Bedir Haber

Ah bir gelse!

Ah bir gelse!
Hasan As( hasan.as@bedirhaber.com )
270 views
13 Temmuz 2015 - 14:27

Dünyanın manzarası kötüydü, bugünkünden farksızdı, her tarafa zulüm haksızlık ve ahlaksızlık hâkimdi. Dünya iki şer güç tarafından paylaşılmıştı. Yarısını Doğu Roma, diğer yarısını da İran Sasani devleti almıştı. İnsanlık inim inim inliyor, “Ah bir gelse” diye ahir zaman Peygamberini bekliyordu. Geleceği Tevrat’ta, İncil’de haber verilmişti.

Beklenen gün geldi, Rebiül evvel ayının 12.nci gecesi, Kureyş Kabilesinden, Haşim oğulları Sülalesinden, Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah ve hanımı Âmine’den Nur topu bir çocuk dünyaya geldi. Muhammed ismi verildi.

Tam 40 yıllık bir ömür, Hz. Muhammed(as)’ın hayatında bir tek kara leke yoktur. İnsanlar ona – Muhammed’ül Emin – ismini vermişler. Yaratılmışların içinde en güvenilir insan. Kırk yıllık tertemiz bir hayat. Dinlisi de güveniyor, dinsizi de güveniyor.

İnsanlığın derdine çare olmak için Hıra mağarasında – Ledünni- bir mektep açıldı. Bu mektebin kalemi defteri kitabı yoktu. İlâhi tedrisat orada gizli cereyan ediyordu. Rabbi ile kendisi arasında sır mahiyetinde dersler okudu. Allah kulu Muhammed’ini vahye hazırlıyordu. Kırk yaşına altı ay kala bu mektep açılmıştı. Rüyayı Sadıka yoluyla da Allah Habibini Peygamberliğe hazırlıyordu. Yani gece rüyasında ne görürse, gündüzün onlar oluyordu. Efendimiz kırk yaşını doldurduğunda Ramazanın 17.nci günü idi, Cebrail adında bir melek ilk ayetleri getirdi.

اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ اِقْرَاْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُ اَلَّذٖى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ

“Yaratan Rabbinin adıyla oku! “O, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.” “Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir.”O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti.” (Alak Suresi,1-5)

Hiç görmediği bir varlık Cebrail’i görünce efendimiz korktu, eve geldi ve Hatice annemize; “Beni ört ya Hatice” dedi. Olayı anlattı. İkisi kalkıp âlim bir zat olan Varaka b. Nevfel’e gittiler, gördüklerini Varaka’ya aynen anlattılar. Varaka puta tapmamış mü’min bir zattı şöyle dedi: “Ya Muhammed, sen ahir zaman peygamberisin, tıpkı Musa gibi sana kitap verilmiştir. Sevgili Peygamberimiz bunun üzerine; “Ya Hatice şimdi bana kim inanır! Deyince, ben inanırım dedi.

Böylelikle ilk inanan kadın olmuş oldu. Öyleyse kadınlarımız çok önemlidir. İlk önce İslâm’ı hanımlarımıza tebliğ edeceğiz. Eğer bir evde hanım İslâm’ı yaşıyorsa, eninde sonunda o evdeki bütün aile fertleri İslâm’ı yaşayacaktır. İslâm’da kadının yeri büyüktür. İlk vahiyden sonra tam üç yıl vahiy kesildi. Hıra tepelerinden vahiy bekleniyordu, Üç yıl sonra tekrar Efendimiz (as) Arşta Cebrail’i gördü korkmuştu eve geldi yorganını başına çekti. Cebrail vahiy getirmişti.

يَا اَيُّهَا الْمُدَّثِّرُقُمْ فَاَنْذِرْوَرَبَّكَ فَكَبِّرْ
“Ey örtüye bürünen Muhammed, kalk ta uyar, Rabbini yücelt.” (Müddessir-1.2.3)
Allah Rasülü hemen ayağa kalktı, Hz. Hatice “ Niçin kalktın “ deyince , “Yatma zamanı değil “ dedi. Fakat nereden başlayacağını bilmiyordu. Rabbi ona bildirdi.

وَاَنْذِرْ عَشٖيرَتَكَ الْاَقْرَبٖينَ
“Önce en yakın akrabanı uyar “ (Şuara-214)

Bütün akrabalarını topladı durumu kendilerine anlattı, içlerinden sadece Hz. Ali iman etti. Demek ki önce hanımlar, sonra da çocuklar. Tebliğde bu iki unsura dikkat edeceğiz. İslam’ı kabul etmede ve yaymada en tesirli iki güç kadın ve çocuklardır. Peygamberimiz başlangıçta tebliğini tam üç yıl gizli ve tek tek insanlarla ilgilenmek suretiyle yaptı sonra,

فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكٖينَ اِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِیٖٔنَ
“ Ey Resulüm, artık sana emir olunanı açıkla (Çatlatırcasına tebliğ et) puta tapanlara aldırma, alay edenlere karşı, biz sana yeteriz.” (Hicr-94,95)

Bunun üzerine Kabilesini Safa tepesine çağırdı; Ey Kureyş! Şu dağın arkasında büyük bir ordu var, sizin üzerinize biraz sonra saldıracak desem bana inanır mısınız? Evet, inanırız Ya Muhammed, çünkü şimdiye kadar senden hiç yalan duymadık dediler.

Peki, öyleyse işte açıklıyorum, “Ben âhir zaman peygamberiyim, bana Allah’tan vahiy geliyor” deyince kimisi üzerine saldırdı, kimisi bizi bunun için mi topladın dedi. Amcası Ebu Lehep, eline bir taş alıp atmak isteyince, “Tebbet Suresi” nazil oldu. “Ebu Lehebin eli kurusun ve kurudu da” deniliyordu. Buradan şunu anlamak mümkün; tebliğde ilk karşımıza çıkacaklar, en yakın akrabalarımız olabilir. Ama yılmamak gerekir. Allah niyetimize göre bazen de inanmamış birisini sana yardımcı kılabilir.

Amcası Ebu Lehep taşlamaya kalktı. Diğer amcası Ebu Talip ise müşrik olmasına rağmen Peygamberimizi himayesine aldı. Hz. Muhammed(as) Ebu Talip’e, Müslüman olmasını isteyince Ebu Talip; Ben Müslüman olursam, Mekke’de imajım sarsılır, kredim tükenir, dedi.” Bugün insanlara namaz kıl dediğimiz zaman, “kılarsam bana hacı, hoca derler” diyor.

Müşrikler Ebu Talibi çağırdılar ve şu teklifte bulundular: Eğer istiyorsa ona en büyük makamlar verelim (müşrik düzene hizmet etmek şartıyla) İsterse bol paralar verelim yani büyük krediler(müşrik düzene karşı çıkmamak şartı ile) İstiyorsa en güzel kadınlarımızdan verelim ( Müşrik gibi yaşamak şartı ile).

Bütün bu teklifleri Ebu Talip Efendimize bildirince; Peygamberimiz meşhur sözünü söylüyor; “Vallahi bir elime güneşi, bir elime Ayı verseniz davamdan asla vazgeçmem.” Bu denemeden sonra ondan taviz koparamayacaklarını anlayan müşrikler: Hiç olmazsa yumuşak davransın, dediler. Hemen Cebrail yetişti ve şu ayeti getirdi.

وَلَوْلَا اَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ اِلَيْهِمْ شَيْپًا قَلٖيلًا
“Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin” (İsra-74)

اِذًا لَاَذَقْنَاكَ ضِعْفَ الْحَيٰوةِ وَضِعْفَ الْمَمَاتِ ثُمَّ لَا تَجِدُ لَكَ عَلَيْنَا نَصٖيرًا
“İşte o zaman sana, hayatın da, ölümün de katmerli acılarını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın.” (İsra-75)

Yani taviz verirsen dünyada ve âhirette ağır cezaya çarpılırsın. Tavizlerden netice alamayan Mekke müşrikleri işkenceye başladılar. Habbab b. Eret demirci idi, müşriklerden alacağını isteyince, Muhammedi inkâr et sana verelim, hatta büyük krediler açalım dediler.

Her şey aynı bu günkü düzen gibidir. Tabi ki kabul etmeyecek ve kızgın közler üzerine yatırılıp etleri dağlanacak. Sonra Bilal, sonra Ammar, sonra Yasir, sonra Sümeyyeler ve diğerleri. İş anayurtlarını terk etmeye kadar gidecek, hicret başlayacak. Doğduğun yer değil, doyduğun yer değil, inançlarını yaşayabildiğin yer vatanın olacak.

On üç yıllık bir Mekke mücadelesinin sonunda, Medine’ye hicret, orada İslâm devletini kurmak ve bütün dünyaya İslâm’ı yaymak. Medine de kurulan **İslâm devletinin ilk yazılı Anayasası:**

1. Mü’minler bir ümmettir.

2. Bozgunculuk ve tecavüz yapılmayacak,

3. Cinayet işlenmeyecek, işleyene diyet uygulanacak,

4. Medine içinde ve dışında güvenlik sağlanacak.

5. Yahudilere din hürriyeti sağlanacak,

6. Harp çıkarsa taraflar birbirine yardım edecekler,

7. İki tarafta müşrikleri himaye etmeyecek,

8. Medine içinde harp yasaktır. Bir tarafın yaptığı sulhu diğer tarafı kabullenecek,

9.Anlaşmazlıklar Allah Resulüne arz edilecek. Onun hükmüne uyulacaktır.

Bundan sonra tam on yıl devam eden İslâmi mücadele, Bedir, Uhud, Hendek ve diğer savaşlarla koskoca bir Peygamberlik ömrü tamamlanıyor, 23 yılda İslâm her yere ulaşıyor, yüz binden fazla Sahabe bütün dünyaya yayılarak tebliğ görevini yerine getiriyorlar. Allah Resulü 120 bin kişinin katıldığı Veda Haccı ile hem son noktayı koyacak, hem de son sözlerini söyleyecektir.

Âlemlerin efendisi, hac dönüşü ateşli bir hastalığa yakalandı. Hz. Ayşe Validemizin odasına yerleşti. Hz. Ayşe anlatıyor; Efendimiz hastalandığı zaman muavezeteyni (Gul euzü bi Rabbil felak, Gul euzü bi Rabbinnes) okur, avucuna üfler, vücuduna sürerdi. Ben de okumaya başladım, Allah Resulü; Ya Ayşe! Okuman fayda vermez benim vaktim doldu. Dedi. Kızı Fatma’yı çağırttı, Kızım artık ayrılık vakti geldi deyince, Fatma ağlamaya başladı. Ağlama kızım, arkamdan ilk bana kavuşacak sen olacaksın dedi.

Kimin bende alacağı varsa gelsin alsın dedi ve ekledi; Ey Fatma! Ey Safiye! Bana g**üvenmeyin, namaza devam edin,** Sonra dişlerini fırçaladı, Ey kızım, ben öldüğümde sakın ağlama, – İnna lillahi ve inna ileyhi raciun – deyin.

Cebrail geldi selâm verdi, Ya Rasülallah! Yeryüzüne sana elçi olarak ayak basışımın sonudur. İstersen ömrün uzatılacak. Sonra Azrail geldi gideceği yer olan Cennetteki makamı gösterildi. Azrail(as); Ya Rasülallah! İstersen ruhunu almayacağım. Dedi, ama Efendimiz; Haydi emanetini al, dedi. Gökten bir ses işitildi, salâvat getiriliyordu, “ Küllü nefsin zeikatül mevt” her nefis ölümü tadacaktır. Ayeti okunuyordu.

اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَ
“(Ey Rasülüm ) sende öleceksin, onlarda ölecekler.” (Zümer-30)

O günden sonra Bilal ezan okumadı. Hz. Esma anamız; Resulullah vefat ettiğinde öldüğünü anlayamadık. Ancak sırtındaki mührü silinmişti o zaman anladık dedi. 12 Rebiyyül evvel Pazartesi doğdu, 12 Rebiyyül evvel Pazartesi İslâm devletini kurdu, 12 Rebiyyül evvel Pazartesi vefat etti, 63 yıllık mübarek bir ömür şanla şerefle noktalanmıştır.

**Kim umar senden vefayı,
Yalan dünya değimlisin?
Muhammed Mustafa’yı,
Alan dünya değimlisin?
**

**O’nun özellikleri ve güzellikleri**
•Mülayim ve mütevazı idi, katiyen kahkaha ile gülmezdi.
•Onu gören hemen âşık olurdu,
•Hem cesur, yerine göre de halim selim idi,
•Asla sözünden dönmez, üstün zekâ ve ahlaka sahipti,
•Akrabasına, âlimlere, diğer insanlara ikram etmeyi severdi,
•Zaruret olmadan konuşmazdı,
•Hak çiğnenmedikten sonra öfkelenmezdi,
•Asla kendini müdafaa etmezdi, münakaşa yapmazdı.
•İhtiyaç sahibinin ihtiyacını muhakkak karşılardı.
•Onun ruhuna öncelik verildi, onun ruhu en evvel Peygamber olarak yaratıldı. Ben sizin Rabbiniz değil miyim, sorusuna ilk cevabı onun ruhu verdi.
•Âlemlerde hiç isim yokken onun ismi Arşın üstüne ve cennetin kapısına yazılmıştı,
•Hiçbir faninin ismi Allah’ın ismi ile anılmamıştır. Yeryüzünde en çok anılan isim Ezanla beraber, Allah’tan sonra onun ismidir.
•Geçmiş dinlerin kitaplarında onun geleceği, isminin Ahmet olacağı yazılmıştır.
•Cebrail göğsünü yarmış, ameliyat etmiş, sırtına Nübüvvet mührü vurmuştur.
•Ahmet ve Muhammed ismi, hiçbir faniye vermek akıllara gelmemiştir.
•Okuryazar olmayan bir peygamberdir. Onu Allah okutmuştur.
•Miraç mucizesi ile madde âlemini aşıp melekût âlemini dolaşmış, Hem kafa hem de kalp gözü ile cennet ve cehennemi görmüş, Allahın cemalini müşahede etmiştir.
•Âdemden beri hiçbir Peygambere verilmeyen 5 vakit namaz verilmiştir.
•Daha önceki Peygamberler ancak ibadethanelerinde ibadet edebilirlerdi, Hz. Muhammed’e yeryüzü mescit kılınmıştır.
•Abdest ve gusül Ona ve Ümmetine farz kılındı, daha önce sadece Peygamberlere abdest ve gusül vacip kılınmıştı.
•Baş koyarak secde etmek, cemaat olmak, kıbleye yönelmek, saf bağlamak, tahiyyata oturmak, cemaat halinde namaz kılmak ve sağa sola bakmadan namaz kılmak sadece Peygamberimize ve onun ümmetine hastır.
•Cuma, Ramazan Bayramı, Kurban bayramı ve mübarek gün ve geceler sadece Peygamberimize verilmiştir.
•İlim, edep, takva, aile düzeni, kurmak gibi hasletler ona verildi,
•Onun getirdiği kitap, tek tek ezberlenerek korundu,
•Bütün Peygamberlere dua etme hakkı tanındı, hepsi hakkını dünyada kullandılar, o kullanmadı ve makamı Mahmut’a erişti, şefaat gibi bir hakka sahip oldu.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
หนัง JAV UNCENSOREDหนังAV JAV JAPANXXX หนังโป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนังหนังav ดูหนังโป๊ญี่ปุ่น หนังxญี่ปุ่นหนังAV JAV หนังโป๊ญี่ปุ่น หนัง JAV CENSOREDtürk ifşatürk pornoหนังavหนัง JAV CENSOREDหนัAV JAV JAPANXXX หนังป๊ญี่ปุ่น หนังXXX หนัง Rate R HD

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

maltepe evden eve nakliyat

ensest porno