Arefe Günü Nedir?
Arefe, sözlükte “bilmek, tanımak” anlamına gelen “arife” kökünden gelir. Bu kelime öğrenmek, itiraf etmek ve güzel koku manalarıyla da irtibatlandırılmıştır. Kurban Bayramı’ndan bir önceki gün olan Zilhicce’nin dokuzuncu günü “Arefe Günü” olarak adlandırılır. İslam’ın şartlarından biri olan hac ibadetinde en önemli menzillerden biri olan Vakfe bu günde yapılır ve hac vazifesini ifa için mukaddes beldelerde bulunan milyonlarca mümin o gün Arafat’ta toplanarak Allah’a yönelir, gözyaşları içinde O Yüceler Yücesi’ne yalvarıp yakarır. Binaenaleyh Arefe Günü’nü “Dua ve Yakarış Günü” olarak isimlendirmek çok yerinde ve isabetli olacaktır.
Arefe Gününün Faziletleri
- Zikir ve Tekbir Günleri: “Arafat’tan (orada vakfeden sonra, seller gibi) boşanıp (Müzdelife’ye) aktığınız zaman Meş’ar-i Haramın yanında Allah’ı zikredin. O size nasıl hidâyet ettiyse siz de Onu öylece anın.” (Bakara sûresi, 2/198); “Sayılı günlerde Allah’ı anın (telbiye ve tekbir getirin).” (Bakara sûresi, 2/203) ayet-i kerimeleri Arefe gününün faziletini ortaya koymakta ve inananları o gün daha çok zikir ve tesbihte bulunmaya teşvik etmektedir.
- En Faziletli Gün: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, ümmetine Arefe gününün “en faziletli gün” olduğu müjdesini vermiştir. (İbn Hibban)
- Arafat’ta Yapılan Dua: “Hac ibadetinin özü Arafat’tır.” (Tirmizî). Bu günde yapılan vakfe, tüm haccın zirvesi kabul edilir.
- Günahların Affı: Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “Arefe günü tutulan oruç, geçmiş ve gelecek yılın günahlarına kefarettir.” (Müslim)
- Cehennemden Azad Günüdür: “Allah Teâlâ’nın, Arefe gününde cehennemden azat ettiği kullardan daha çok kul azat ettiği başka bir gün yoktur.” (Müslim)
- Arefe Günü Nasıl Değerlendirilmelidir?
- 1. Oruç Tutmak : Özellikle o yıl hacda olmayanlar için sünnettir. Yukarıda geçen hadis-i şerife göre Arefe günü tutulan oruç iki yılın günahına kefaret olur. Yukarıda geçen hadis-i şerife göre Arefe günü tutulan oruç iki yılın günahına kefaret olur. Bazı âlimlere göre dua ve yalvarıp yakarma vazifelerinde takatsiz kalmayacaklarsa hac ibadeti için Arafat’ta bulunan mümin kullar da o gün oruç tutabilirler.
- 2. Zikir ve Tekbir Getirmek
- Zilhicce’nin ilk on gününde ve özellikle Arefe günü “Tesbih, Tehlîl, Tekbîr ve Tahmîd” (Sübhanallah, Lâ ilâhe illallah, Allahu ekber, Elhamdülillah) çokça yapılmalıdır.
- Farz namazların ardından teşrik tekbirleri başlar. Efendimiz (aleyhissalâtü vesselam), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirmiştir. (Beyhakî, Dârekutnî). Bu itibarla Hanefîlerde tercih edilen görüşe bu teşrik tekbirlerini getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir.
- Teşrik Tekbiri: Allahu Ekber, Allahu Ekber, lâ ilâhe illallâhu vallahu Ekber, Allahu Ekber ve lillâhi’l-hamd.
- 3. Dua ve İstiğfar
- Arefe günü kelimenin tam anlamıyla bir gözyaşı dua, istiğfar, yalvarış ve yakarış günüdür. Bu mübarek günde edilen dualara gökler ötesi âlemlerde kabul mührü vurulur. Dolayısıyla gaflete düşmemek için üstün bir gayret göstermeli, tam bir temkin ve teyakkuz içerisinde Cenab-ı Hakk’a yönelmeli, hâssaten günahlardan bağışlanma ve mazlum ve mağdurlar için fereç ve mahreç talep edilmelidir.1
- 4. Bin İhlas-ı Şerif
- Üstad Bediüzzaman Hazretleri, eserlerinde Arefe günü bin ihlas-ı şerif okumaya teşvik etmiştir. O gün tamamını okumaya güç yetiremeyenler aralarında paylaşabilecekleri gibi bir gün öncesinden okumaya da başlayabilirler.
- Şunu da ifade etmeliyiz ki, Arefe günü çok faziletli olduğu gibi, cennet yolunun yolcusu müminler için Arefe ve Bayram geceleri de Allah nezdinde çok kıymetli zaman dilimleridir. Bu zamanları ibadet ü taat ve evrâd ü ezkârla geçirmek hüşyar bir mü’min olmanın en bariz emarelerinden addedilmelidir.
- Alimler, o günün sabah namazı ile bayram namazı arasındaki vakti dua ve virdlerle değerlendirmenin lüzumunu pek çok defalar ifade etmiş, bu konuda hep tahşidatta bulunmuştur.
- Özet
- Arefe Günü, kulluğun derinleştirilmesi için eşsiz bir fırsattır. O gün, kendimizi afv u mağfiret talebine, duaya, tefekküre ve ibadete vermeliyiz. Hacda olanlar için Arafat’ta yapılan dua ne kadar kıymetliyse, hacda olmayanlar için de kalbden gelen dualar o kadar kıymetli olabilir. Bu günü gafletle değil, bilip duyarak, duyup hissederek değerlendirenler kendileri ve sevdikleri hesabına inşaallah büyük lütuflara mazhar olacaklardır.
- Cenab-ı Allah, Yüce Zatına ve dualara itimat eden kullarından eylesin. Âmin.