istiyoruz. Efendimiz hangi kötülüklerden sana sığınmışsa bizde onlardan sana sığınıyoruz. Cümlemizi muhafaza eyle. Efendimiz Hazret-i Muhammed’e,
Muallâ aile efradına
Ve bütün Ashab-ı Güzînine
Salât u selam ederek, dualarımızı kabul buyur ya Rabbi..!
Amin amin amin
Velhamdü Lillahi Rabbil Alemin el-fatiha…
Selam ve dua ile..
Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.