Kemal Kılıçdaroğlu devleti soyan çetelere haber veriyor; mallarınızı devredin veya kaçırın, biz gelince hepsine çökeceğiz diyor. Çünkü artık Türkiye’de mafya değil devlet milletin malına çökmeyi siyasal islamcıların eliyle legalleştirildi ne yazık ki. Öyle oldu ve sonunda çeteler birbirine girdi, bu vesile ile de bir el milletin yönünü Peker’e ve soygunculara çevirmeyi başardı. “128 nerede?” sorusunu da unutturdular. Bu arada’da kendileri, tedbir alarak İsviçre’ye sattıkları malların paralarını kaçırmaya devam ediyorlar. Devletin hazinesini soyanlar, TMSF’YE devredilen iş insanlarının mallarını,
“Haraç Mezat” soyarak aldıkları fabrikaları şirketleri bankaları kurumlarının bir bir hisselerini devrediyorlar. Şehir hastaneleri el değiştirmiş, köprüler ve havaalanlarının el değiştirmesi eli kulağında.. bu ihaleleri alanlar da belli kişiler. Bunlar için Ali Babacan’ın deyimi ile 1800 defa ihale kanunu değiştirilmiş hepimiz bunu biliyoruz. Heyhat ki yine olanlar millete ve ülkenin hazinesine oluyor. 17/25’te neşter vurulsaydı, Erdoğan oğlumda olsa herkesi alın deseydi, 15 Temmuz olmayacaktı, akıllı beyinler Türkiye’yi terketmeyecekti, şu anda eski Türkiye’den daha beter bir Türkiye’yi konuşur olmayacaktık, ülkenin gündemini mafya belirlemeyecekti. Anayasa mahkemesinin başkanı Zühtü Arslan’ın dediği gibi “Adaleti sağlayamazsanız ülkede mafya ile anılmaya başlarsınız.” Doğru ve devlet aklı ile hareket edilmedi, yolsuzluk yapanlarla eski Türkiye’ye çöken vesayetçiler anlaşarak muhalefet edenleri şeytanlaştırarak kendilerini kurtaracaklarını sandılar. Yalancıların mumu yatsıya kadardır. Deyimi gerçek oldu, söndürdükleri ışıklar ile yokettikleri hayatları, devletin adalet emniyet sistemini dağıtarak karanlık bir ortamda yaptıkları hukuksuzluğun sonu geldi. Cesaretlenip bir mum yakan muhalefet adım adım yanlışları halkın görebileceği noktaya taşımaya başladı.
Keşke bunlar olmasaydı bizler de Tükiye’yi şimdi kimsenin hayal edemeyeceği bir yerde görebilseydik.. Gayri safi milli hasılamız yirmi bin Dolar seviyesinde olsaydı, vede olurdu benim hiç şüphem yoktu; Derseniz nasıl olurdu acaba?
Yukarda dediğim gibi; dolar yükselmeyecekti, güven devam edecekti, iş başındaki devlet aklı ile Birlikte hareket edilerek, vesayetin devletteki unsurları ile yapılan mücadelede dik durulsaydı, yakalanan fırsatlar kesintiye uğratılmasaydı, çetelere fırsat verilmeseydi , o zaman ki devletin başındaki eski Cumhurbaşkanı Abdullah gül ve aklı başında idareciler sesiz kalmasaydı, bunlar olmayacaktı.
Keşke bunlar olmasaydı! Cemaateki bireylere suçlu suçsuz zulmetmeden adalet ederek, varsa suçu olanları tasfiye etselerdi. Cemaate güçleri yetmedi diyebilirsiniz ama öyle değil devletin yönetimi cemaatte değil, gördüğümüz gibi devlet istediği zaman partileri bile kapatabiliyor. Cemaat dediğiniz gurubun gücü ne olabilir ki? Erdoğan oğlum da olsa buna göz yumamam dediği andan itibaren cemaate de AKP’ye de sızan fareler gemileri terkedeceklerdi. Ne yazık ki durum çok acı verici bir noktaya geldi.
Cemaat Türkiye’de yokedildi, AKP’nin eski kurucularından Erdoğan’ın dışında kimse kalmadı yani özde AKP’de yokedildi, eski vesayetçiler işbaşında zil takıp oynamaya devam ediyorlar. Allah sonumuzu hayra getirsin. kalın sağlıcakla. Selam ve dua ile.
Selam ve Dua ile..