DOLAR

35,5435$% 0.28

EURO

36,6473% 0.01

STERLİN

43,5426£% 0.17

GRAM ALTIN

3.100,09%0,27

ONS

2.713,92%-0,01

BİST100

9.866,73%1,30

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a
  • Bedir Haber
  • ANALİZ
  • Zulmün Tarihi: ”Genç erkekleri ve kızları ateşle yaktım…”

Zulmün Tarihi: ”Genç erkekleri ve kızları ateşle yaktım…”

Zulmün Tarihi: ”Genç erkekleri ve kızları ateşle yaktım…”
0

BEĞENDİM

Tarihi okumak, insanlık tarihinin derinliklerine inmek, geçmişin gölgelerinde geleceğe ışık tutmak demektir. Tarih okumanın üç ana amacı vardır: Geleceğe yol gösterme, geçmişin yanlışlarını tekrar etmeme; türdeşlerimizi yargılayarak kendimizi temize çıkarma ve son olarak tarihten keyif alarak öğrenme. Her üç amacın da farklı bir yanıtı vardır ve insanlık tarihinin en acımasız dönemlerini, zulmün izlerini sürerken bu amaçlar kesişir.

Ayeti kerimede Rabbimiz şöyle buyurur:

إِنَّ اللَّـهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْإِحْسَانِ وَإِيتَاءِ ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ
(النحل, 16:90)

Türkçesi:
“Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten (ve zulümden) de men eder.”
(Nahl, 16:90)

Bu ayet, kötülüğe karşı durmanın ve adaletin sağlanmasının İslam’daki temel öğretilerden biri olduğunu vurgular. Zulüm ve kötülüklerin her zaman engellenmesi gereken bir insanlık suçu insan ayıbıdır.


Peygamberimiz Hz. Muhammed de hadisi şeriflerinde zulmü, zalimi kınar ve ahiretteki kötü durumunu şöyle ifade eder:

“اتَّقُوا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ”
(مسلم, البر, 42)

Türkçesi:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Zulümden sakının, çünkü zulüm kıyamet gününde karanlıklar olacaktır.”(Müslim, Birr, 42)

Bu hadis, zulmün ne kadar büyük bir suç olduğunu ve kıyamet günü zalimin üzerindeki karanlık etkilerini açıkça ifade eder. Zulmün hem dünyadaki hem de ahiretteki büyük sonuçlarına dikkat çeker.Hadis:


“إِنَّ اللَّهَ فَوَّضَ إِلَيَّ أَنْ أُحَبِّبَ إِلَيْكُمْ النَّاسَ فِي الْمَعْرُوفِ وَأَنْ أُبَغِّضَ إِلَيْكُمْ النَّاسَ فِي الزُّورِ وَإِنِّي قَدْ أُمِرْتُ بِالْعَدْلِ”


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah bana, size olan iyilikleri sevdirip, kötülükleri nefret ettirmemi emretti. Aynı zamanda adaleti yerine getirmemi emretti.”
(Ebu Davud, Adab, 17)

Bu ayet ve hadisler, zulmün karşısında durmanın, adaletin ve doğru olanın savunulmasının İslam’daki önemini vurgular. İslam, insanları doğru ve adil davranmaya teşvik ederken, zulüm ve haksızlıkların önlenmesi gerektiğini ifade eder. İşte bu ayet ve hadisler, zulmün İslam’daki ağır eleştirisini ve adaletin sağlanmasının önemini vurgulayan örneklerdir. İslam dini zulmün her türlü biçiminin karşısında durmak, bu dünyada olduğu gibi ahirette de insanı karanlığa sürükleyeceği uyarısını yapar. Bu temel değerler ışığında, tarih boyunca süregelen zulümleri ve onların toplumsal, kültürel etkilerini incelemekte fayda vardır.


Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
MEHMET AKİF ERSOY


Zulmün Tarihi: İnsanlığın Karanlık Yüzü

Tarihi okumak, insanlık tarihinin derinliklerine inmek, geçmişin gölgelerinde geleceğe ışık tutmak demektir. Tarih okumanın üç ana amacı vardır: Geleceğe yol gösterme, geçmişin yanlışlarını tekrar etmeme; türdeşlerimizi yargılayarak kendimizi temize çıkarma ve son olarak tarihten keyif alarak öğrenme. Her üç amacın da farklı bir yanıtı vardır ve insanlık tarihinin en acımasız dönemlerini, zulmün izlerini sürerken bu amaçlar kesişir.

1. Geleceğe Işık Tutmak: Tarih ve Tekerrür

Herhalde tarih okumanın en yaygın nedeni, geçmişin geleceğe ışık tutmasıdır. Tarih, bize insan doğasının benzer döngülerini gösterir: Geçmişte yapılan yanlışlar ve kötülükler tekrar tekrar yaşanır. İnsanlık olarak düşündüğümüz kadar akıllı olmayabiliriz; yıllar, hatta yüzyıllar boyunca aynı hataları yapmaya devam ederiz. Bu anlamda tarih, “Tekerrürden ibaret” dediğimiz özdeyişin bir yansımasıdır. Geçmişin hatalarından ders almadıkça, aynı yanlışlar bizi bekler.

2. Geçmişi Yargılamak: Ben İyi, Onlar Kötü

Bir diğer önemli neden ise geçmişi yargılayarak günümüzü temize çıkarmaktır. İnsanlar bazen geçmişteki kötülükleri inceleyerek, “Biz olsaydık bunu yapmazdık, biz daha iyiyiz” diyerek kendilerini aklarlar. Ancak tarih boyunca zulüm ve kötülük yapanların çoğu da kendi zamanlarında kendilerini doğru ve haklı olarak görmüşlerdir. Bu nedenle geçmişi yargılamak, sadece günah keçisi aramak değildir; aynı zamanda insanın ve toplumun karanlık yönlerini anlamaya çalışmaktır.

3. Tarihten Keyif Almak: Öğrenmek ve Eğlenmek

Son olarak, tarihten keyif almanın da bir başka boyutu vardır: Öğrenmek ve aynı zamanda keyif almak. Chaucer’ın, “Kitap okurum, keyiflendiğim için” (In books for to read is my delight) dediği gibi, tarih okumak sadece bilgilendirme değil, bir eğlence, bir zevk de olabilir. Bilgiyi öğrenirken zihnimiz açılır, farklı dünyaları keşfederiz. Bu, tarih kitaplarının derinliğinde kaybolmayı ve tarihsel olayların içsel anlamlarına ulaşmayı sağlar.


Zulmün Tarihi: İnsanlık ve Zulmün Evrimi

Tarihte zulüm, her zaman insanoğlunun karanlık yüzünü yansıtmıştır. Belki de sandığımız kadar akıllı değiliz ve bir diğerini kovalayan yıllar, hatta yüzyıllar boyunca aynı yanlışları ve kötülükleri yapıp durmuşuz. İnsanlık tarihi boyunca zulüm, sadece güç ve çıkar çatışmalarının değil, insanın bağnazlık ve egolarıyla beslenen bir olgu olmuştur.

Bilim Akademisi kurucu üyesi nöroloji uzmanı Cumhur Ertekin (1958–)in “Zulmün Tarihi, İnsan İnsan’ın Kurdudur” adlı eseri, zulmün izlerini eski Çin’den başlayıp 19. yüzyıl sonlarına kadar sürerken, her bir olayı titizlikle kaynaklarla destekleyerek okuyucuya derinlemesine bir anlayış sunuyor. Ertekin, kitabında tarihsel zulmün sebeplerini ve insan psikolojisini sorgulatırken, zulmün her dönemde ve her coğrafyada nasıl tekrarladığını gözler önüne seriyor.


Zulme ve Kötülüğe Bir Bakış

Kitapta, eski Mısır ve Hindistan zulmüne değinildikten sonra, özellikle Hindistan’daki kast sisteminin insan onuruna ne kadar saygısız bir yaklaşım sergilediği anlatılıyor. Bu tür zulümler, genellikle toplumların geleneksel yapılarıyla, dinle ve sınıfsal ayrımlarla ilişkilendiriliyor. Hindistan’daki İngiliz sömürgeciliği de kitabın önemli bir konusu; çünkü İngilizlerin sömürge yönetimi, bu bağnazlık ve zulüm anlayışını daha da derinleştirmiştir.

Ertekin, sadece geçmişi değil, günümüzün karanlık yüzlerini de sorgular. 20. yüzyıldaki savaşlar, kölelik, işçi hakları ihlalleri ve sömürgecilik, günümüzde ise dijital çağın getirdiği eşitsizlikler ve dijital kölelik ile paralellikler kurarak, tarihsel kötülüğün hep devam ettiğini vurgular. Ertekin’in kitabı, sadece bir tarihsel belge olmanın ötesinde, insanın doğasındaki kötülüğün nedenlerini anlamamıza da yardımcı olur.


Karamazov Kardeşler’den Zulme ve Kötülüğe Bir Bakış

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821–1881)’nin Karamazov Kardeşler’inden alınan bir alıntı, insanın içindeki kötülüğün dışa vurumu olarak görülür: “Şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, kişioğlu uydurmuşsa onu, kendine bakarak, kendini örnek alarak uydurmuştur.” Bu alıntı, insanın kötülüğünü dışarıda değil, kendi içindeki karanlıkta aramamız gerektiğini anlatır. Zira insan, her zaman doğruyu ve yanlışı kendi çıkarları doğrultusunda anlamlandırmaya eğilimlidir. Kötülük, bazen en yakınındaki kişiden bile gizlenebilir.

Öte yandan, halk arasında sıkça duyduğumuz “Köylü Hızır’dan öküz ister, ancak komşusunun öküzünü öldürmesini talep eder” örneği de insanın kötülüğü içselleştirmesinin bir başka göstergesidir. Bu tür öyküler, insan doğasının acımasız yönlerini anlamamıza yardımcı olur.


Hammurabi Kanunları ve Zulüm

Hammurabi (MÖ 1810–1750) Kanunları, Mezopotamya’nın eski uygarlıklarında zulmün ne kadar köklü bir hâl aldığını gösterir. Yasaların genellikle güçlülerin çıkarlarını korumak için tasarlanmış olması, tarihsel zulmün yapısını anlamamıza yardımcı olur. Özellikle Asur Kralı II. Aşurnasürpal (MÖ 883–859)’ın kanunları, zulmün en acımasız yüzünü gözler önüne serer. Ertekin’in kitaptaki bu alandaki yorumları, zulmün toplumsal yapılarla ve hukuki sistemlerle ne kadar iç içe geçmiş olduğunu vurgular.


Bağnazlık ve Zulüm

Bağnazlık, tarihteki zulmün bir diğer önemli kaynağıdır. Ertekin, dinsel bağnazlıkların zulmü beslediğini vurgular. Azteklerin insan kurbanı, engizisyonun hunharlığı ve günümüzdeki IŞİD (Irak ve Suriye’de 2013–2019) gibi örnekler, zulmün bağnazlıkla el birliği içinde işlediğini gösterir. Sokrates (MÖ 470–399)’in savunması, bağnazlıkla savaşan bir düşünürün trajik sonunu gözler önüne serer. Kitap, Sokrates’in ölümüne yol açan bu mücadelesini etkileyici bir biçimde aktarıyor.


İşçi Sınıfının Sömürüsü ve Teknolojinin Yükselişi

Zulmün Tarihi, işçi sınıfının uzun süredir süregelen sömürüsüne dair önemli bilgiler sunuyor. Endüstrileşme dönemi, makinelerin icadıyla işçi sınıfının emeği üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. Bugün, dijital teknolojilerin yükselmesiyle bu sömürü daha da karmaşık hale gelmiştir. Ertekin, geçmişin işçi hareketleri ile günümüz teknolojik gelişmeleri arasında paralellikler kurarak, emek ve sermaye arasındaki dengenin zamanla nasıl bozulduğunu analiz eder.


Sonuç: Tarih, Zulüm ve İnsanlık

Sonuç olarak, tarih okumak sadece geçmişi öğrenmek değil, aynı zamanda insanlık durumunun karanlık yanlarını anlamaktır. Zulmün Tarihi kitabı, bizlere tarih boyunca süregelen zulümleri, bunların nedenlerini ve etkilerini gösteriyor. Kitapta zulmün her dönemde var olduğunu, insanın ne kadar çok kötülük yapmış olsa da her zaman bir umut ışığı bulduğunu gözler önüne seriyor. Bu, her birimizin geçmişteki hatalardan ders çıkararak daha adil ve insan haklarına saygılı bir geleceğe ulaşma sorumluluğumuzu gösteriyor.


Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?

MEHMET AKİF ERSOY


Dipnotlar:

  1. Dostoyevski, Karamazov Kardeşler, çev. Nahit Kılcı, Remzi Kitabevi, 2010.
  2. Cumhur Ertekin, Zulmün Tarihi, İnsan İnsan’ın Kurdudur, Sia Kitap, Haziran 2021.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.