DOLAR

38,5031$% 0.04

EURO

43,9418% 0.1

STERLİN

51,5717£% -0.28

GRAM ALTIN

4.093,37%-0,28

ONS

3.308,13%-0,27

BİST100

9.224,84%-0,88

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

Acıyı bal eyleyen Ozan

Acıyı bal eyleyen Ozan
0

BEĞENDİM

Aşık Veysel olarak bilinen asıl adı “Veysel Şatıroğlu” olan usta ozan, 25 Ekim 1894 yılında Sivas‘da dünyaya geldi. Annesi Gülizar hanım babası Ahmet beydir. O yılların vebası olan çiçek hastalığı yüzünden iki kız kardeşini kaybeden sanatçı, 7 yasında aynı hastalıktan tek gözünü kaybetmiştir. Ve vahim bir kaza sonrasında diğer gözünü de kaybederek, tamamen görmemeye başlamıştır. Oğlunun gözleri görmediği için arkadaşları ile oynayamayıp yalnız kaldığını gören Ahmet bey, oyalanması için oğluna bağlama almıştır. Bağlamayı ilk olarak babasının arkadaşı Çamşıhılı Ali’’den öğrenen Aşık Veysel, ilk zamanlar başka ozanların türkülerini çalmaya başlamıştır.

### Namının artması

40 yaslarına doğru kendi yazdığı eserleri çalmaya başlayarak, o yıllar Aşıklar Bayramında yer alması ve Atatürk için söylediği türküden sonra namı artarak yayılmaya başlamıştır. Bu yıllarda sadece kendi köyünde değil, Türkiye’de birçok yer gezerek türkülerini her kesime aktarmıştır.

### Evlilik serüveni

İki gözü de görmeyen ve karanlığa bürünen ozanın annesi ve babası, bu duruma çok üzülüyor ve diğer kardeşlerinin bakamayacağını düşünüp evlendirmek isterler. Akrabaların kızı olan Esma hanım ile evlendirilen sanatçının peşini olumsuzluklar bırakmıyordu. Yeni doğan erkek çocuğunu kaybeden ozan, daha sonradan anne ve babasını da kaybederek, hayata küsmüştür.

### Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa…”

Bunun üstüne eşinin başka biri ile kaçması ile perişan olan sanatçı, kendini türkülere vermiştir.
Gece uyumak için yataklarına girdikten sonra eşi kalkar, bohçasını da aldıktan sonra pabuçlarını giyer ve ardına bakmadan kaçmaya başlar.. Biraz aradan sonra ayağına bir şeyin vurduğunu fark eder.. Pabuçlarını çıkarttığında gördüğüne inanamaz..
Aşık Veysel’in tüm parası oradadır.. Kaçacağını anlayıp sahip olduğu her şeyi eşine bırakmıştır.. Ayrıca parayla beraber bir kağıt bulur..
Ve o kağıtta şu yazar;
“Al bu para ananın ak sütü gibi helal olsun, gittiğin yerde kendini ezdirme.. Bir de güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa…”

### Acı kaybı

Eşi terk ettiğinde iki aylık kız çocuğu ozanın yanında kalmıştı. Fakat kız çocuğu da erkek evladı gibi hayatını yitirmiştir. Acı dolu hayatını şarkılara döken ozan, yanık yanık türkülerini sevenleri ile paylaşarak, bir nebzede olsa acılarını dindirmiştir.

### 1931 yılında yapılan Halk şiirleri bayramı

Çocuklarının ölmesi ve eşinin bırakması ile birlikte memleketini terk eden sanatçı, arkadaşları ile birlikte başka bir köye yerleşirler. Ve arkadaşları ile birlikte dolandırılan ozanımız, bütün parasını kaybeder. Ve parasız bir şekilde hayatını idame eden sanatçımızın, 1931 yılında yapılan Halk şiirleri bayramı ile hayatı bir anda düzelir, maddi manevi güzellikler yaşamaya başlar.

### Ve Gülizar’ın hayatına girmesiyle başlar güzellikler

Gülizar adlı bir bayan ile hayatını birleştirir. Türkülerinde kendine has yorumuyla doğadan insan sevgisine, hüzünden yaşama sevincine, iyimserlikten umutsuzluğa, dinden siyasete, karşılıksız ve umutsuz aşktan, birbirlerini deli gibi sevenlere birçok eser yazıp seslendiren ozanımız, 1941-1946 yılları arasında köy Enstitülerinde bağlama ve halk türküleri dersleri vermiştir. 1965 yılında TBMM’’nin kararıyla özel bir kanun çıkarılıp, maaşa bağlandı.

### Yaralı yüreklere deva oldu

Aşık Veysel hayatı boyunca Türkiye’’nin hemen hemen her yerindeki aşıklarla karşılaşıp tanıştı. Sevilen halk ozanını ölümüne denk her yastan aşık ziyaret etmiştir. Veysel Şatıroğlu yanı Aşık Veysel’in eserleri arasında en çok sevilen ve günümüzde farklı sanatçılar tarafından yorumlanan “Ala Gözlü Benli Dilber”, “Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Dostlar Beni Hatırlarsın”, “Kara Toprak” adlı parçalar, farklı uyarlanarak, özellikle genç neslin gönlünü fed etmiştir. Efsane olan ve türkü deyince ilk akla gelen halk ozanımız, “”Hepimiz Bu Yurdun Evlatlarıyız””, ““Memlekete Destan Oldum”” adlı eserler ile memleketine olan aşkını şarkılar ile ifade etmiştir. Aşıkların yaşadıklarını, en güzel şekilde parçalarına döken sanatçı, “Aşkın Beni Elden Ele Gezdirdi”, “Sen Bir Ceylan Olsan Ben De Bir Avcı”, “Sen Olmasan”, “Gönül Bir Güzeli Sevmiş” adlı şarkıları ile yaralı yüreklere deva olmuştur.

### Doğaya olan aşkını da bir ilk ile tescilledi

Halk ozanımız doğaya olan aşkını da bir ilk ile tescillemiştir. Memleketine ilk meyve ağacını yetiştirerek, diğer köylülere de örnek olmuştur. Ve zamanla memleketinde çok çeşit meyve ağacı yetiştirilerek, köylülerin bu yolla para kazanmasına aracı olmuştur. Gözleri görmediği için kötü ithamlarda bulunan köylüler, sonradan pişman olmuşlar ve ozanımızın kör olmadığını, aksine en uzak noktaları bile gönül gözü ile gördüğünü dile getirmişlerdir. Anadolu kültürünün temsilcisi, kapkaranlık dünyasında aydınlık düşünceler taşıyarak, diğer sanatçıların idolü olmuştur. Ülkemizde ayrı bir yerde olan ozanımız, 1973 yılında kansere yenik düşmüş ve hayatını yitirmiştir. Sözlerinin yalınlığı ve öz Türkçeyi yansıttığı için de ayrı bir yerde olan sanatçı, dillerden düşmeyen şarkıları ile ölümsüzleşiyor.

Küçükçekmece Belediyesi kültür-sanat etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Türkülerin Diliyle Cengiz Özkan’ programında bu ay vefatının 42’nci yılı dolayısıyla üstat Aşık Veysel anıldı.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.