38,4292$% 0.2
43,8350€% -0.02
51,3195£% -0.01
4.099,20%-0,71
3.318,98%-0,90
9.432,55%-0,61
Hased… Yani çekememezlik, kıskançlığın en ileri derecesi, Allah’ın bir kuluna murat ettiğine dayanamamak… Kadir-i Mutlak’ın takdirine razı ol(a)mamak, O’nun ikramına mazhar olmuş birinin peşine düşmek… Yani şerli olmak…
Hased, özellikle birbirlerini tanıyanlar arasında görülen tedavisi zor kalb-i bir hastalıktır. Öyle ki sahibinin gecesini gündüzünü kuşatır, kişiyi iyilik yapmaktan alıkoyar. En yakın akrabalar arasında olabileceği gibi, bazen hased duyulan bir komşu, bir arkadaş ya da daha vehim olanı bir kardeş de olabilmektedir. Çok küçük yaşlarda kardeşler arasında baş gösteren kıskançlık duyguları önlem alınmadığı taktirde hasede dönüşebilir ve kişiyi dünya/ahiret kaybına uğratabilir.
Allah’a karşı gösterilen ilk isyan hased yüzündendir ki; bunu ilk yapan da iblistir. Hz. Âdem (SA)’e duyduğu hasetten dolayı sonunun cehennem olacağını bile bile Allah’a isyan etmiş ve ebedi olarak lanetlenmiştir. Sadece bu hakikat bile hasedin ne kadar korkunç bir hastalık olduğunu ortaya koymaktadır.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi hased bazen kardeşler arasında da olabilmektedir. Bunun ilk örneğini de Hz. Âdem (AS)’in çocuklarında, yani Habil ve Kabil’de görüyoruz. Habil’de bulunan üstün ahlak, Kabil’in hased duymasına sebep oldu ve yeryüzünün ilk cinayeti böylece işlenmiş oldu.
Bu bağlamda anne olarak çocuklarımızı bu hastalığa karşı nasıl koruyabiliriz?
Yukarıdaki hadis-i şerifi ele alarak çocuklarımıza iyilik adına adım atmaları hususunda nasıl yardımcı olabiliriz?
Öncelikle hased duymak ile gıpta etmenin arasındaki farkı çocuklarımıza anlatalım. Onların birbirine karşı ancak gıpta edebileceklerinin, gıptanın da hangi türden insanlara duyulabileceğinin altını çizelim. Bu konuda bildiğimiz kıssalar da işimizi kolaylaştıracaktır. Hasedin kötülüğü, gıpta etmenin ise faydalarını davranışlarımızla anlamalarını sağlayalım.
Malumdur ki anneler çocuklarına karşı şefkat, merhamet ve sevgi duygularıyla kuşanmışlardır. Ancak bu duygularda bazen farklılıklar baş gösterebilir. Şöyle ki, her anne için tüm çocukları bir olsa dahi, kardeşlerine göre ahlakı güzel, anne-babaya saygı ve hürmette kusur etmeyen evlat her zaman daha çok sevilmektedir. Bu istek dışı gerçekleşen ve gelişen bir duygudur. Burada anne-babaya bir suçlama yapılamaz. Ancak evlatlar arasında bir tek evlada olan sevgi diğerlerinin kıskançlığına yol açacak türden bir yaklaşım olmamalı. Ahlakı iyi olan çocuk diğerlerine göre daha çok seviliyorsa ve bu her fırsatta dile getiriliyorsa; kardeşler bu sevginin güzel ahlaktan ileri geldiğini de bilmiyorsa diğer çocuklarımızın kalplerine zararlı tohumlar ekiyoruz demektir.
Ahlakı iyi olan çocuğumuza karşı olan muhabbetimiz, bizi çoğu kez adaletsizliğe sürüklüyorsa; hased duymaları konusunda gizli bir teşvik içinde olduğumuzu unutmayalım.
Evet, maalesef anne-baba bazen çocuğun iyiliğinden faydalanarak diğerlerine karşı adil davranamayabiliyor. Bu durumda Hz. Yakub (AS)’u hatırlayalım. Hz. Yusuf (AS)’ta bulunan üstün ahlak ve tabi ki nübüvvet nişaneleri, babasının aşırı sevgisine sebep olmaktaydı. Ancak diğer çocuklarının yanlış tutum ve hoş olmayan ahlakı Hz. Yakub (as)’u hiçbir zaman adaletsizliğe itmemiştir. Yıllarca acı çekmesine sebep oldukları halde hakları neyse onlardan esirgememiştir.
Başarılı olacağımız bir başka adım da şudur:
Sürekli olarak iyi olan çocuğumuzu övmek yerine, onda bulunan güzel yönler öne çıkarılmalıdır ki; kardeşlerinde ona karşı bir hased baş göstermesin. Örneğin “sözümü dinliyor, o yüzden onu daha çok seviyorum” dediğimizde farkında olmadan diğer çocuklarımızın kıskançlığını, nefretini gözümüzde farklı olan çocuğun üzerine çekmiş oluyoruz. Bunu yapmak yerine anne-babanın sözünü dinlemenin çok güzel bir davranış olduğuna, itaat ve saygının sevilen huylar olduğuna vurgu yapılmasın fayda sağlayacaktır.
Hased ile beraber gelebilecek sıkıntılar üzerinde titizlikle durulması da bu illete düşmeme/itmeme adına etkili bir yol olacaktır.
Hased gibi bir hastalığın çocuklarımızın iyi yönlerini tüketeceğini de hatırdan çıkarmayalım. Onların dünya hayatlarını mamur etmeye yönelik çabamızın binlerce katını ahiret saadetleri için harcasak yeridir, değil mi? Şu halde Ebu Hureyre (RA)’nin rivayet ettiği hadisi şerifte “Hasetten kaçının. Çünkü o, ateşin odunu tükettiği gibi, bütün hayırları yer tüketir” geçen hakikate binaen özü sözü bir anne-babalar olarak çocuklarımıza tüm kötü huylarda olduğu gibi kıskançlığın da kar-zarar boyutunu anlatalım…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.