DOLAR

34,9739$% 0.16

EURO

36,7420% 0.28

STERLİN

44,1241£% -0.32

GRAM ALTIN

2.974,72%-1,04

ONS

2.647,78%-1,18

BİST100

10.125,46%0,66

Akşam Vakti a 17:43
İstanbul AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
xslot trbet tarafbet orisbet betturkey betpublic bahiscom betebet betlike mariobet betist 1xbet trendbet istanbulbahis zbahis royalbet betwild alobet aspercasino trwin betonred bizbet
a

”BÜYÜK ÜSTAD”

Çaycı! Getir ilâç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda, dakika farksızdır aydan. Karıştır çayını, zaman erisin; Köpük köpük, duman, duman erisin!

”BÜYÜK ÜSTAD”
0

BEĞENDİM

Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatının en önemli şair, düşünür ve yazarlarından biridir. 1904 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş, modern Türk şiirinin en güçlü temsilcilerinden biri olarak kabul edilmiştir. Fikirleri, hayatı ve şiiriyle Türk edebiyatına derin izler bırakmış olan Necip Fazıl, özellikle tasavvuf, ahlak, iman ve insanlık üzerine yoğunlaşan derin düşünceleriyle tanınır.

Hayatı

Necip Fazıl Kısakürek, zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve genç yaşlarda İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydolmuş olsa da, edebiyat ve şiirle ilgisi onu farklı bir yola yönlendirmiştir. İlk şiirini 1920’lerde yazmaya başlamış ve kısa sürede İstanbul’daki edebiyat çevrelerinin dikkatini çekmiştir. Bununla birlikte, Necip Fazıl’ın edebiyat hayatı, onun kişisel gelişimiyle iç içe geçmiş bir süreçtir.

İlk yıllarında Batılılaşma ve bireysel özgürlükler üzerine yazan Necip Fazıl, daha sonra tasavvufla tanışmış ve dini düşünceleriyle daha derinleşmiş bir şair haline gelmiştir. 1940’larda İstanbul’da kurduğu “Büyük Doğu” dergisiyle, Türk edebiyatında ”İslamcı düşüncelerin” önemli bir temsilcisi olmuştur. Bu dergideki yazıları ve şiirleri, toplumu dönüştürme amacı taşıyan bir anlayışı yansıtmaktadır.

Necip Fazıl’ın hayatındaki dönüm noktalarından biri, 1944’teki “savaş şiirleri” ve “toplumsal eleştiriler”le şekillenen yeni dönemi başlatmasıdır. 1944’te yayımlanan “İdeolocya Örgüsü” adlı eseri, onun fikri açıdan dönüşümünü ve toplumun dinamiklerine dair düşüncelerini derinlemesine ele alır. Necip Fazıl, hayatının son yıllarında, özellikle 1970’ler ve 1980’lerde dini ve ahlaki bir dil kullanarak toplumun manevi değerlerine olan ilgisini ve bağlılığını daha da arttırmıştır.

Fikirleri

Necip Fazıl Kısakürek’in fikirleri, genellikle bireyin topluma karşı sorumluluğunu, ahlaki değerleri, insanın manevi gelişimini ve İslam’ın bireysel hayatla nasıl ilişkilendiğini irdeleyen derin bir içeriğe sahiptir. Şiirlerinde ve yazılarında Batı kültürüne karşı bir eleştiriyle, kendi medeniyetinin öz değerlerine sahip çıkılması gerektiği mesajını vermiştir. Batı düşüncesinin, bireysel özgürlük anlayışının ve sekülerleşmenin insanı içsel boşluğa iten bir yol olduğunu savunmuştur.

Necip Fazıl, özellikle “Büyük Doğu” dergisi ve onun etrafında gelişen düşünsel akımda, Türkiye’nin modernleşme sürecini ve bu sürecin insan ruhu üzerindeki etkilerini tartışmıştır. O, bir yanda Batı’nın bireysel özgürlükler ve laiklik anlayışını eleştirirken, diğer yanda İslam’ın insanı sadece dünyevi değil, aynı zamanda uhrevi olarak da kuşatan bir değerler sistemi sunduğunu vurgulamıştır. Bu nedenle, onun fikirleri genellikle manevi bir uyanışa, insanın kendi kimliğini bulmasına ve toplumsal düzeyde bir ıslahata işaret eder.

Şiiri

Necip Fazıl’ın şiiri, onun derin düşünceleriyle doğrudan bağlantılıdır. Şiirlerinde tasavvufi bir arayış, bireysel varoluşsal sorgulamalar, iman ve özgürlük gibi temalar ön plana çıkar. İslam’ın ruhani derinliklerine inmeye çalışan Necip Fazıl, aynı zamanda çağdaş Türk şiirine yeni bir yön kazandırmıştır.

Şiirlerinde, insanın içsel çatışmalarını ve bu çatışmaların çözümü olarak teslimiyeti ve teslimiyetin getirdiği huzuru işler. Aynı zamanda, aşk, yalnızlık, ölüm ve varlık gibi evrensel temalar, onun şiirinde derin bir şekilde yankı bulur. Necip Fazıl’ın dilinde ağır bir edebi derinlik ve tasavvufi bir incelik vardır.

Onun en bilinen şiirlerinden biri, “Kaldırımlar” adlı şiiridir. Bu şiir, onun edebi gücünü ve modern Türk şiirine yaptığı katkıları en iyi şekilde yansıtan örneklerden biridir. Necip Fazıl, şiirlerinde kelimeleri bir araç olarak kullanırken, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine inmeyi başarmıştır. Şiirlerinde çoğu zaman zıtlıklar arasında bir gerilim yaratır; bu, onun şiirlerinde bir anlam arayışının, bir içsel yolculuğun izlerini sürmemize olanak tanır.

Şiirlerinde dini bir dilin yanı sıra, toplumsal eleştiriler de sıkça görülür. Necip Fazıl’ın şiirlerine bakıldığında, onun insanı sadece birey olarak değil, bir toplumun parçası olarak da ele aldığını görmek mümkündür. Şairin şiirlerinde idealist bir bakış açısı ve insanı yüceltme amacı vardır.

Sonuç

Necip Fazıl Kısakürek, hem hayatı hem de eserleriyle Türk düşünce dünyasında silinmez izler bırakmış bir figürdür. Şiirlerinde ve fikirlerinde, bireysel özgürlük ile toplumsal sorumluluğun, dünyevi hayat ile uhrevi sorumlulukların uyumunu aramıştır. Batılılaşma ve sekülerleşmeye karşı geliştirdiği düşünceler, onu sadece bir şair değil, aynı zamanda bir düşünür ve rehber olarak da önemli kılmıştır. Necip Fazıl, Türk edebiyatında derin izler bırakan, aynı zamanda da Türk toplumunun manevi ve kültürel değerlerini savunan önemli bir figürdür.

ZİNDANDAN MEHMED’E
Zindan, iki hece Mehmed’im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de; “Geri adam!” boynunda yafta.
Hâlimi düşünüp, yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mı? Belki. Daha ölmedim!

Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar, altı köşeli,
Bu yolda tutukludur, hapse düşeli,
Git ve gel. Yüz adım. Bin yıllık konak,
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!

Çaycı! Getir ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda, dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını, zaman erisin;
Köpük köpük, duman, duman erisin!


Ses demir, su demir ve ekmek demir,
İstersen demirde, muhâli kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu emir…
Garip pencerecik, küçük daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Duâ, duâ, eller karıncalanmış.
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı, bir tarla, hep yoncalanmış.
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek, kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış; ebed bizimdir!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.