DOLAR

38,7918$% -0.02

EURO

43,4824% 0.02

STERLİN

51,6377£% -0.16

GRAM ALTIN

3.956,92%-2,37

ONS

3.188,81%-1,87

BİST100

9.701,55%0,01

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

ALVARLI MUHAMMED LUTFİ EFENDİ

ALVARLI MUHAMMED LUTFİ EFENDİ
0

BEĞENDİM

ALVARLI MUHAMMED LUTFİ EFENDİ
(1868-1956)
Mutasavvıf-şair, Nakşibendî şeyhi.

Müellif: SELAHATTİN KIYICI
Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesinin Kındığı köyünde doğdu. Babası Hoca Hüseyin Efendi’den tahsil gördü. Babasından icâzet aldıktan sonra Erzurum’da tanınmış bazı âlimlerin derslerini takip etti. 1891 yılında Hasankale’nin Sivaslı Camii’ne imam tayin edildi. Aynı yıl babasıyla birlikte Bitlis’e giderek Nakşibendî şeyhi Muhammed Pîr-i Küfrevî’ye intisap etti. Riyâzetini tamamladıktan sonra Pîr-i Küfrevî’nin halifesi olarak Hasankale’ye döndü. Bir süre buradaki görevine devam etti, daha sonra Erzurum’un Dinarkum köyüne giderek imamlık yaptı. 12 Şubat 1916’da Ruslar’ın Erzurum çevresini işgale başlaması üzerine babasıyla birlikte Erzurum’a geldi.

Rus istilâsı süresince Tercan’ın Yavi köyünde imamlık yaptı. Ruslar’ın çekilmeye başlamaları ve Ermeniler’in katliama girişmeleri üzerine Yavi ve komşu köylerden topladığı altmış kişilik bir müfrezeyle Ermeniler’e karşı koydu. Oyuklu köyü yakınlarında Ruslar’a ait büyük bir silâh deposunu ele geçirdi. Daha sonra Haydari Boğazı’ndaki Zergide köyünde Türk ordusuna katıldı ve ordu ile birlikte Erzurum’a girdi (12 Mart 1918). Aynı gün babası şehid düştü.

Erzurum’un kurtuluşundan sonra tekrar Hasankale’ye döndü. Kendisine teklif edilen Hasankale müftülüğü görevini kabul etmeyerek Hasankale’ye bağlı Alvar köyü halkının isteği üzerine oraya yerleşti. Halk arasında “Alvar imamı” ve “Efe hazretleri” unvanıyla tanındı. Bir Nakşibendî-Hâlidî şeyhi olarak 1939’a kadar bu köyde, bu tarihten sonra da Erzurum’da bölge halkını irşad ile meşgul oldu. 12 Mart 1956’da vefat etti. Cenazesi Alvar köyüne götürülerek oraya defnedildi.

Arapça, Farsça ve Türkçe şiirler yazan Alvarlı Muhammed Lutfi Efendi’nin şiirleri ölümünden sonra oğlu Seyfeddin Mazlumoğlu tarafından derlenerek Hulâsatü’l-hakāyık adıyla yayımlanmıştır (İstanbul 1974). Bu divanda çeşitli nazım şekilleriyle söylenen 700’ü aşkın şiir mevcuttur. Hece vezni ve oldukça sade bir Türkçe’nin kullanıldığı bu şiirlerden bazıları da bestelenmiştir.

Erzurum’un manevî ve kültürel dokusuna hayat veren en önemli şahsiyetlerden biri, halkın kendi ifadesiyle “Alvarlı Muhammed Lütfü Efe”dir. Efe, yaşadığı dönemde siyasi ve dünyevi hedeflerden tamamen uzak bir yol çizmiş; kendini gurur değil, gönülleri inşa etme çabasına adamış; servet ve şöhret peşinde değil, paylaşmanın ve tevazunun yolunda yürümüştür. “Felekte hâsılı insan isen, bir canı incitme / Günahkâr olma Fahr-ı âlem-i zişânı incitme” gibi içten gelen beyitleriyle insan sevgisini ve nezaketini merkeze alan Efe, hem bir din âlimi hem de büyük bir mutasavvıf olarak Erzurum’un ve ötesinin gönlünde taht kurmuştur. Eski Osmanlı deyimiyle “elsine-i selâse” yani üç dilde – Türkçe, Arapça ve Farsça – şiirler yazabilmiş, 726 şiirden oluşan Divânçe‘siyle nâdir bir edip ve şair olarak Anadolu irfanına katkıda bulunmuştur.

Efe’nin şiirleri ve ilahileri, özellikle Erzurum yöresinde mahalli “gazelhanlar” tarafından “daire” adı verilen def eşliğinde coşkulu bir halk kültürü olarak icra edilmiştir. Bu ilahiler, aynı zamanda TRT repertuarında tasavvuf musikisi ve türkü formunda yer alarak geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmıştır. Erzurum ve çevresinde belki de onun kadar hürmet gören başka bir şahsiyet olmaması, onun inanç ve değerlere olan bağlılığını, toplumun birliğini esas alan duruşunu ve nefsanî arzulardan uzak yaşayışını ortaya koyar.

Alvarlı Efe, çoğu kez toplumu yozlaştıran, çıkar ve siyaset kaygısı taşıyan sözde tarikat ve cemaatlerin aksine; özü ahlak ve edebe dayalı bir mürşid-i kâmil olarak temiz ve kutlu bir yolda yürümüştür. Bu saygın duruşu, farklı meşrep ve anlayışlardan insanların sevgisini kazanmasına vesile olmuş ve Divânçesi, özlü sözleri ve hatıralarıyla, nesilden nesile ışık saçmaya devam etmiştir.

Erzurum’un ve ülkemizin bu saygın değerine rahmet dilerken, onu anmak adına güzel bir ilahisini paylaşmak, kalbimizi onun bıraktığı izlerle dolduracaktır.

GİTTİ

Sefinem gark oldu dert deryâsına
Sahrâ-yı sînemi sel aldı gitti
Hasret-keş olmuştur dil Leylâsı’na
Bülbül-teg zârımı gül aldı gitti

Kûy-ı cânânıma varayım derdim
Bir zaman zevk safâ süreyim derdim
Didâr-i dildârı göreyim derdim
Nevbetim elimden el aldı giiti

Sahrâ-yı sîneme dağlar çekilmiş
Dal olmuş kametim kaddim bükülmüş
Yâr yolunda nice ömrüm sökülmüş
Gönlümün zülfünden tel aldı gitti

Bu dert derûnumu her-dem yâreler
Râkip gaddar ciğerlerim pâreler
Ne felektir benim bahtım kâreler
Bâğ u bostânımı sel aldı gitti

Lütfi’yâ ağlama Hüdâ Kerim’dir
Dertlinin derdine Allâh Âlîm’dir
Sende dert var ise Mevlâ Hâkîm’dir
Sabr-ı bî-pâyânım yel aldı gitti

BİBLİYOGRAFYA
Muhammed Lutfi, Hulâsatü’l-hakāyık, İstanbul 1974, s. 508-512.

Talip Aktepe, Alvar İmamı Muhammed Lutfi Efendi’nin Şiirleri (1969), Atatürk Üniversitesi Merkez Ktp., Dokümantasyon kısmı, nr. T 811, 316, A 47.

[Ayrıca Muhammed Lutfi Efendi’nin torunu Sadi Mazlumoğlu’nun verdiği bilgilerden de faydalanılmıştır].

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.