22 madde ile Peygamberimizin Eğitim Metodu

Dinleyicilerin ilgisini nasıl uyandırdığından, çocukları camiye ve ilim meclislere nasıl çektiğinden, anlatım ve öğretim tekniklerine kadar Peygamberimiz (sav)’in eğitim anlayışı ve eğitim metotları sizlerle.

22 madde ile Peygamberimizin Eğitim Metodu

Peygamberler, Allah (c.c) tarafından kendisine gönderilen bilgiyi yani vahyi insanlara bildiren ve öğreten kimselerdir. Bu anlamda, her peygamberin birinci görevinin öğretmenlik olduğunu yani eğitimcilik olduğunu söyleyebiliriz. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) görevinin eğitimcilik olduğunu “Ben ancak bir muallim yani öğretmen olarak gönderildim” diyerek ifade etmiştir. Hz. Peygamber, sadece getirdiği mesaj ile değil bu mesajı insanlara anlatmak ve öğretmek için kullandığı eğitim yöntemi ile de çağımıza hitap etmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in eğitim ve öğretim yönteminde insanların bireysel farklılıklarına göre hitap etme, uygulayarak, örneklendirerek anlatma, karşılaştırma yapma, neden sonuç ilişkisi kurma, mantıklı düşünme gibi özelliklerinin ön plana çıktığını görmekteyiz. Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) bir eğitimci ve öğretici olarak kullandığı kendine özgü eğitim yöntemini günümüzdeki eğitim sisteminde öne çıkan iki yaklaşıma göre örneklendirmemiz gerekirse; son yıllarda eğitim alanında yapılan bilimsel ve deneysel araştırmalarda iki yaklaşım dikkati çekmektedir. Bunlardan biri, öğrenmenin nasıl gerçekleştiği konusundaki yapılandırmacı yaklaşım, diğeri ise insan zekâsını yeniden tanımlayan çoklu zekâ yaklaşımıdır. Bu iki yaklaşımın ortak özelliği ise eğitim/öğretimde bireysel farklılıkları ön plana çıkarmalarıdır. Çağımızda eğitim biliminin araştırmaları sonucu ortaya çıkan bu yaklaşımların sevgili peygamberimizin eğitim sitemi ile tam uyuşuyor olması onun ne kadar mükemmel bir öğretmen olduğunu bir kez daha göstermektedir. Tarih boyunca Yüce Allah’ın gönderdiği tüm peygamberlerde hep yanlış inanış ve cahilliklerle mücadele etmişlerdir. Bir eğitim sisteminin başarılı olabilmesinde öğretmenin rolü çok büyüktür.
Öğretmeni sevmeyen öğrencinin dersi de sevmediği bilinmektedir. İyi bir eğitimci, kendini sevdirmeyi bilmelidir. Çocuklarla ilgilenmeli, onları sevmeli, güler yüzlü olmalı pozitif düşünmeli, kısaca kendisini mesleğine ve öğrencilerine adamalıdır.

Psikologlar, sözün söyleniş biçiminin sözün özünden önemli olduğunu ifade ediyorlar. Yapılan araştırmalara göre, insanlar arası iletişimde; % 7 oranında kelimeler, % 38 oranında ses tonu ve % 55 oranında jest, mimik ve vücut dili rol oynuyor.

Hazreti Peygamber (s.a.v.) bütün zamanların en güzel ve en etkili hatibidir. O gönüllere giden yolu biliyordu. Bu sebeple kalplerin Sevgilisi oldu. Önce kendini sevdirdi, sonra da konuşmalarında insanları etkileyen, düşündüren bir üslup kullandı.

Peygamber Efendimizin Eğitim Metotları
Allah Resulü’nün (s.a.v.) farklı ve etkili metotlar kullandığını biliyoruz. Bunların belli başlılarını şöyle sıralayabiliriz.

1. İnandırdı, Ümit ve Müjde Verdi
İslamiyet, iman ve ümit dinidir. İnsan, yapmayı düşündüğü şeyin iyi, güzel ve yapılabilir olduğuna inanmazsa teşebbüse geçmez. İnsanı harekete geçiren en önemli güç, inançtır. Zaten İslam’da en önemli husus, imandır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), insanlara devamlı ümit ve müjde vermiştir. İslam’ın müminlere cenneti kazandıracağını, onları cehennemden kurtaracağını ve daha önemlisi Allah’ın rahmetine kavuşturacağını anlatmıştır. En çetin dönemlerde müminlere ümit ve müjde vermiştir.

“İran, Şam ve Yemen Fethedilecek”
Hendek Savaşı sırasında, şehir 10 bin düşman askeri tarafından kuşatılmıştı, müminler az idiler ve varlık yokluk mücadelesi veriyorlardı. Sahabeler hendek kazarken kırılması zor bir kaya ile karşılaştılar ve Peygamberimiz (s.a.v.)’den yardım istediler. Allah Resulü (s.a.v.), elindeki balyozu kayaya vurdu, bir parçasını kırdı ve şu müjdeyi verdi:

– Bana Şam’ın anahtarları verildi!

Bir daha vurdu ve bir parça daha kopardı, şöyle bir müjde verdi:

– Bana İran’ın anahtarları verildi!

Tekrar vurdu ve büyük bir parça daha kopardı ve şöyle müjdeledi:

– Bana Yemen’in anahtarları verildi!

2. Olumlu Davranışları Ödüllendirdi ve Takdir Etti
“Beğenilmek ve takdir edilmek” insanların çok önemsediği bir davranıştır. Sosyal bir varlık olan insan, başkalarına kendini beğendirmek, saygın olmak ve saygı görmek ister. Bu duygu, çocuklarda daha önemlidir. Çocuklar, büyükler tarafından beğenildiklerinde memnun olurlar. Neyi doğru, neyi yanlış yaptıklarını büyüklerin beğenisine bakarak tayin ederler.

İbn Abbas (r.a.) anlatıyor:

“Bir gün Nebi (s.a.v.) tuvalete gitti. Ben de abdest alması için bir kaba su hazırladım. Daha sonra Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) su dolu kabı görünce kimin hazırlayıp koyduğunu sordu. Benim hazırladığımı öğrenince: ‘Allah’ım, onun dindeki anlayışını artır.’ diyerek bana dua etti.”

Peygamberimiz (s.a.v.), İbn Abbas’a dua ederek onu duayla ödüllendirmiştir.

3. Soru Sorarak İlgi Uyandırdı
Anlatacağı konuya dikkat çekmek, merak ve ilgi uyandırmak için soru sorardı.

Bir gün ashabına: “ Müslüman kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu.

Onlar da: “Allah ve Resulü daha iyi bilir!” dediler.

Yeterince dikkat uyandırdıktan sonra: “ Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.” buyurdu.

Sonra: “Mümin kimdir?” diye sordu. Ashap yine:

“Allah ve Resulü daha iyi bilir.” dediler. Bunun üzerine şunları söyledi:

“Müminlerin canları ve malları hususunda kendisinden emin olduğu kimsedir.”

Allah Resulü (s.a.v.) soru sorarak ilgi ve merak uyandırıyor, dinleyenleri motive ediyor, ondan sonra anlatacaklarını anlatıyor.

4. Anlatacaklarını Zamana Yaydı
Kainatta tedricîlik kuralı vardır. Her şey zaman içinde olgunlaşır. Dış dünyadaki bu gelişmeler, insanın iç dünyası ve karakter oluşumu için de geçerlidir. Zihin ve ruh eğitiminde de zamana ihtiyacımız vardır.

Mesela İslam’ın ilk yıllarında namaz, sabah ve akşam olmak üzere iki vakit olarak emredildi.

Cenab-ı Hak, Müslümanları buna alıştırdıktan ve ruhen onları hazırladıktan sonra beş vakit namaz farz kılınmıştır.

İçki yasaklanırken de zamana yayma metodu kullanılmıştır. Önce içkinin zararının faydasından çok olduğu anlatılmış, sarhoşken namaz kılınmaması istenmiştir. Böylece namaz vakitlerinde içki içilmemesi emredilmiş, daha sonra da içki bütünüyle yasaklanmıştır.

5. Örnekler Vererek Anlattı
Örnekleme, en iyi eğitim metotlarından biridir. Hikâyeler ve örnekler, çocukların aklında daha iyi kalır. Bu sebeple Aziz Nebi (s.a.v.), mesela namazın önemini güzel bir örnekle anlatmıştır:

“Ne dersiniz, birinizin kapısı önünde bir akarsu olsa sahibi orada günde beş defa yıkansa kirinden bir şey bırakır mı?”

Orada bulunanlar: “Hayır, kir diye bir şey bırakmaz.” dediler.

Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.):

“Beş vakit namaz da işte böyledir. Onlarla Allah Teâlâ günahları siler, buyurdu.”

6. Öğretmek İçin Hikâyelerden Faydalandı
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), geçmiş dönemlerde olan hadiseleri de hikaye etmiş ve bu suretle sahabe-i kirama ders vermiştir.

7. Çocukları Camiye ve İlim Meclislerine Götürdü
Yaparak ve yaşayarak öğrenme, en etkili öğrenme biçimidir. İnsan duyduğunu unutur, gördüğünü hatırlar, ama yaptığını öğrenir…

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), çocukları sık sık camiye götürürdü. Orada gördüğü başka çocuklarla da ilgilenirdi. Küçük torunu Ümame’yi omzuna alır, camiye gelirdi. Camideki cemaate namaz kıldırır, Ümame orada beklerdi.

Namaz vakitlerinin yanı sıra cuma ve bayram namazlarında dahi Hz. Hasan ve Hüseyin camiye gelir, Peygamberimizi (asv) arar bulurlardı. Allah Resulü (s.a.v.) onlara hoşgörülü davranırdı.

Kimi zaman da Peygamberimiz (s.a.v.) torunlarını bizzat camiye getirirdi.

İbn Abbas (r.a.), Peygamberimizle birlikte bayram namazına gittiğini, orada namaz kıldığını ve Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) okuduğu hutbeyi dinlediğini anlatır.

Peygamberimizin (s.a.v.), Abdullah bin Ömer, Ebû Said el-Hudrî gibi çocukları zamanın okulu olan Suffa’ya götürdüğü ve onların eğitim almasını sağladığı bilinmektedir. Suffa çocuk eğitimine cevap vermeyince Medine’nin çeşitli mahallerinde hazırlık okulu diyebileceğimiz okullar yaptırdı.

8. Çocuklara Sabırlı Olmayı Öğretti
Zaferler, sabır neticesi elde edilir. Çalışmadan başarıya ulaşmak mümkün değildir. Üstelik dünya, imtihan dünyasıdır, rahat ve mutluluk yeri değildir. İmtihan sırasında insan mutluluk aramaz, ancak sınavı kazanırsa sevinir.

Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak bize sabrı tavsiye eder ve sabır karşılığı cennete girileceğini müjdeler. “Sabırlarına karşılık cennet ve (giyecek olarak) ipek ihsan eder.” (İnsan, 76/12)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Sabreden zafere ulaşır.” buyurur.

9. Çocuklarda sorumluluk bilinci geliştirdi
Çocukları hayata hazırlamalı, onlara para kazanabilecekleri bir meslek ve bir sanat öğretmeliyiz. Bununla aynı zamanda onları sorumluluğa alıştırmış ve kendilerine güvenlerini kazandırmış oluruz.

Peygamberimiz (s.a.v.) çocuklara göre iş verirdi. Onlara yapabilecekleri şeyler söyler, ağır işleri onlara yaptırmazdı. Hayber Kalesi’nin fethi sırasında yol boyunca Enes (r.a.), Peygamberimize yardımcı oldu. Yolda konakladıkları vakit ufak tefek işlerde Enes (r.a.), Peygamberimize yardım etti.(11)

Bu şekilde iş yapmayı öğrenen çocuklar, hem kendi becerilerini geliştirir, hem başkalarına yardım etmeye alışır. Çocuklara fırsat vermek, yeteneklerini geliştirmelerine imkân tanımak gerekir. Yetenekleri gelişmiş olarak hayata hazırlanan çocuklar, ileride kendi başlarına hayatlarını sürdürebilirler. Önemli olan, bu beceriyi kazanmalarıdır.

10. Yumuşak ve Hoşgörülü Davrandı
Çocuk terbiyesinin temeli sevgi, şefkat ve hoşgörüdür. Çocukların yanlış yapması gayet doğaldır. Büyükler bile hata yapmaktadır.

Peygamberimiz (s.a.v.) hiçbir çocuğu dövmediği gibi, dayak ve şiddeti hiçbir şekilde eğitim metodu olarak tavsiye etmemiştir.

Dayak ve şiddet, başarıyı artırmadığı gibi, aksine çocuğun şiddet uygulayan öğretmen, anne ve babadan uzaklaşmasına yol açmaktadır. Şiddet uygulayan eğitimci sevilmemekte ve çocuklar üzerindeki etkisi azalmaktadır. Öğrenciler, dayak atan öğretmenden nefret etmektedirler.

Eğitimci sevdirmek, nefret ettirmemek, kolaylaştırmak zorundadır. Peygamberimiz (s.a.v.), bize sevdirmeyi ve kolaylaştırmayı tavsiye etmektedir.

Hz. Aişe (r.a.), Peygamberimizin (s.a.v.) şöyle dediğini nakleder:

“Şüphesiz ki Allah çok hoşgörülü ve yumuşaktır, her işte yumuşaklığı sever.”

11. Anlattıklarının Zihinlere Yerleşmesi İçin Sözlerini Tekrarladı
Eğitimde önemli konuların altını çizmek ve tekrarlamak, önemli bir öğretim metodudur. Çocuk, tekrarlanan şeylerin önemli olduğunu sezer. Bilgileri zihne yerleştirmek için sıkça tekrar ederiz. Tekrar sayesinde bilgiler kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılır ve zihne iyice yerleşir.

Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.v.) ashaba yeni bilgiler öğretirken üç defa tekrarlamış ve önemli hususların zihinlere yerleşmesi için çalışmıştır.

Enes (r.a.) der ki: “Allah’ın Elçisi (s.a.v.) bir cümle söylediği zaman, anlaşılıncaya kadar onu bazen üç defa tekrarlardı. Bir topluluğa uğradığı zaman onlara selâm verirdi. Konuştuğu zaman ne az ne de çok konuşurdu. Konuşurken ara yere lüzumsuz kelime koyarak sözü uzatmaz, daha iyi konuşma külfetine girmekten hoşlanmazdı.

12. İnsanların Anlayabileceği Şekilde Konuştu
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), peygamberlerin konuşma tarzını şöyle anlatmıştır:

“Biz peygamberler, insanlara akıllarına göre konuşmakla emir olunduk.”

Başka bir hadis-i şerifte şöyle bir tavsiyede bulunur:

“İnsanlara anlayabilecekleri şekilde konuşunuz.”

Hz. Ali (r.a.), “Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) çabuk konuşmazdı; her işitenin anlayacağı şekilde teker teker konuşurdu.” der. (Tirmizî, Menakıb 19/3642).

13. Çocuklara Öncelik Verdi
Zaman zaman Peygamberimizi (s.a.v.) ziyaret etmek isteyen gruplar çoğalır, kalabalıklaşırdı. Allah Resulü’ne (s.a.v.) ulaşmak ve onunla görüşmek için sıraya girmek gerekirdi. Böyle durumlarda Aziz Nebi (s.a.v.) çocuklara öncelik verirdi. Görüşmeyi düzenleyenlere şöyle emir verirdi:

“Çocuklar gelirse sakın onları bekletmeyin, hemen içeri alın!”

Çocukluk döneminde hafıza, beyin, kişilik ve kimlik gelişimi hızlı cereyan etmektedir. Bu sürede çocuklarla ilgilenmek ve bu gelişime yardımcı olmak gerekir. Çocukların yetenekleri engellenmemeli, daha sen çocuksun, aklın ermez, otur, dinle gibi, pedagojik olmayan sözler ve davranışlarla çocukların zihinsel ve ruhî gelişimi durdurulmamalıdır. İyi eğitimci, çocukları sınırlamak yerine onların gelişimine yardımcı olur.

14. İnsanı Değil, Davranışı Eleştirirdi
Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmişti; hep güzel sözler söyler, güzel işler yapardı. Çirkin ve kötü kelimelerin gönülleri çirkinleştirdiğini, bulandırdığını bilirdi. Bu sebeple ömrü boyunca dost veya düşman kimseye çirkin bir söz söylememiştir.

Allah Resulü (s.a.v.) kırıcı konuşmazdı. Kendisine kötü davranıldığı zaman bunu kişiselleştirmez, genelleme yapar ve düzeltirdi. Kendisine bir şikayet ulaşsa veya hatalı bir davranış görse yapanın yüzüne vurmazdı.

“İnsanlara ne oluyor, niçin şöyle söylerler veya böyle yaparlar!” diye konuşur, davranışın kötü olduğunu hissettirir, insanı kötülemez ve insana ağır gelecek söz söylemezdi.

15. Çocuklara Yalan Vaatlerde Bulunmayı Yasakladı
Aldatılmak ve kandırılmak hiç kimsenin hoşuna gitmez. Peygamberimiz (s.a.v.), “Aldatan bizden değildir.” buyurur. Peygamberimiz (s.a.v.), çocukların aldatılmasını istemez, onlara doğruyu söylerdi.

16. Oyunla Eğitim
Efendimiz (s.a.v.), torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile ilgilenir ve onlarla oyun oynardı. Bir gün melek torunlar, dedelerinden kendilerine deve almasını istediler. Efendimizin deve alacak imkanı yoktu. Kendisi eğildi ve onlara şöyle dedi:

“Haydi binin! Bundan iyi deve mi olur?”

Oyun, çocuğun en tabiî ihtiyacıdır. Oyun sayesinde çocuk, arkadaş edinmeyi, onlarla geçinmeyi öğrenir. Oyun oynarken birçok yeteneğini geliştirir. Kelime hazinesi zenginleşir. Birçok şeyi arkadaşlarından öğrenir, onlara öğrendiklerini öğretir.

17. Çocukların Hakkına Riayet Etti
Kur’an, adaletli olmayı emreder. Peygamberimiz (s.a.v.) insanlara adaletli davrandı. Çocukların hakkına riayet etti. Çocuktur, anlamaz, demedi.

“Allah’tan korkunuz ve çocuklarınız arasında adalet ediniz.” buyurdu.

Çocuklar arasında sevgiyi paylaşmada bile eşitliğe önem verdi.

Bir adam, Peygamberimizle (s.a.v.) beraber oturuyordu. Derken adamın küçük oğlu geldi, adam onu öptü ve kucağına oturttu. Sonra adamın küçük kızı geldi, onu da alarak yanına oturttu.

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) adamı uyardı:

“Sen kız çocuğu ile oğlan arasında adaleti gözetmedin!”

18. Çocuklara Temizliği Öğretti
İslam dini, temizliğe önem verir. Peygamberimiz (s.a.v.), “Temizlik imandandır.” buyurur.

Bir başka hadislerinde ise “Temizlik, imanın yarısıdır.” buyurur. “Namazın anahtarı temizliktir.”

Güzel şeyler çocuklara küçük yaşlarda öğretilirse, onlarda davranışa dönüşür ve alışkanlık hâline gelir. Bu sebeple Aziz Nebi (s.a.v.), çocuklara küçük yaşta temizliği öğretti ve alışkanlık hâline getirmelerini sağladı.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), yıkanma, tırnak kesme ağız ve diş temizliği çocuklarının saçlarını tıraş etme gibi birçok temizlik örnekleri vermiş ve tavsiye etmiştir.

19. Öğrettiklerini Yazdırdı
Hz. Peygamber (s.a.v.), öğrettiklerini yazdırdı. Hem nazil olan Kur’an ayetlerini yazdırdı -ki on beş tane vahiy katibi vardı- hem de söylediği hadislerin yazılmasını teşvik etti.

Abdullah bin Amr b. El-As, konuyla ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:

Resulullah’tan (s.a.v.) duyduğum her şeyi ezberlemek için yazıyordum. Kureyş, beni bundan menetti. Resulullah (s.a.v.), kızgınlık ve sükûnet hâlinde konuşan birisi. Sen ondan işittiğin her şeyi yazıyor musun, dediler. Bunun üzerine yazmayı bıraktım. Daha sonra durumu Resulullah’a (s.a.v.) arz ettim. Eliyle ağzını işaret ederek şöyle buyurdu:

“Yaz, nefsim kudret elinde olan Allah’a ant olsun ki buradan haktan başka bir şey çıkmaz.”

Yazarak öğrenme, en iyi öğrenme şekillerinden biridir. Yazarken hem konuya dikkat toplanır, hem de daha sonra tekrarlanmak istenince elde metin bulunur.

20. Yabancı Dil Öğrenmeyi Tavsiye Etti
Beyin, karşılaştırarak öğrenir. Bir dili bilen, ikinci dili daha kolay öğrenir. Yabancı dil bilmek insanlar arası iletişimi kolaylaştırır. Yabancılarla anlaşmamızı, onlara kendi din, dil ve kültürümüzü anlatmamızı kolaylaştırır. Onlardan yeni şeyler öğrenmemizi sağlar. Peygamberimiz (s.a.v.) tebliğ yapmak için yabancı dili kullanmıştır.

Şefkat Peygamberi (s.a.v.) bir gün Zeyd b. Sabit’e (r.a.), Yahudilere güvenmediğini, yazışmalar için onların dilini öğrenmeyi tavsiye etti. O da kısa sürede İbranice öğrendi ve yazışmalarda Peygamberimizin (s.a.v.) hizmetinde bulundu.

21. Şekil Çizerek, Benzetmeler Yaparak ve Beden Diliyle Anlattı
Şekil ve resimlerle anlatılan bilgiler akılda daha iyi kalır. Sağ beyin yarım küresi, resim ve şekilleri fotografik hafızaya kaydeder ve kolay kolay unutmaz. Bu sebeple resim ve şekillerle, göstererek anlatmak, konuların daha iyi anlaşılmasını ve öğrenilmesini sağlar.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Cabir ile birlikte otururken toprağa şekil çizerek ona Allah’ın ve şeytanın yolunu anlattı. Cabir (r.a.), olayı şöyle anlatır:

Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanında otururken önüne bir çizgi çizdi ve “İşte böyle; bu, Yüce Allah’ın yoludur.” buyurdu. Sonra bu çizginin sağına iki çizgi, soluna iki çizgi çizdi ve “Bunlar da şeytanın yollarıdır.” buyurdu. Ardından elini ortadaki çizginin üzerine koydu ve şu ayeti okudu:

“Dosdoğru yoluma uyun. Sizi Allah yolundan ayrı düşürecek yollara sapmayın. Allah, size bunları, sakınasınız diye tavsiye etmektedir.” (Enam, 6/153)

22. Anlattıklarını Uyguladı, Yaşayarak Öğretti
En verimli öğretme metotlarından biri de “uygulamalı anlatım”dır. Yaparak ve yaşayarak öğrenileni insan kolay kolay unutmaz. Uygulamalı eğitim, en verimli öğretme biçimidir.

Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), koyun yüzen bir delikanlıya rastladı. Ona:

– “Bak, sana öğreteyim.” dedi. Elini deri ile et arasına sokup koltuk altına kadar vardırdı. Sonra da şöyle dedi:

– “Delikanlı, işte böyle yüz!”

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), abdestin nasıl alınacağını soran bir kimseye, bizzat abdest alarak gösterdi. Hatta bazı rivayetler, bunu üç defa yaptığını nakleder.

Yaparak öğretme, hem göze hem de kulağa hitap eder; bu sebeple, öğretilenin akılda kalıcı olmasını sağlar. Hz. Peygamber (s.a.v.), bu metodu sıkça kullanmıştır.

bedirhaber/arşiv

YORUM ALANI

Yorum Yok
YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.