40,2607$% 0.13
46,7252€% 0.08
53,9495£% 0.21
4.320,96%0,56
3.334,69%0,33
10.219,40%-0,06
İslâm’da Eğlence Anlayışı ve Temel Prensipler
İslâm dini, insanın fıtrî ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran ve hayata ilişkin ölçüleri koyan bir dindir. İnsanın yalnızca ibadet ve ahiret hayatına değil, dünyayla alakalı olana da önem verir. Bu bağlamda, dinimizin insanların eğlenmesine ve sosyal seçeneklerine izin verir. Ancak bu izin, sınırsız bir serbestlik anlamına gelmez. İslâm, eğlenceyi belli ahlâkî ve dinî tasarruflar kapsamında tutmuş, harama götüren yollardan sakındırmıştır.
Düğünler, bayramlar ve diğer özel günler, insanların bir araya geldiği sevinçlerin paylaşıldığı önemli zamanlardır. İslâm’da, bu tür toplantılarda yapılan eğlenceler, “meşruluğun sürdürülmesi” şartıyla caiz görülmüştür. Bu meşruiyetin temel şartı, eğlencenin dinin yasakladığı fiilleri içermemesi, ahlâkî sınırların aşılmaması ve toplumun genel huzurunu bozmamasıdır.
Sünnet Işığında Düğün Eğlencelerinin Meşruiyeti
Hz. Peygamber (sas) ve sahabe döneminde düğünlerde çeşitli eğlencelerin yapıldığına dair birçok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetler, İslâm’ın eğlenceye bakışını anlamamız açısından önemli delillerdir.
Resûlullah (sas), düğünlerin duyurulması ve neşe içerisinde kutlanması için def çalınmasını teşvik etmiştir. Def, o dönemde en yaygın müzik aletlerindendi, özellikle kadınlar arasında eğlence amaçlı kullanılırdı.
Hadiste peygamberlerimiz şöyle buyuruyor:
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «أَعْلِنُوا النِّكَاحَ وَاضْرِبُوا عَلَيْهِ بِالدُّفِّ»
Hz. Âişe (ra) rivayet ediyor: “Hz. Peygamber (sas), ‘Nikâhı ilan edin ve onu def çalarak duyurun.’ buyurdu.” (Tirmizî, Nikâh, 6 [1089]; İbn Mâce, Nikâh, 20 [1895])
Bu hadisler, düğünlerde eğlencenin teşvik edildiğini göstermektedir. Ancak burada kastedilen müzik, ahlâk sınırları aşmayan, fuhşiyat parçaları olmayan ve sadece neşeli olan müzik ve eğlencelerdir.
Hz. Peygamber (sas), bayram günü Habeşlilerin mızrak ve kalkan oyunlarını izlemiş, hatta Hz. Âişe’yi yanına alarak onun da izlemesini sağlamıştır.
Hadiste efendimiz şöyle buyurur:
عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا قَالَتْ: كَانَ الْحَبَشَةُ يَلْعَبُونَ بِحِرَابِهِمْ فَسَتَرَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَنَا أَنْظُرُ
Hz. Âişe (ra) şöyle anlatıyor: “Habeşliler mızraklarıyla oynuyorlardı. Resûlullah (sas) beni arkasına alarak onları izlememe izin verdi.” (Buhârî, Îdeyn, 2 [950]; Müslim, Salâtü’l-Îdeyn, 19 [892])
Bu rivayet, İslâm’ın helâl dairelerindeki eğlencelere izin verilmesini açıkça göstermektedir. Ancak bu eğlenceler, dinin yasakladığı zararlı davranışlardan uzak, sadece neşe ve eğlenceyi amaçlamaktadır.
Sahâbe döneminde düğünlerde şarkı söylendiği ve eğlenceler düzenlendiği bilinmektedir. Hatta bazı sahabîler, bu tür eğlencelere katılanları yadırgayanlara, “Resûlullah (sas) bize düğünlerde eğlenmeye ruhsatı verdi.” diye cevap verirlerdi.
Hadiste efendimiz şöyle buyurur:
عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ: دَخَلْتُ عَلَى قَرَظَةَ بْنِ كَعْبٍ وَأَبِي مَسْعُودٍ الْأَنْصَارِيِّ وَعِنْدَهُمَا جَوَارٍ يُغَنِّنَ فَقُلْتُ: أَنْتُمَا صَاحِبَا بَدْرٍ وَهَذَا يَكُونُ عِنْدَكُمَا؟ فَقَالَا: اجْلِسْ إِنْ شِئْتَ وَاسْمَعْ مَعَنَا وَإِنْ شِئْتَ اذْهَبْ فَإِنَّا رُخِّصَ لَنَا فِي اللَّهْوِ عِنْدَ الْعُرْسِ
Âmir bin Sa’d şöyle anlatır:
“Karaza bin Kâ‘b ve Ebû Mes‘ûd el-Ensârî’nin yanına girdim. Yanlarında şarkı söyleyen cariyeler vardı.
Onlara dedim ki: ‘Siz Bedir savaşına katılmış sahabilerdensiniz, bu (şarkı söyleyen kadınlar) da sizin yanınızda mı bulunuyor?’
Onlar şöyle dediler:
‘İstersen otur, bizimle birlikte dinle; istersen git. Çünkü bize düğünlerde eğlenceye ruhsat (izin) verilmiştir.’ (Nesâî, Nikâh, 80 [3383])
Hadisten, düğünlerde makul ölçüde eğlenceye izin verildiği anlaşılmaktadır. Bu rivayet, sahabenin düğünlerinde eğlenceyi normal karşıladığını ve bunun İslâmî ölçüler kapsamında meşru olduğunu göstermektedir.
Bu hadisin fıkhî yorumu İslam âlimleri tarafından genel olarak şu şekilde yapılmıştır:
Hadisten anlaşıldığı üzere, nikâh ve düğün gibi sevinçli anlarda ölçülü eğlence meşrudur. Özellikle kadınların kendi aralarında def çalması, türkü veya ninni söylemesi gibi faaliyetlere İslam âlimleri cevaz vermiştir. Bu, düğünün ilan edilmesi ve duyurulması açısından da önemlidir.
Bu hadis, genel olarak müzik serbesttir anlamına gelmez. Eğlencenin meşru olabilmesi için:
Sözlerin haram içermemesi,
Kadın-erkek karışık ortam olmaması,
Sefahate, israfa veya günaha götürmemesi şartları aranır.
Hadiste, Bedir ehli olan sahabeler bu eğlenceyi yanlışlamamış, aksine “bize bu ruhsat verildi” diyerek meşruiyetine işaret etmişlerdir. Bu da sünnette yerleşik bir uygulamaya işaret eder.
Âlimlerin Görüşleri ve Günümüze Yansımaları
İslâm âlimleri, düğün ve benzeri toplantılarda eğlenceye izin vermişler ancak şu hususlara dikkat edilmesi gerektiğini söylemişlerdir:
Caiz Olan Müzik: Ahlâk sınırları dahilinde olan, haram içerik barındırmayan ve sadece neşelendirme amaçlı müzik grubu.
Haram Olan Müzik: İçki, zina, isyan gibi haramları öven veya teşvik eden sözleri içeren müzikler.
Düğünlerde kadınlar bir arada bulunur durumda, İslam’ın ortaya koyduğu hijyen ve tesettür kurallarına uyulmalıdır.
Karışık eğlencelerdeki sınırların aşılması kusurludur ve yasaktır.
Düğünlerde gösteriş ve israfa kaçmamak gerekir.
Eğlence, ibadetleri ve sosyal sorumlulukların ihmal edilmemesi.
Netice Olarak Düğün Eğlencelerinde Ölçü Nedir?
İslam dini, düğünlerde meşru ölçüler içerisinde eğlenmeye izin verir. Defalarca çalınması, yasal olarak şarkı söylemesi ve oyunların oynanması caizdir. Ancak bu eğlenceler:
✔ Haram söz ve davranışlarından uzak olmalı,
✔ Mahremiyet kuralları riayet edilir,
✔ İsraf ve aşırılığa düşmemelidir.
Bu ölçülere dikkat edilmediği sürece, düğünlerde eğlenirken bir aksaklık yoktur.
Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu – 12.07.2017
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.