Elimde klasik dönem tasavvuf kitaplarından biri var. Yıllar önce okumuş ve çok etkilenmiştim. Elime farklı bir çeviri geti. Okudum aynı hazzı tekrar aldım. Yazarı el- muhasibi. Kitabın adı er-riaye fi hukukilleh. Kitap sistemli bir tasavvuf eseri değil ama ilk örneklerinden olduğu için çok önemli bilgiler içeriyor. Abdülhakim yüce hocamız kalb hayatı ismiyle kitabı tercüme etmiş. Kitabın içeriği yapılan amellerin kalp ve nefisle irtibatı hakkında. Okunuşu akıcı bir kitap.

İnsan bu kitabı okuyunca amellerinden ister istemez şüpheye düşüyor. Çünki her amel veya ibadetin o kadar derin yönleri ve nefsin ve vicdanın payları varki,sapla samanın birbirinden zor ayrıldığı gibi, ihlaslı amelle riya karışmış ameli ayırmak çok zor.

Abidlerden birisi 40 yıl boyunca imamla beraber tekbir almış namaz kılmış. Namazda durduğu yer imamın hemen arkasıymış. 40 yıl sonra bir gün mescide geç gelmiş birde ne görsün! İmamın arkası dolu yeri kaptırmış. Okadar çok üzülmüş ki tarifi mümkün değil. Namaz bittikten sonra kendi kendine sormuş. 40 yıllık yeri kaptırdım onun için. Bunun içinde Allah cc. Rızası yok. İnsanlar beni aynı yerde göremedi diye üzüntüm var. Demek ki ben namazlarımı Allah cc. İçin değil insanlar beni görsün diye imamın arkasında saf tutmuşum diye nefsini yerden yere vurur. 40 yıllık namazını da kaza eder.

Hz. Ali’nin düşmanı tam öldüreceği sırada yüzüne tükürmesi ve onu öldürmekten vazgeçmesi, cevap olarak da: seni Allah rızası için öldürecektim,sen yüzüme tükürünce nefsim devreye girdi, ve vazgeçtim demesi çok güzel bir örnektir.

Almanya vize başvuru Amaçları

Atalarımız amellerinin heba olmaması için çok dikkatli davranmışlar. Amelin içine riya karışmasın diye genelde gizliden ibadet ve hayır hasenat yapmayı kendilerine ilke edinmişler. Ehlibeyt imamlarından zeynülabidin hazretleri hayatı boyunca fakir –fukaraya gece yiyecek yardımı yapmış. Ancak öldükten sonra sırtındaki nasırdan onun olduğunu anlayabilmişler. Selçuklu ve Osmanlıdaki birçok hayırsever yaptırdıkları camilere hanlara, çeşmelere adları bilinmesin diye la-edri (bilinmiyor) levhasını astırmışlar. Birçok abid ibadetlerini halktan gizlemeyi kendine şiar edinmiş.

Bizlerde inşallah bu kitabı okuyalım. Nefis amellerimizi hangi duyguyu vererek imha etmeye çalışıyor fark edelim. Amellerimize riya karıştırıp boşa çıkarmayalım. Bir abide sormuşlar nasıl bu makama ulaştın. O da demişki: nefsim ne isterse tersini yaptım. İşte bu kitap nefsin isteklerini reddetmeyi öğretiyor. İyi okumalar ve uygulamalar temennisiyle.