Allah’ın Bağışlayıcılığı Ne Kadar?

0

BEĞENDİM

0

Allah’ın Rahmeti ve Bağışlayıcılığı

İslam inancının temel taşlarından biri, Allah’ın rahmetinin ve bağışlayıcılığının sınırsız olduğu gerçeğidir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde sıkça vurgulandığı üzere, Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır ve O’nun affı, kullarının hatalarını örtmeye, onları bağışlamaya yöneliktir. “Allah’ın rahmeti geniştir, affı çoktur, bağışlar.” ifadesi, bu ilahi merhametin en özlü şekilde ifade edilişidir. İnsan, ne kadar büyük günah işlemiş olursa olsun, samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldiğinde, O’nun rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğunu bilmelidir.

Allah’ın Rahmeti,

Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın rahmeti ve bağışlayıcılığı sıkça vurgulanır. Örneğin, bir ayette şöyle buyrulur:

﴿قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ﴾

“De ki: Ey kendi nefislerine karşı aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Zümer Suresi, 39:53)

Bu ayet, Allah’ın rahmetinin ne kadar geniş olduğunu ve O’nun affediciliğinin sınırsızlığını açıkça ortaya koymaktadır. İnsan, ne kadar büyük günah işlemiş olursa olsun, samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldiğinde, O’nun rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğunu bilmelidir.

Hadislerde de Allah’ın rahmeti ve bağışlayıcılığı sıkça vurgulanır. Örneğin, bir hadiste şöyle buyrulur:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: “لَوْ يَعْلَمُ الْمُؤْمِنُ مَا عِنْدَ اللَّهِ مِنَ الْعُقُوبَةِ مَا طَمِعَ فِي جَنَّتِهِ أَحَدٌ، وَلَوْ يَعْلَمُ الْكَافِرُ مَا عِنْدَ اللَّهِ مِنَ الرَّحْمَةِ مَا قَنَطَ مِنْ جَنَّتِهِ أَحَدٌ”

Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Eğer mü’min, Allah’ın azabını bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”  (Buhari, Müslim)

Bu hadis, Allah’ın rahmetinin ne kadar büyük olduğunu ve O’nun affediciliğinin sınırsızlığını açıkça ortaya koymaktadır. İnsan, ne kadar büyük günah işlemiş olursa olsun, samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldiğinde, O’nun rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğunu bilmelidir.

Şüphesiz ki cennete girmesi kesinleşmiş mümin, eğer Allah’ın kafirlere ve dalalet ehline vereceği cezanın ve azabın hakikatini bilseydi cennet ümidine kapılmazdı. Bilakis bedenlerin kaldıramayacağı cehennemin şiddetli azabından ve büyük cezasından temennisi ateşten uzak olmaktan başka bir şey olmazdı. Bunun tam aksi de kâfir içindir. Eğer merhametlilerin en merhametlisinin rahmetini ve ikram edenlerin en cömerdinin hakikatini kavrayabilseydi, O’nun rahmetinden asla ümidini kesmezdi. Bilakis Allah’ın rahmetinin ve mağfiretinin genişliğini bildiği için cennetine girmeyi temenni ederdi.

Kıyamet Gününde Allah’ın Rahmeti

Kıyamet gününde Allah’ın rahmetinin ne kadar büyük olduğunu gösteren bir hadis de şöyledir:

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: “آخِرُ مَنْ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ رَجُلٌ، فَهْوَ يَمْشِي مَرَّةً، وَيَكْبُو مَرَّةً، وَتَسْفَعُهُ النَّارُ مَرَّةً، فَإِذَا مَا جَاوَزَهَا الْتَفَتَ إِلَيْهَا، فَقَالَ: تَبَارَكَ الَّذِي نَجَّانِي مِنْكِ، لَقَدْ أَعْطَانِي اللَّهُ شَيْئًا مَا أَعْطَاهُ أَحَدًا مِنَ الْأَوَّلِينَ وَالْآخِرِينَ”

Abdullah bin Mesud (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cennete en son girecek olan bir adamdır. O, bir adım atar, bir adım düşer, bir adım da ateş onu yakar. Ateşi geçtiğinde, ona dönüp şöyle der: ‘Bana, öncekilere ve sonrakilere verilmeyen bir şey veren Allah’ın şanı yücedir.'” (Müslim, 187)

Bu hadis, Allah’ın rahmetinin ne kadar büyük olduğunu ve O’nun affediciliğinin sınırsızlığını açıkça ortaya koymaktadır. İnsan, ne kadar büyük günah işlemiş olursa olsun, samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldiğinde, O’nun rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğunu bilmelidir.

Allah’ın rahmeti ve bağışlayıcılığı, İslam inancının temel taşlarından biridir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde sıkça vurgulandığı üzere, Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır ve O’nun affı, kullarının hatalarını örtmeye, onları bağışlamaya yöneliktir. İnsan, ne kadar büyük günah işlemiş olursa olsun, samimi bir tövbe ile Allah’a yöneldiğinde, O’nun rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğunu bilmelidir. Bu yazıda, Allah’ın rahmetinin genişliğini, affediciliğini ve kullarına olan merhametini anlatan ayet ve hadisler ışığında, bu ilahi lütufların insan hayatındaki yansımalarını ele aldık. Allah’ın rahmeti ve bağışlayıcılığı, insanlar için bir umut kaynağıdır ve bu umut, insanların hayatlarını daha anlamlı ve değerli kılar.