Aşk’ın Her Türlüsü İnsanı Söyletir, Derdin her türlüsü İse Susturur.
Evet ey can birini çok aşağılarsan yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar. Kainatın matematiğidir bu; bir koyar, bir alır. İnsan bilmeden kendi hesabını dürer, diyor dost. Hiçbir konuda emin olma, kendini ayrıcalıklı sanma. Konumuna, mekana, ismine veya şöhretine güvenme; şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir. Şems’in dediği gibi: “Seni en iyi Allah bilir, gerisi ya yanlış ya eksik bilir.”
Seni mutsuz edenler yüzünden umutsuz olma. Mutlu olacağın günler gelir, seni mutsuz edenleri görüp herkesi öyle sanma. Bugün çok derdim var deme; o derdi sana veren Allah, dermanı da verecektir. Sen Rabbine dua et, dua etsem ne olacak deme. Duaların kabul olduğu gün de gelir. Sen düşünceden ibaretsin; geriye kalan et ve kemikten ibarettir. Gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun. Dizinde dermanın bittiği vakitte gönlünde yeşeren yarındır. Sabrın yıkıldığı her an yok olmadığına şükret. Yüreğine güneş koy, bulut koy, yıldız koy, sabır koy ve yola devam et.
Alim iken arif oldun; peki, aşık olmaya namzet misin? Konuşmak bir mana ise susmak bin bir mana! Dilediğin kadar kalabalıkta yaşa; kalbinde Allah yoksa yapayalnızsın. Şüphesiz dönüş ancak Rabbinedir. Çok şükür Rabbime, herkes huzur bulduğu yere gitsin dediler, ben senin huzuruna geldim. Beni sensiz, kalbimi sensiz, dilimi sensiz bırakma Allah’ım. Her kul öldüğü hal üzere dirilir. Hak bildiğin yolda yürü; çürürsen de öyle çürü. İnsan hayra dua eder gibi şerre de dua eder, insan çok acelecidir. Kün ve yekün; tam bitti derken Allah yetişir kulunun yardımına. O bitti demeden bitmez, ol derse hemen olur. Hamdolsun Rabbime. Ey Rabbimiz, ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik, dönüşte ancak sanadır. Sen şerrin içine hayrı yerleştirisin. Yarabbim, hakkımızda her şeyin en hayırlısını, en güzelini nasip et. Amin. “Kalbimi seninle dinlendir Allah’ım.”
Yoruyor bu dünya. Her şey vaktini bekler; ne gül vaktinden erken açar, ne güneş vaktinden önce doğar. Bekle; senin olan sana gelecektir. İmtihan bu ya, balığın gönlü çöle vurulur. Sükutunda sesi var, ama onu anlayacak yürek lazım. Sabret ey yar, zahmette rahmet var. Vuslatın kıymeti olmazdı, iyiki hasret var. Tökezlersen eğer, kaldır ellerini Rahman ve Rahim olan Allah’a var, şükret Rabbine!
“Gel ey yar, bir sabahın ilk ışıkları gibi, erken saatlerin kuş sesleri gibi, yağacak sağanak yağmurun ilk damlaları gibi gel ey yar. Gel ne olursun, gel. İlkbahar gibi gel.” (Şems)
Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. Cahille oturup bal yiyeceğine, alimle oturup kuru ekmek ye. Gayri sözler tükendi dil.
Dil bekası, Hak fenâsı istedi mülk-ü tenim, Bir devâsız derde düştüm, ah ki Lokman bîhaber.”
Bir ticaret yapmadım nakd-i ömrüm oldu heba
Ola geldim lakin cümle kervan geçmiş bi haber
Ağlayıp nalan edip düştüm yola tenha garip
Dide giryan sine bir yan akıl heyran bi haber.
Yüzlerce yıl önce bilimin bukadar gelişmediği, teknolojinin hiç olmadığı, dijitalin hayali bile edilmediği yüzlerce yıl önce insan DNA okuyan çağları aşan bilge insanlar. İnsanı kendilerine hayaran bıraktırıyorlar. Baş döndürücü
Mevlana. Şems Ve Mehmet Niyazi Misriden seçmeler.
02. 05. 2024.
Helsinki
M. A. Koyuncu